İstanbul’un göbeğinde geçtiğimiz günlerde skandal görüntüler yaşandı. İsrail’in Gazze’deki saldırılarını bahane eden bir grup Fatih’te hilafet sloganları attı. Aralarında kadın ve çocukların da olduğu grup, hilafet bayrakları taşıyarak yürüdü. Hilafet ve şeriat sloganlarının atıldığı protesto ile ilgili bir soruşturma açılmaması tepki çekti.
Hilafet sloganları atılan skandal protestoyu ‘Köklü Değişim’ adlı grup organize etti. Ankara merkezli grubun yayın organlarında hilafeti öven ve Cumhuriyet karşıtı yazılar yer alıyor. Öte yandan yayın organlarındaki yazılarda çok sayıda Müslüman ülkenin yöneticileri ‘Batı ülkelerinin kuklası’ olmakla suçlanıyor.
ARKALARINDAKİ ÖRGÜT ORTAYA ÇIKTI
Irak’ın kuzeyinde 12 askerin şehit olduğu gün düzenlenen skandal protestoyu organize eden ‘Köklü Değişim’ adlı grubun arkasındaki örgüt ortaya çıktı. Söz konusu grubun Hizb ut-Tahrir adlı örgütle organik bağı bulunuyor.
Hizb ut Tahrir adlı örgüt i Muhammed Takiyyuddin en-Nebhani adlı Filistinli sözde bir alim tarafından kuruldu. Avrupa ve ABD’de de aktif olan selefi örgüt, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Pakistan, Bangladeş, Rusya, Çin ve Özbekistan gibi ülkelerde yasaklandı.
Özellikle Arap ülkelerinde yasaklanmasının nedeni olarak örgütün ülke yöneticilerini sert bir şekilde eleştirmekten çekinmemesi gösteriliyor.
TÜRKİYE’DE UZUN YILLARDIR FAALİYETTE
Filistin merkezli Hizb ut Tahrir adlı örgüt, hilafeti geri getirmeyi amaçlıyor. Başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkelerin yöneticilerini ‘Batı ülkelerinin kuklası olmak’ ve ‘kafirlikle’ suçluyor. İsrail’in yok edilmesi, İslam’dan dönenlerin ve İslam’ı eleştirenlerin öldürülmesi çağrısı yapan örgüt, Türkiye’de de uzun yıllardır faaliyette bulunuyor.
Uzmanlar söz konusu örgütü silah kullanmasa da son derece tehlikeli olarak görüyor. Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı propagandalar yaparak hilafet çağrısı yapan örgüt sık sık davalara konu oldu.
Türkiye’de örgütü ilk yargılanması 1960’lı yıllara kadar uzanıyor. Örgüt yöneticileri ve üyeleri hapis cezalarına çarptırılırken 2003 yılına kadar çeşitli davalarda yine ‘terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği’ gibi suçlardan çeşitli hapis cezaları verildi.
2000’li yıllara gelindiğinde ise Hizb ut Tahrir’in bir terör örgütü olup olmadığı yönünde çeşitli mahkeme kararları çıktı. Yargıtay ve yerel mahkemelerden çıkan kararlarda Hizb ut Tahrir ‘silahsız terör örgütü’ olarak nitelendi. Dönemin terörle mücadele kanunlarına göre yapılan tanımlananın arkasında örgütün bir silahlı mücadele içinde olmaması yatıyor.
2000’Lİ YILLARDA DAVALAR DEVAM ETTİ
2003 yılında terörle mücadele kanununda terörün tanımı içine ‘cebir’ ve ‘şiddetin’ konması ile birlikte ‘Silahsız terör örgütü’ ibaresi kaldırıldı. Bu durum Hizb ut Tahrir davalarına da yansıdı.
Yargıtay’dan 2004 yılında çıkan bir kararda şu ifadeler yer aldı:
"Hizb-ut Tahrir örgütünün Terörle Mücadele Kanununun 4928 sayılı Kanunla değişik 1. Maddesi kapsamında tarifi yapılan “terör örgütüne” ideoloji ve örgüt boyutları itibarıyla tipik olarak uyduğu ancak cebir şiddet boyutu itibarıyla uymadığı kanaati hasıl olmuştur. Ancak Adana 2 No’lu DGM’sinin 29.12.2003 tarihinde 2003/240 Esas Sayısı ile Hizb-ut Tahrir örgütünün 4928 S.K.’un 20.md ile değiştirilen 3713 S.K’un 1. Maddesindeki terör tanımına göre terör örgütü tanımına girmediği şeklinde vermiş olduğu karar, Yargıtay’ın 19.04.2004 gün ve 2004/1433 sayılı kararı ile Devletin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde olduğu gözetilerek bozulmuştur.”
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemsi’nden 2003 yılında çıkan kararda Hizb-ut Tahrir bir terör örgütü olarak nitelendi.
Anayasa Mahkemesi ise Hizb ut Tahrir davasında yargılanan bir kişinin yaptığı bireysel başvuruda hak ihlali kararı verdi.
Söz konusu örgüt, hilafet yanlısı yayınlarına günümüzde de devam ediyor.