Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi’nin ‘Kanserojen Maddeler’ listesinde yer alan asbestin, 2010'dan itibaren her türlü üretimi ve kullanımı yasaklanınca sanayi ve inşaat sektöründe kullanılmasına son verildi.
2010 yılından önce yapılan binaların birçoğunda özellikle eternit levha, çimento ürünleri, iç-dış cephe kaplama ve benzeri inşaat malzemelerinde asbestli malzeme kullanıldığı belirtildi.
Bu yüzden asbestli binalarda yıkım öncesinde denetim yapılması, ardından asbestli malzemenin sökümünün insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğinin ifade edildiği haberde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan taslağın 2017’de bakanlığın sitesinde yayımladığı ancak taslak kesinleşmediği için yıkımdan önce asbest raporu ve asbest sökümü zorunluğu belediyelerin inisiyatifine kaldığı belirtildi.
Habere göre, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) hazırladığı rapora göre 39 ilçesi bulunan İstanbul’da sadece 7 belediye yıkım öncesinde ‘Asbest Envanter Raporu’ istiyor. Beşiktaş, Şişli, Maltepe, Tuzla, Bağcılar, Kadıköy ve Ataşehir belediyeleri dışındaki diğer 32 belediyede böyle bir uygulama bulunmuyor.
TMMOB’den Cevahir Efe Akçelik tehlikeye şöyle dikkat çekti:
“Çimento ürünleri, iç-dış cephe ve tavan kaplama, çeşitli contalar, tavan/taban döşemelerinde yapıştırıcılar, eternit levhalar, plasterler, çatı malzemeleri, borular, akustik tavan yapımı, macun ve birçok üründe asbestten yararlanılmıştır. İstanbul’da 7 belediyenin verilerine bakarsak yıkımı gerçekleştirilen binaların yaklaşık yüzde 25’inde asbestli malzemeye rastlanıldığı görüyoruz.”