İsrail’in kuzey Irak’taki kirli oyunu. Kalkınma projesi yolunu by-pass etmek istiyorlar

İsrail’in kuzey Irak’taki kirli oyunu. Kalkınma projesi yolunu by-pass etmek istiyorlar

Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, Yeniçağ'a özel açıklamalarda bulundu. Karakuş, "İsrail, Talabani bölgesinden Kerkük’ü de içine alan ve Suriye’ye uzanan bir yeni koridor oluşturmak için harekete geçti. Bunun da nedeni Kalkınma Yolu Projesi’ni by-pass etmek” dedi.

Yeniçağ – Özel Haber / Fatih ERBOZ

Türkiye’nin son günlerdeki diplomasi hamleleri dünya ve bölge ülkeleri tarafından yakından takip ediliyor. Kerkük’te Talabani bölgesinde Türkiye’ye karşı stratejik arayışların bulunduğunu belirten emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, “Kerkük’te vali seçimleri sırasında İran-İsrail ve Talabani ortak hareket etti bir anlamda. Bunun da nedeni Türkiye’nin Irak ile anlaştığı ve hayata geçirilmesi bölge ülkeleri açısından önemli olan Kalkınma Yolu Projesi. İsrail bunun üzerine Talabani bölgesinden Kerkük’ü de içine alan ve Suriye’ye uzanan bir yeni koridor oluşturmak için harekete geçti. Bunun da nedeni Kalkınma Yolu Projesi’ni by-pass etmek” dedi. Mısır’ın son günlerde bölgedeki önemli kayıplarını düzeltebilmek açısından Türkiye ile yakınlaştığını da belirten Karakuş, “İki ülkeyi de bir bakıma mevcut şartlar yan yana getirdi. Yunanistan ile Akdeniz’de yaptığı anlaşmadan dolayı Kıbrıs büyüklüğünde bölge kaybeden Mısır, Süveyş kanalına alternatif arayışlarının oluştuğu bugünlerde Türkiye ile ortak hareket etmek istiyor. Türkiye son dönemdeki hamleleri ile küresel anlamda sorumluluk kazanıyor. Bir taraftan sorumlulukları ve önemi artarken, diğer taraftan sorunların da artacağını hesaba katarak hareket etmek ve çok dikkatli olmak, politikalar belirlemek büyük önem kazanıyor” dedi.

KALKINMA YOLU PROJESİNE DARBE VURMAK İSTİYORLAR

Türkiye’nin Irak ile yaptığı antlaşma kapsamında hayata geçecek olan Kalkınma Yolu Projesi’nin bölge ülkeleri açısından önemli olduğunu kaydeden Karakuş, şunları söyledi: “Bu yol ile birlikte birçok ülke rahatlıkla batıya bağlanabilecek. Bu da Irak ve Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri açısından ekonomik anlamda kazanımları beraberinde getirecek. Bölgede kendi çıkarlarının kaybolmasını istemeyen İsrail ise son dönemde Kerkük’te bir girişimde bulundu. Kuzey Irak’ta Talabani ile birlikte hareket ederek, Kerkük’te vali seçimlerinde Talabani’nin istediğini almasını sağladı. İsrail-İran ve Talabani bir anlamda Kerkük’te ortak hareket etti. Sonuçta İsrail Talabani bölgesinden başlayan Kerkük’ten geçen ve Suriye’ye uzanan bir koridor açmak istiyor. Bu koridoru canlı tutarak Kalkınma Yolu Projesi’ne de alternatif bir güzergah oluşturuyor. Buradaki ticaretten pay almak istiyor, aynı zamanda stratejik üstünlük elde etme hesapları yapıyor. Irak hükümeti burada İran’a bir şey diyemedi. Sonuçta bu noktaya gelindi. Bugün ise aynı durumu Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinde görüyoruz. İsrail’in Akdeniz’deki hamlesi Mısır’ı rahatsız etti.”

ŞARTLAR İKİ ÜLKEYİ YAKINLAŞTIRDI

Mısır’ın elindeki Süveyş Kanalına alternatif bir hattın İsrail tarafından oluşturulmak istendiğine dikkat çeken Karakuş, “Hindistan, İsrail, ABD ve batı Süveyş’e paralel kanal projesini destekliyor. Böylelikle batıya gerçekleşecek olan deniz ticaretinde bu kanal kullanılırsa Süveyş kanalı önemli ölçüde etkinliğini yitirebilir. Bu nedenle Mısır bundan büyük rahatsızlık duydu. Ayrıca son günlerde gündemde olan Pheledelphia koridoru BM denetiminde, Mısır ve İsrail’in kontrolünde kullanılması gereken bir koridor. Bu koridoru İsrail işgal etti adeta. Mısır burada da kaybetti bir anlamda. Öte yandan Etiyopya ve Somali arasındaki mücadelede Türkiye’nin hamlesi batıyı rahatsız etse de etkili oldu. Somali Mavi Nil nehrinin sularını büyük bir barajda toplayıp tarımda sulama amaçlı olarak beş yıl boyunca kullanmayı planlıyor. Bu da Mısır’ı Nil nehrinin sularının kullanımı konusunda zora sokuyor. Bu konuda Türkiye ile ortak bir noktada buluştu. Bunun da nedeni Türkiye’nin her iki ülkeyle son dönemde arasının iyi olması. Somali’de isyancılara karşı hükümete TB-2 satıldı. Bu hava üstünlüğü açısından önemli bir kazanım sağladı. Dolayısıyla Türkiye’nin Somali ile ilişkileri daha da gelişti. Öte yandan Etiyopya ile ilişkileri de iyi. Türkiye burada Mısır’ın sorunun çözümünde kilit noktaya geldi. Mısır bunu da göz önünde bulundurarak ilişkileri geliştirmek istiyor. Ayrıca ilişkilerin sorunlu olduğu dönemde Mısır’ın Akdeniz’de Yunanistan ile yaptığı deniz antlaşmaları da Mısır’a istediğini kazandırmadı. Bunun yerine Kıbrıs büyüklüğünde bir alanı kaybettiler. Bunun telafisini yapabilmeleri ancak Türkiye ile mümkün. Bu nedenle şartlar her iki ülkeyi birbirine yaklaştırmış oldu elbette önemli bir yakınlaşma oldu iki ülke açısından” diye konuştu.

NETANYAHU ABD SEÇİMLERİNİ KULLANIYOR

Gazze’de devam eden İsrail saldırılarının bölgeye zarar vermeye devam ettiğini belirten Karakuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İsrail’in saldırıları insan kaybı açısından olsun, diğer noktalarda olsun bölgeyi önemli derecede olumsuz etkiliyor. Hamas’ın geçtiğimiz Ekim ayındaki saldırısının ardından başlayan İsrail müdahalesi sonucunda İsrail’in hiçbir zaman Gazze’yi işgal etmeyeceğini belirtmiştik. İsrail Gazze’yi işgal etmez. Gazze’yi işgal ettiği andan itibaren oradaki insanların sağlık, eğitim başta olmak üzere bütün hayati ve alt yapı ihtiyaçlarını karşılamak zorunda uluslararası antlaşmalar gereği. İsrail bunun yerine oradaki insanları adeta ölüme terk ediyor, göçe zorluyor. Gazze’de yaşayanların kendiliğinden bölgeden ayrılmasını sağlamak istiyor. Bunun dışındaki alternatif ise maalesef can kaybı. Bu nedenle İsrail Gazze’yi bilerek işgal etmiyor. İsrail Başbakanı Netanyahu ABD’de yapılacak seçimleri iyi kullanıyor. İki tarafında başkan adaylarını adeta kendine bağlamışçasına hareket ediyor. Bu nedenle de rahat davranıyor Türkiye- Mısır arasındaki yakınlaşma Gazze sorununda ne kadar etkili olacak, bunu elbette zaman gösterecek.”

MİLLİ ÇIKARLAR HER ZAMAN ÖNCELİKLİ

Türkiye’nin son dönemdeki diplomatik hamlelerle tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çektiğini anlatan Karakuş, “Türkiye önemli hamleler yaparak bölgesinde ve dünyada dikkatleri üzerine topluyor. Son dönemdeki hamleler Türkiye’nin bölge genelinde olsun, dünya genelinde olsun kazanımlarına paralel sorumluluklarını da arttırırken, aynı zamanda bu hamlelerin sonucunda sorunların da gelmesi kaçınılmaz oluyor. Bu nedenle bu sorumlu politikalar kapsamında Türkiye çok dikkatli olmalı. Türkiye’nin batı ile ilişkileri çok fazla. Bu ilişkiler yıllardır belirli ölçüde karşılıklı ihtiyaçların giderilmesinde ortak hareket etme anlayışını da beraberinde getirmiş. Bundan her iki tarafta kaçamıyor. Türkiye bölgesindeki son dönemde yaşanan gelişmeleri, sınırlarındaki gelişmeleri de dikkate alarak batı ile ilişkilerini bozmadan dünya genelinde diplomatik hamleler yaparak kazanımlarını çoğaltmalı. Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede sadece Türkiye’yi değil, dünyayı ilgilendiren önemli sorunlar var. Türkiye’nin hava savunmasında bu konuda taviz vermesi mümkün değil. Hava savunma başta olmak üzere savunma sanayindeki kazanımları riske atmayacak biçimde, savunma stratejilerimizi zora sokmayacak politikaları hayata geçirmek, hassas olmak, milli çıkarları önde tutmak önem taşıyor” ifadelerini kullandı.