Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında (UAD) açtığı 'soykırım' davası başladı. İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı ve Türkiye'nin de beyanda bulunacağı duruşmalar bir hafta sürecek.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Gazze'de devam eden soykırıma, İsrail'e karşı yıllardır devam eden "cezasızlık ve eylemsizliğin" yol açtığını dile getirerek İsrail'in cezasızlığına son vermenin "ahlaki, siyasi ve hukuki zorunluluk" olduğunu vurguladı.
Maliki, Lahey'de görülen duruşmanın başında yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze'deki saldırıları yüzünden bölgede yaşanmakta olan insani krize değinerek, "Gazze'de yarısı çocuk 2,3 milyon Filistinli kuşatılmış ve bombalanmış, öldürülmüş, sakat, aç bırakılmış ve yerinden edilmişken karşınızda duruyorum" dedi.
Doğu Kudüs dahil Batı Şeria'da yaşayan 3,5 milyondan fazla Filistinlinin, topraklarının sömürgeleştirilmesini ve bunu mümkün kılan ırkçı şiddete maruz kaldığını iddia eden Maliki, "Filistin'de, hayatınızın tamamını mülteci olarak geçirebilir, onurunuzdan ve yaşamınızdan mahrum bırakılabilirsiniz" dedi.
Filistin'de İsrail işgali öncesinde günlük yaşantıdan fotoğraflar da paylaşan Maliki, halihazırda Filistin halkını bekleyen tehlikelerin etnik temizlik, apartheid ya da soykırım olduğuna işaret etti.
"İSRAİL MÜZAKERELERİ REDDEDİYOR"
Maliki'den sonra söz alan Filistin’in avukatlarından Potsdam Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Andreas Zimmermann, İsrail’in işgale ve çatışmalara son verecek müzakerelere ısrarla ret cevabı verdiğini söyledi.
İsrail'in, anlaşmazlıkları barışçıl yolla çözme sorumluluğuna aykırı davrandığını belirten Zimmermann, BM’nin onlarca kararını hayata geçirmediğini, uluslararası hukuka ve BM Şartı'na aykırı adım attığını belirtti.
Avukat Zimmermann, mahkemenin istenilen görüşü vermeyi reddetmesi için hiçbir zorlayıcı sebebin bulunmadığına dikkat çekerek, "İsrail'in her gün devam eden ve yoğunlaşan uluslararası hukukun emredici normlarını ihlali göz önüne alındığında, mahkemenin tespitleri hem acil hem de önemlidir. Mahkeme, açıkça talep edilen görüşü sunma yetkisine sahiptir" dedi.
Duruşmada söz alan avukatlardan Paul S. Reichler de İsrail'in Filistin topraklarını uzun süredir devam eden işgali ve ilhakının yasa dışı olduğunu söyleyerek uluslararası hukuka göre bu işgale tamamen ve şartsız son verilmesi gerektiğini, geçerli ve tartışmasız gerçeklere dayanarak anlatacağını belirtti.
Reichler, uluslararası hukuka göre işgalin sadece geçici durum olabileceğinin "çok açık" olduğunun altını çizerek, işgalin nihai amacının ise "en az sayıda Filistinliyle en fazla miktarda Filistin toprağının kalıcı ele geçirilmesi" olduğunu öne sürdü.
"SADECE ABD VE FİJİ İSRAİL'İN İHLALLERİNİ SAVUNUYOR"
Avukat Reichler, davaya katılan diğer devletlerin sundukları yazılı beyanlarda Fiji ve ABD dışındaki işgali bariz biçimde savunan hiçbir devletin bulunmadığına dikkati çekti.
Danışma görüşüne beyanlarını sunan tüm devletler benzer şekilde İsrail'in tüm ihlallerine karşı çıkarken Fiji ve ABD'nin ise genel yönelimden bağımsız olarak İsrail'i desteklediğini söyleyen Reichler, "İsrail, hangi uluslararası hukuk ihlalini yaparsa yapsın ABD, İsrail'i hesap vermekten korumak için öne çıkıyor" dedi.
Reichler, bu çerçevede, ABD eski Başkanı Barack Obama'nın "İsrail'in işgaline karşıyız ve hukuka aykırı. Diplomatlarımız, İsrail'i savunmak ile hukuken karşı çıktığımız şeyler arasında ikilemde kalıyor” şeklindeki sözlerini anımsattı.
Duruşmalar kapsamında, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 52 devletin yanı sıra Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği, 19-26 Şubat tarihlerinde, İsrail'in Doğu Kudüs dahil işgali altındaki Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin beyanlar verecek.
Başta İsrail olmak üzere, işgalin devletler ve BM açısından sonuçlarının da ele alınacağı 6 gün sürecek duruşmalarda her bir devlet ve kuruluş 30’ar dakika sunum yapacak.
ÇOK SAYIDA ÜLKE SÖZLÜ BEYANDA BULUNACAK
Sözlü beyanda bulunacak devletler arasında ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Almanya, İran, Kanada, Mısır, Güney Afrika, Japonya, İspanya, Suudi Arabistan, Malezya, Pakistan, Hollanda’nın yanı sıra AB, Orta Doğu ve Asya-Pasifik bölgesinden pek çok ülke bulunuyor. Sözlü sunumlarda yalnızca Filistin'e 3 saat süre tanınıyor.
BMGK UAD'DEN GÖRÜŞ İSTEMİŞTİ
BM Genel Kurulu 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'den, Divan Statüsü’nün 65. maddesine istinaden 1967'deki savaştan beri İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki sonuçlarına dair iki soru yöneltti.
BM Genel Kurulunun Divandan talep ettiği sorular şu şekilde:
"1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?
2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"
Danışma görüşü talebi 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'ye ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e, danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.
TÜRKİYE 26 ŞUBAT'TA BEYANDA BULUNACAK
Duruşmalara katılması planlanan ülkeler arasında ABD’nin yanı sıra Çin, Rusya, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Mısır gibi ülkeler de yer alıyor. Sunum yapmayı reddeden İsrail, yazılı gözlemlerini gönderdi. Duruşmaların son günü olan 26 Şubat'ta Türkiye, İspanya, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği açıklamalarda bulunacak.
Bu, UAD'nin kurulduğu 1945 yılından bu yana en çok katılım sağlanan dava olacak. Duruşmaların ardından yargıçların tavsiye niteliğinde görüş bildirmeden önce birkaç ay boyunca müzakere yapması bekleniyor.
26 Ocak'ta yapılan duruşmada UAD, İsrail'e karşı açılan soykırım davasında İsrail'in 'dosyayı reddetme' talebini reddederek, Soykırım Sözleşmesi kapsamında İsrail'in yükümlülüklerini yerine getirmek için aldığı tedbirlere ilişkin 1 ay içinde mahkemeye rapor sunmasını istedi.