İsrail, uyaranlar, uyuyanlar!!!
Körfez Savaşı 1990'da Irak'ı kuşatırken, devlet başkanı Saddam Hüseyin stratejik bir atağa girişmişti...
ABD bombardımanı altındaki Irak'ın lideri, İsrail'e füzeler göndererek kışkırtmayı, koalisyon güçlerinin etkisini kırmayı ve bu şekilde Arap dünyasının da desteğini almayı planlamıştı...
Körfez Savaşı'nın hava harekâtı sürerken, Irak kuvvetleri 17 Ocak - 23 Şubat 1991 tarihleri arasında İsrail'e yaklaşık 42 Scud füzesi ateşledi...
Saldırı İsrail'de 3'ü asker, en az 75 kişinin ölümüne yol açarken, 4 binden fazla bina hasar gördü, bir bölümü de çöktü...
Bu hasara rağmen Tel Aviv yönetimi savunmada kalırken, İsrail- Filistin çatışmalarının gerginliğine rağmen ABD koalisyonuna destek veren Arap ülkeleri de Saddam'dan yana tavır almaktan kaçınmıştı...
İsrail- Filistin gerginliği hiç bitmezken, Arap ülkelerinin çoğunun sessizliği de çözülemedi...
Oysa Saddam Hüseyin
Körfez Savaşı'nın üzerinden on yıl geçmişken kurmaylarını bir araya getirdiği bir toplantıda, sadece İsrail'i hedef almamış, Arap dünyasının sessizliğine de isyan etmişti...
2000 yılı ortalarında kaydedilen görüntülerde, üzerinde askeri kıyafetlerin aksine, takım elbise ve kıravat bulunan Saddam Hüseyin, sadece İsrail ve ABD'ye karşı kalkışma istememiş, aynı zamanda İsrail sınırındaki Arap ülkelerinden eylem için "yer" de talep etmişti...
"Uyanın, birleşin" diyenler katledildi!..
Saddam Hüseyin 23 yıl önceki o ünlü konuşmasında, çevresindeki kurmaylarına
"Bakın bizim kaç tane Arap liderimiz var, göğsüm kabardı" dedikten sonra, Arap dünyasındaki kralların bazılarının adlarını da saymıştı...
"Bu kadar Müslüman ülke lideri, zenginlik, petrol ordular... Peki Sonuç ne?" diye soran Hüseyin, yanıtını da kendisi şöyle vermişti;
"Birkaç kendini bilmez, Filistinli kardeşlerimizi katlediyor... Çocuklarımızı katlediyorlar, kadınlarımıza el uzatıyorlar... Yüz kızartıcı olaylar görüyorsunuz. Yazıklar olsun!.. Diğer ülkeleri bekleyelim, yani Amerika'yı bekleyelim!.. Yeter mi?.. Bunu kabullenmemiz mümkün değil... Bu kadar taviz yeter. Artık Siyonizme dur denilmeli... Amaçlarını, hadlerini aştılar..."
Arap dünyasındaki bazı liderlerin "eyleme geçersek ekonomide kaybımız olacak" endişesinde olduğuna da dikkat çeken Saddam Hüseyin, yaşananların "bir onur meselesi" olduğunu söyledikten sonra adeta isyan ederek şöyle demişti;
"Araplar uyanın... Yeter artık!.. Amerika'nın, siyonizmin ihanet planlarını görün. Yapılan operasyonlar, Filistin'in işgali hepimizin meselesi. Özellikle Araplar sıra size de gelecek... Bunu kabullenmek ihanettir. Yanılgı içinde olan liderlere göre, Amerika belki İsrail'e müdahale eder... Onlara tavsiyem yanılgıya düşmesinler, hata yapmış olurlar... Beyaz Saray ve Siyonizm aynı yerden yönetiliyor... Kendinize gelin, ayılın. Allah size zenginlik vermiş. Sadece satılmamış liderlere ihtiyaç var. Eğer savaşmaktan korkuyorlarsa, İsrail'e yakın olan ülkeler bize sadece bir miktar yer versinler. Bize sadece Arap savaşçıların gelişinde yardımcı olsunlar. Bizim için bu kafidir, gücümüz yeter..."
İdam, linç, işgal ve yıkım...
Saddam'ın bu öfkeli konuşmasının üzerinden 23 yıl geçti...
Sadece onun ülkesi Irak'ta değil, Saddam'ın, "sıra size de gelecek" dediği birçok Arap ülkesinde de vahim olaylar yaşandı...
Saddam Hüseyin, Filistin konusunda eyleme geçilmesini isteyen o ünlü konuşmasından çok sonra Irak işgal edilince, 30 Aralık 2006'da uydurma bir mahkemenin kararıyla idam edildi...
Çünkü bölgedeki Arap ülkeleri İsrail'le savaşmak için kendilerinden yer isteyen Saddam Hüseyin'e bırakın destek olmayı, tam aksine ABD ve koalisyon ordularına karargahlar da açmışlardı...
Ve o karargahlar sadece Hüseyin'in sonunu getirmedi... Arap Birliği toplantısında, "Saddam'ın idamına neden sessiz kaldınız?.. Biz neden birlik olamıyoruz?.. Yarın sıra kime gelecek" diye soran Libya lideri Kaddafi'nin sonu da farklı olmadı...
O da Irak'a sızdırılan paralı askerler tarafından çöllerde acımasızca linç edildi...
Arap liderlerinin işgaline sessiz kaldığı Suriye'nin başına gelenleri de dünya kamuoyu biliyor...
Orta Doğu kralları başlarını kuma gömerken, İran, Rusya ve Çin gibi ülkeler olmasaydı, İsrail'le hep çatışan Beşar Esad da belki Suriye çöllerinde linç edilecekti...
Orta Doğu'yu dikkatle takip eden okuyucular, Arap dünyasında, "suskunluk- gaflet-ihanet" üçgenindeki bu vahim olayları niçin anımsattığımızın farkındadır...
Hamas'ın bir festivalde 260 İsrailli'yi katletmesi, İsrail'in ise bir hastaneyi hedef alarak 500'den fazla Filistinli'yi öldürmesi sadece savaşların kirli yüzünü göstermiyor, aynı zamanda Orta Doğu'daki güç dengesinin ihanet ve suskunluk ikileminde nasıl bozulduğuna da işaret ediyor...
Peki; bölgedeki şeyhler, krallar "böl- parçala-yönet" stratejisini "Arap Baharı" teranesiyle uygulamaya çalışan emperyalizme karşı direnebilseydi, 7 milyon 700 bin kilometrekarelik alanda, en az 300 milyon nüfusa sahip Arap ülkeleri Filistin meselesine gerçekten sahip çıkabilselerdi, 9.5 milyonluk İsrail, Gazze'nin üzerine bu kadar gidebilir miydi?..
Ve de en önemlisi, "bahar" paravanının ardında uyutulan Araplar, Saddam "ayılın, uyanın" dediğinde birlik olsalardı, Orta Doğu büyük felaketler, yıkımlar, kayıplar yaşar mıydı?.. Yanıtı çok bellidir bu soruların!..