İsrail Filistin’e giden tüm yardım yollarını ele geçirdi

İsrail Filistin’e giden tüm yardım yollarını ele geçirdi

İsrail Philadelphia Koridoru'nu ele geçirmesi sonrası Filistin’e giden tüm yardım yollarında hakimiyet sahibi oldu.

İsrail ordusunun, 29 Mayıs'ta Filistin-Mısır sınırı boyunca uzanan Philadelphia Koridoru'nda kontrolü sağladığını duyurmasının ardından Gazze Şeridi'nin tüm sınırlarındaki askeri kuşatma pekiştirilmiş ve bölgeye yardım girişinin sağlandığı bütün noktalar ele geçirilmiş oldu.

İsrail ordusunun bu adımı, Gazze Şeridi'nin Mısır'la coğrafi ilişkisini kesiyor ve Tel Aviv yönetimine 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü saldırılar nedeniyle büyük bir insani felaketin yaşandığı Gazze'ye insani yardım girişini engelleme veya kısıtlamasına imkan tanıyor.

Bu gelişmeden en çok etkilenen ise savaş ve uluslararası yasaları ihlal eden İsrail'in mevcut kısıtlamaları nedeniyle zaten ciddi bir gıda, su ve ilaç sıkıntısının görüldüğü, açlıktan ölümlerin kaydedildiği Gazze Şeridi'nde yaşayan 2,3 milyon Filistinli oldu.

2,3 MİLYON İNSANIN ACİL YARDIMA İHTİYACI VAR
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamaya göre, günlük yardımlarla geçinen 2 milyonu birden çok kere yerinden edilmiş 2,3 milyon Filistinlinin, İsrail'in "aç bırakma" politikası nedeniyle günde 7 milyondan fazla öğüne ihtiyacı var.

Ayrıca, bu kadar çok sayıda yerinden edilmiş insanın ihtiyaçlarını karşılamak için bölgeye yakıt, ilaç ve diğer yaşamsal ihtiyaçların da gönderilmesi gerekiyor.

Ancak İsrail'in yardım girişine yönelik katı kısıtlamaları ve sınır kapılarını kapatması Gazze'deki insani krizi daha da artırıyor.

İSRAİL, 7 MAYIS'TA REFAH SINIR KAPISI'NI ELE GEÇİRDİ
İsrail ordusu, 7 Mayıs'ta Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Refah kentine kara saldırısı başlatarak Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını ele geçirdi ve geçişleri kapattı.

Bu durum, Refah Sınır Kapısı üzerinden sağlanan yardım girişlerini ve Gazze dışında tedavi olması gereken yaralıların tahliyesini imkansız hale getirdi.

Mısır, İsrail'in izlediği bu "oldubitti ve dayatma" politikasını kabul etmeyeceğini ve Refah Sınır Kapısı'nda İsrail tarafıyla koordinasyon yapmayı reddettiğini belirterek, sınır kapısının kapanmasından ve Gazze'deki krizin daha da tırmanmasına yol açacak muhtemel sonuçlarından Tel Aviv'i sorumlu tuttu.

AZ SAYIDA YARDIM TIRI GAZZE'YE GİRİŞ YAPABİLDİ
ABD Başkanı Joe Biden ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 24 Mayıs'ta yaptıkları telefon görüşmesinde, Refah Sınır Kapısı'nın yeniden açılması için yasal bir mekanizma oluşturulana kadar yardımların geçici olarak Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı üzerinden Birleşmiş Milletlere (BM) teslim edilmesi konusunda mutabık kalmıştı.

Ancak 24 Mayıs'tan bu yana İsrail'in katı kısıtlamaları nedeniyle Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan yalnızca sınırlı sayıda yardım tırı Gazze'ye giriş yapabildi.

Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı, 5 Mayıs'tan bu yana Gazze'ye yardım girişlerine kapalı. Mayıs ay boyunca iki kez açılıp kapatılan Kerem Ebu Salim'den sadece özel sektöre ait onlarca ticari tır giriş yaptı.

Gazzelilerin büyük çoğunluğu ise 7 Ekim'den bu yana devam eden saldırılar nedeniyle herhangi bir gelir kaynağından ve özel sektöre ait malları satın alabilme gücünden yoksun.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisine göre, İsrail ordusunun Beyt Lahiya'nın batısında kurduğu bir noktadan Gazze kentine ve kuzey bölgelerine geçen hafta 109'u un, 6'sı ilaç yüklü olmak üzere sadece 215 yardım tırı giriş yapabildi.

ABD'NİN YÜZER İSKELESİ ÇÖKTÜ
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden pazar günü yapılan açıklamaya göre, ABD ordusu tarafından Gazze kıyısında 320 milyon dolara inşa edilen yüzer iskelenin faaliyete geçmesinden bir hafta sonra iskele üzerinden sadece 100 yardım tırı giriş yaptı.

Daha da kötüsü bu yüzer iskele, hava şartları ve kuvvetli dalgalar nedeniyle çöktü.

Parçaları İsrail'in güneyindeki Aşdod Limanı'na nakledilecek yüzer iskelenin tamiri ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un tahminlerine göre bir haftadan uzun sürecek.

Gazze'deki yetkililer ve uluslararası kuruluşlar, Gazze'deki insani krizle mücadele için tüm sınır kapılarının açılmasından başka bir alternatif olmadığını vurguluyor.

Gazze'deki hükümet, ABD'nin bu iskeleyle hedefinin, İsrail'e verdiği sınırsız desteğinin ardından "çirkin yüzünü güzelleştirmek ve medeni görünme" isteğinin yanı sıra İsrail'e Gazze Şeridi'nde "yaş ya da kuru demeden her şeyi yok eden" savaşını genişletme fırsatı vermek olduğunu belirtiyor.

ABLUKA 18 YILDAN BU YANA DEVAM EDİYOR
İsrail'in, Philadelphia Koridoru'nu ele geçirerek Gazze'yi tümüyle abluka altına alması, 18 yıldır sürdürdüğü ablukanın daha da güçlendirilmesi anlamına geliyor.

Hamas'ın 2006'da parlamento seçimlerini kazanarak Gazze Şeridi'nin kontrolünü sağlamasından sonra İsrail, Gazze'ye abluka uygulamaya başladı ve bu ablukayı 2007'de sıkılaştırdı.

İsrail'in uygulamaya başladığı abluka Gazze Şeridi'ne giriş çıkışların yapıldığı sınır kapılarının 4'ünün (Karni, Nahal Oz, Kerem Ebu Salim ve Sufa) kapatılmasını da içeriyor. Beyt Hanun Sınır Kapısı bireylerin giriş çıkışı için belirlenirken, Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı ticari mallar için tahsis edildi ve bu kapıların her ikisi de sınırlı sürelerle açılıp tekrar kapatılıyor.

Gazze Şeridi'ndeki insani krizin çözümü için artan uluslararası çağrılara ve Uluslararası Adalet Divanı'nın Refah'a yönelik saldırıları durdurması yönündeki kararına rağmen İsrail, Philadelphia Koridoru'nu kontrol ederek Gazze Şeridi'ndeki kuşatmasını daha da sıkılaştırdı.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Planlama Direktörü Sam Rose, Al Jazeera English'e yaptığı açıklamada, insani yardımların Gazze sınırına sadece onlarca kilometre uzakta olduğunu ancak Filistinlilerin kıtlığa doğru gittiğini belirtmişti.

Gazze'ye yardım girişinde, İsrail makamlarının uyguladığı kısıtlamalar ve keyfi denetimler gibi sıkıntılarla karşılaşıldığını kaydeden Rose, uluslararası toplumdan, yardım tırlarının Refah ve Kerem Ebu Salim gibi bilinen sınırlar üzerinden Gazze'ye girişinin sağlanması ve El-Mintar, Eş-Şucaiyye ve Beyt Hanun sınırlarının da yeniden faaliyete geçirilmesi için İsrail'e baskı yapmasını istemişti.