Isparta’daki dört günlük elektrik kesintisinde Sevinç Özdemir Saraç, ocakta su kaynatarak 2,5 yaşındaki çocuğunu ısıtmaya çalışmasıyla gündeme gelmişti. Saraç, sosyal medya hesabında yayınladığı videoda, çocuğunu ısıtmak için ocakta kaynattığı suları göstererek, “2,5 yaşında bir çocuğum var ve yoğun kar yağışı nedeniyle elektrikler yok. Dolayısıyla da kombi çalışmıyor. Dört ocakta da su kaynıyor” demişti.
Saraç, o gün yaşadıklarını İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur’a anlattı. Cesur, evinde ziyaret ettiği Saraç’a geçmiş olsun dileğinde bulanarak, “Isparta’da bu hadise olunca benim telefonlarım sabaha kadar kilitlendi. Bu hadisenin büyük bir hadise olduğunun farkındaydık fakat ertesi sabah belediye başkanı tarafından yapılan açıklamada, ‘Bereket geldi aslında, birkaç günlük sıkıntı yaşarız ama öyle büyütecek bir şey yok’ falan demişti. Tam o sırada direkler yıkılmış, açıkta teller vardı. İnsanlar soğukta bebekleriyle evlerinde, oksijen cihazına bağlı hastalar sizin gibi bizi arıyorlardı” diye konuştu.
Cesur, yetkililere ulaşmaya çalıştığını ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in bile kendisine yanıt vermediğini söyledi. Cesur, “Türkiye kamuoyuna anlatacak çok önemli bir video düştü gündeme. Bu videoda bir anne bebeğini, ocağın başında, onu yakarak, ısısıyla onu ısıtmaya çalışıyordu. O sizin videonuzmuş” dedi.
“İNŞAAT İŞÇİSİ OLMAYI YEĞLERDİM”
Saraç, Isparta içerisinde kimsenin sesini duymadığını ancak Ankara’dan Cesur’un seslerini duyarak Isparta’ya geldiğini kaydederek, “Dilerim ki hepimiz için bir tokat, bir ayma olmuştur. Benim 2,5 yaşında bir çocuğum var. 6 yıllık evliyim. Yoğun kar yağışı için Meteoroloji bangır bangır alarm verdi zaten. İnanılmaz bir kar yağışı vardı. Sonuca baktığımız zaman 40 santimlik karda boğulduk. 2,5 yaşındaki çocuğa ‘Üzerine şunu giy, bunu giy’, bir yere kadar söyleyebiliyorsunuz. Artık bir süre sonra yapabileceğiniz hiçbir şey yok. İnanın, bir şantiyede bir inşaat işçisi olmayı yeğlerdim o akşam. En azından bir varilde ateş yakıp ısınabilirdim. Benim evimde öyle bir şansım yok. Yalnızca doğal gaz ile ısınabiliyorum” diye konuştu.
“Son çare ocağın üzerine dört tane tencereyi koyduk, o çamurlu sularımızı musluktan almak zorunda kaldık. Onlarla burayı ısıtalım, burada kalalım dedik” diyen Saraç, geceyi su buharının ısısıyla geçirdiklerini belirterek, “Doğal gazlı olduğu için ocaklarımız, kombilerimiz aslında çalışmadı. Çakmak ve kibrit yöntemiyle ocağımız devredeydi. Sosyal medyada bunu söyleyen insanlar var, bu videonun uydurma olduğunu. ‘Elektrik yokken ocağınızı nasıl yakıyorsunuz’ diye. Bizim doğal gazımız kesilmedi, elektriğimiz kesilince ısınma problemimiz vardı. Kombiler çalışmadı” dedi.
Elektriğin 75 saat sonra geldiğini söyleyen Saraç, telefonlarını şarj edebilmek için powerbank desteği bile verilmediğini dile getirdi. Saraç, dolaplarındaki yiyeceklerin de bozulduğunu belirterek, “Şu an buzdolabımız bomboş. Bugün itibariyle eve geldim. Dolaplarımızın tamamı boş. Bu ekonomide market alışverişine çıkıp tekrardan çocuklarımızın yiyecek ve içeceğini yerine koymak durumundayız” diye konuştu.
“HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”
İktidardakilere ve yetkililere hakkını helal etmediğini belirten Saraç, “Şahsım adına söylüyorum; asla ve asla hakkımı helal etmiyorum. Bu sürece geldikten sonra zaten helal etmiyorum. Ancak ben 2002 yılından bu yana oy verip, bizleri 2022 yılında mumlar, gaz lambalarıyla aydınlattılar ya bizi. Ben asla ve asla, oy verenler de dahil hakkımı helal etmiyorum” dedi.
“SOĞUKTAN AĞLADI”
Saraç, çocuğunun yaşadıklarını şöyle aktardı:
“2,5 yaşında bir çocuk. Karanlıkta hiç kalmadı. Karanlıktan çok korktu. Biz, bunun için çocuğuma saatlerce elimizle tavşan ve atlar yaparak gölge oyunu oynadığımızı söyledik. Bir süre sonra uyku vakti gelince. Çocuk üşüyor ve giyinmek istemiyor. Tabii ki çok ağladı. Biz, bunu bir eğlence haline getiriyormuş gibi ayıcıklı sıcak su torbalarıyla filan olayı onun için, travma olmaması için süslemeye çalıştık. Evin için çok soğuk. Isparta zaten normalde bile geceleri eski onlara düşen bir şehir. Hem karanlık hem soğuk, 2,5 yaşındaki çocuğun aklının alabileceği bir şey değil. 33 yaşında benim aklımın almadığı şeyi 2,5 yaşındaki çocuğun aklının almasını sağlamakta o kadar zorlandım.”