Arkeofili'nin haberine göre, katliamın gerçekleştiği alan, bir zamanlar kuzey İspanya’nın Rioja Alavesa bölgesinde bulunan La Hoya adlı hareketli ve ekonomik açıdan gelişen bir kasabaydı. MÖ 15. yüzyıldan MÖ 3. yüzyıla kadar işlevini gerçekleştiren kasaba, yaklaşık 1500 kişiye ev sahipliği yaptı.
Arkeologlar, 1935’te tarih öncesi yerleşimi ortaya çıkardı ve 1973’ten 1990’a kadar kazı yaparak alanın yaklaşık yüzde 15’ini ortaya çıkardı.
La Hoya’nın sadece bir kısmı kazılmış olsa da, orada korkunç bir olay gerçekleştiği hemen anlaşıldı. Sokaklarında ve binaların içinde yanmış iskeletler (en az 13 adet tam ve kısmi) bulundu.
Bir erkek bireyin kafası kesilmiş ve kafatası bulunamamıştı. Araştırmaya göre, sağ köprücük kemiğine ve omzuna verilen hasar, saldıran kişinin birden fazla kez vurduğunu ortaya çıkardı.
La Hoya iskeletleriden ikisi, ‘’LHY622 ve LHY3’’, arazideki bir sokakta keşfedildi. Katliamdan sonra kasaba büyük olasılıkla terk edildi ve ceseler gömülmedi.
Başka bir erkek bireyin kemik yaralanması, arkadan defalarca bıçaklandığını gösteriyor. Araştırmacıların söylediğine göre, genç bir kızın kesik kolu vücudundan kısa bir mesafede bulundu ve hala 5 adet bakır bilezik üzerindeydi.
SÜRPRİZ SALDIRIYA
Herhangi bir savunma yaralanması gözükmediği için verilen hasarın yakın mesafeden olduğu anlaşıldı. Bütün bu ipuçları sürpriz bir saldırıya işaret ediyordu.
Dağınık zanaat malzemeleri, toplanmış hayvanlar ve yakın zamanda hasat edilmiş tahıllarla dolu gemiler; saldırganların yazın veya sonbaharın başlarında pazarın kurulduğu bir gün sırasında La Hoya’yı işgal ettiklerini gösteriyor. Araştırmaya göre, saldırganlar kasıtlı olarak daha fazla zarar verebilmek için kamusal alanların kalabalık olacağı bir zamanı seçti.
Bilim insanları, saldırı sırasında La Hoya’da bol miktarda malın sergilenmesine rağmen, kentin yağmalanmamış ve zenginliklerine dokunulmamış olması, şiddetin nedeninin ekonomik kazançtan çok siyasi olduğunu ima etti.
La Hoya’da öldürülen kişilerden biri olan ‘’LHY1’’’e ait sağ kol kemiği ve sağ kalça kemiğinde travma belirtileri görülüyor. İberya’nın MÖ 218’de başlayan Roma işgali; acımasızlığı ve uzun süreli bölgesel şiddet ve kargaşası ile anılıyor. İber kasabalarındaki iki Roma katliamı, MÖ 150’den MÖ 130’a kadar Cerro de la Cruz ve MÖ 75’te La Almonia arkeolojik kalıntılardan biliniyor.
Cerro de la Cruz’da Romalılar 10.000 kişiyi köleleştirdi ve bunların 500 tanesinin kafasını kesti; La Almonia’da 14 silahsız adamı zincirleyip infaz ettiler. Araştırmaya göre, bir adamın başı kesildi, biri ciritle delindi ve birkaçının tüm uzuvları kesildi.
GÜÇ GÖSTERİSİ
Ancak bilim insanlarının bildirdiğine göre, La Hoya katliamı Kuzey İspanya’daki Roma fethinden önce gerçekleşti. Bu nedenle İberyalı rakipler arasındaki siyasi istikrarsızlık ve ölümcül çatışmaların Roma kuvvetlerinin gelişinden çok önce başlamış olması muhtemel.
Çalışmanın yazarları, bölgede siyasi ve ekonomik açıdan önemli olan La Hoya’ya yönelik saldırının bir güç boşluğu yaratmak ya da rakip bir toplumun konumunun sağlamlaştırmak için yerel güç dengesi üzerinde etki bırakmak amacıyla yapıldığını düşünüyorlar.
Cesetler gömülmeden bırakıldığı için, muhtemelen katliamdan sonra köy terk edildi. Araştırmaya göre, La Hoya’da daha önce analiz yapmış olanlar, kasaba halkının katliamdan sonra yüzyıllar boyunca yeniden toplanıp La Hoya’da yaşamaya devam edebileceğini öne sürdü.
Ancak bilim insanlarının yazdığına göre, saldırının ardından korunan kalıntılar ve bu kalıntıların durumuna bakılarak, "Kazıların ortaya çıkardığı ölüm ve yıkım ölçeği göz önüne alındığında’’ bu senaryo pek olası gözükmüyor.
ABD, AB ve Rusya'nın PKK/YPG sevgisini usta gazeteci Vedat Yenerer anlattı
6₺'yi bildi 8₺'yi bildi peki şimdi dolar ne olacak? Remzi Özdemir yanıtlıyor
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy açıkladı Avcılar depremi yeni mi artçı mı?
Bebeklerde en sık görülen hastalıklar
Gebelik sürecinde nelere dikkat etmeli?
Pandemi Sürecinde ÖZEL RAMİ Hastanesinde Neler Yaşandı ?