İstanbul Sanayi Odası tarafından sanayi sektöründe sigorta konusunda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini ele almak üzere ‘Türkiye'de Sanayinin Sigortalanması ve Çözüm Önerileri’ başlıklı bir toplantı düzenlendi.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan yaptığı konuşmada sanayiciler olarak çok sayıda zorlukla mücadele ederken son günlerde riskler konusunda sigorta alanında da ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
Geçen hafta meclis toplantısında ‘sigorta şirketlerinin sanayi kuruluşlarına sendikasyon mantığıyla yaklaştığını ve Türkiye’nin sigortasızlaştırılmasına yol açabileceğini’ ifade ettiğini hatırlatan Bahçıvan, ‘’Bu sözlerim, tek taraflı bir bakışın veya bir önyargının sonucu değildir. Biz sorunlara her zaman çok boyutlu bakan bir kurumuz. Elbette paydaşımız sigorta sektörünün de risk ve sorunları var. Ama ‘Üretim hayatı ekonominin kalbidir.’ Bu nedenle üretimdeki tekleme sadece biz sanayiciler için değil herkes için olumsuz sonuçlar yaratır” dedi.
ÖLÇÜSÜZ DÜZEYLERDE FİYAT BELİRLENİYOR
Bahçıvan, sigortanın reel sektör için yalnızca potansiyel riskler karşısında katlanılan bir ‘masraf’ olarak değil, riskler realize olduğunda firmayı yok olmaktan kurtarabilecek bir ‘kaynak’ olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Bahçıvan, “Kimya, boya, plastik, kâğıt gibi sektörlerde sigorta şirketlerinin sanayi tesislerini sigortalamaktan kaçınmaları, çok yüksek primler talep etmeleri veya teminat vermek istememeleri gibi durumlarla karşılaşıyorduk. 2024’te sigorta yenilemeleriyle bahsettiğim sorunlar daha da gün yüzüne çıkmış durumda Elbette bunun bir nedeni uzunca bir süredir bizimle olan yüksek enflasyon ortamı. Zira enflasyonla beraber gerek işletme gerekse de hasar maliyetlerinde görülen artışların, sigorta primlerine de kaçınılmaz olarak yansıdığının farkındayız. Sanayicilerimiz kimi sigorta şirketlerinin enflasyonun üzerinde, ölçüsüz düzeylerde fiyatlar belirlendiği konusunda şikayetlerini iletiyor.”
‘SİGORTASIZLAŞMAYI KABUL EDEBİLİR BULMUYORUZ’
Bahçıvan, stresi artıran bir diğer unsurun da deprem gerçeği olduğunu söyledi. Bahçıvan, “Henüz üzerinden bir yıl geçen ve acıları oldukça taze olan 6 Şubat depremlerinin yol açtığı yıkım ve maliyetlerin yanı sıra başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’ne ilişkin yıllardır dile getirilen deprem riskleri, sanayi ile sigorta sektörü arasındaki ilişkileri daha da zorlayıcı hale getiriyor” dedi.
Bahçıvan, göz ardı edilemez boyutlara ulaşan bir başka sorunun da sigorta şirketlerinin belirledikleri muafiyet oranları olduğuna dikkat çekti.
Bahçıvan, şunları söyledi: ‘’Oluşacak muhtemel hasarın belirlenen muafiyet sınırları içerisinde kalacağını düşünen sanayicilerimiz sigorta yaptırmayı anlamsız bulmaya başlıyor. Bu algı, Türk sanayisini maalesef giderek büyüyen bir sigortasızlaşma riski ile karşı karşıya bırakıyor. Son dönemdeki koşulların yalnızca sanayiyi değil sigorta şirketlerini de zorladığını elbette yadsımıyoruz. Gelecekte yaratabileceği sorunların boyutları düşünüldüğünde bir kere daha ifade edecek olursam: Türk sanayisinin sigortasızlaşmasını kabul edilebilir bulmuyoruz.”
BU UYGULAMALAR TASARRUF BİLİNCİNİ ZEDELİYOR
Türkiye’de sigorta bilincinin yeni yeni oluşmakta olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, aynı zamanda kayıt dışılıkla mücadelenin de çok önemli bir aracı olmaya başlayan sigorta sektöründeki bu uygulamaların tasarruf açığı olan ülkemizde tasarruf bilincini de zedelediğini belirtti. Bahçıvan, sanayi ile sigorta sektörünü ortak bir paydada buluşturacak yapıcı bir diyalog arayışının giderek daha acil bir hal aldığına inandıklarını dile getirdi.