TBMM Başkanı İsmail Kahraman, iddialarla ilgili "Yapılacak iş sadece ve sadece Çanakkale Türküsü'nü söylemek. Söyleyenler içinde 16 tane hanım var. Toplamda 13 tane erkek var. Toplamda 29 kişi var. 9 tane askerimiz orada. Herkesin alkışladığı, memnun kaldığı bir program. Arkasından şehitlik ruhuna sahip olmayan, tarih duygusuna sahip olmayan, Çanakkale'nin duygusunu bilmeyenler, 'Meclis Başkanı ne yaptı biliyor musunuz? Ne yaptı? Kadınları koymadı.' Ya nasıl koymadı? O sahnede...Sahne yok ki. Sahneye zaten üç tane koltuk var. Orası sahne değil. Tiyatro eseri değil. Sadece marşın, türkümüzün söylendiği bir hadise. Devlet tiyatrosu bir bildiri yayınladı, anlattı. Meclis başkanlığı anlattı. Ruh, duygu, dürüstlük, şahsiyet, haysiyet lazım. Müthiş bir faaliiyet yaptık. Hiç ondan bahsetmek yok. Çanakkale ruhuymuş, Gazi Meclis'miş... Hanımlar konmadı. Dolu her taraf." dedi.
"SANATI VE SANATKARI SEVMELİYİZ"
Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seyit onbaşı ruhu lazım. Her şeyi neden tutup da siyasi bir taraflara çekiyoruz? Neden bütünlüğümüzü sağlayıcı konularda bir arada bulunmuyoruz? Bu bizim mesleki eksikliğimizden de kaynaklanıyor olabilir. Türkiye'de satılmış yoktur, aldatılmış vardır. Mühim olan diyalogdur, birbirini anlamaktır. Sanata değer verse, sanatkar olsa insanlarımız, böyle haşinlik ve kabalığa itilmezler. Sanatı ve sanatkarIarı sevmeliyiz, sanata teşvik etmeliyiz. Dünyaya ad tanıtmalıyız. Sanatı tanıtmalıyız. Dünya çapında sanatkarlarımız var. İşte burada onların eserlerini göreceğiz."
"İNŞALLAH DÜZELİRLER"
"Durmak yok aynı tatbikata devam. Sanata değer veren bir insanım. Böyle ufak şeylerle, polemik mevzusu haline getirerek toplumu bölmek yanlış. Onlar da gerçeği bilirler inşallah. Diyalog. Diyaloğu da sanat sağlayacak. Karşılıklı konuşma, birbirine tahammül. Tahammül edeceğiz birbirimize. 'Herkes illa benim gibi konuşacak' olmaz. Bu faşizm. Herkes hürdür. Hür olarak yaşayacak. Türkiye'ye ötelere götüreceğiz.
Önümüzü kesemeyecekler. Dışarıda adam besleyip Türkiye'nin içini karıştıran mikserlere imkan vermeyeceğiz. Gazetede okuduğum zaman kızmıyorum. Niye kızmıyorum? Acıdığım için. Zavallı bir güruh. İnşallah düzelirler. Bir bütünüz bir. Etle tırnağız. Bir arkadaşım 'televizyonda senden bahsettiler' dedi. Bir başka arkadaşım 'gazeteyi okudun mu' dedi. Okumadım. Ben yürürüm. İleri, daha ötelere. Birbirimize girmeyeceğiz. İlle bir 15 Temmuz olacak da mı kendimize geleceğiz? Beraber olacağız. Kendi sanatına, tarihine saygılı olacak."