İşime nasıl gelirse...
HDP, "Hayır" için parmağını bile kıpırdatmadığı halde "HDP'nin Hayır diyeceği sanrısı"nın hepimizi ürkütmesini, "Ya Rab, ben nasıl HDP ile aynı oyu veririm" diye başımızı duvarlara vurup, bin pişman "Evet"e dümen kırmamızı istiyorlar...
Bu sanrıdan yola çıkarak "Hayır" diyecekleri "HDP'yle kol kola" göstermek ve dahi "terörist" ilan etmek serbest!
***
Vatan Partisi'nin, "Hayır" demesinin hepimizi rahatsız etmesine çalışıyorlar; en çok da milliyetçileri.
Vatan Partisi, "Hayır" diyor diye ülkücüleri "şehitlerinin aziz hatırasına ihanet etmek"le suçlamak serbest!
2000'lerin başı...
Yer: İstanbul, Beyoğlu, Tepebaşı...
Sanırsınız, dönemin Ülkü Ocakları Başkanları, MHP İl Başkanı, ilçe başkanları, nam-ı diğer "Kızıl Elma Koalisyonu" çerçevesinde Mehmet Perinçek ile el el ele "emperyalizme karşı ortak-millî tavır" açıklamasını kendilerinin bilgisi ve izni dahilinde yapmadı!
***
Aynı şekilde...
CHP'nin, "Hayır" dediği yerde insanların "Hayır" demesi, "abovvvvvvvvvv" evlerden ırak, Allah düşmanımın başına vermesin, o derece bela yani.
Sanki, halk oyuyla yapılan ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde, CHP ile ortak çıkardıkları aday için oy istemediler milletten; hafızasızız unuttuk CHP teşkilatlarıyla nasıl uyum içinde çalıştıkları gerçeğini!
***
Ve fakat...
İş Barzani'nin "Evet" demesine gelince...
Bir de baktık ki "size ne, bize ne, kime ne" oluverdi!
Bütün "Hayır"lar, "Hayır" demeye niyetli olanları caydırmak için yaftalama vesilesi ama "Barzani'nin 'Evet'ini dikkate almak durumunda değiliz."
Peki ya, Barzani güdümlü Kerkük Valisi'nin, Kerkük'teki kamu binalarına sözde Kürdistan paçavrası asılması talimatını vermesi?
Peki ya, anlı şanlı Türk yurdu, Türkmen ili Kerkük'te Kürtçenin zorunlu dil haline gelmesi?
Peki ya, "PKK'yı hiç sevmez onlar" dediğiniz Barzanilerin "Kürtlere yardımlarından ötürü PKK'ya teşekkür etmesi"?
Bütün bunlar da Barzani'nin yıllardır çılgınlar gibi arzuladığı sisteme "Evet" demeye halel getirmez değil mi?
***
Ne diyeyim...
Tarih böyle çifte standart görmedi...
Tamam siyaset pragmatizmi kaldırır ama "işime nasıl gelirse öyle" metodunun da en azından aklımıza hakaret eşiğinde fren yapması gerekmez mi?
***
Herkes suçlu, Gülerce sütten çıkmış ak kaşık
--------
Dönemin Hükümet Sözcüsü tarafından, Ankara'yı şimdilerde FETÖ olduğu iddia edilen yapıya "parsel parsel satmakla" suçlanan Büyükşehir Belediye Başkanı katıldığı televizyon programında "Recep Tayyip Erdoğan, Gezi olaylarında yurt dışından geldiği zaman düşürülmüş ve bitmiş olacaktı... Hüseyin Gülerce'nin bizzat kendisine söylenmiştir, Bülent Arınç Başbakan olacaktı" dedi.
Star'daki köşesinde, bu konuyu 15 ay önce 20 Kasım 2015'te yazdığını belirten Gülerce'nin anlatımına göre, 'kendisi Gezi olaylarından sonra Erdoğan'ı savununca Gülen'in kimyası bozulmuş da, onu ikna etmek için Harun Tokak'ı göndermiş de, Tokak da "Yeni bir hükümet kurulacak, Başbakan da Bülent Arınç olacak." demiş de' ... Vs... Vs...
***
Çarşı karıştı karışmasına da...
Bu çarşının bir bekçisi, karakolu, akil kişisi filan yok mudur arkadaş!
Yok mudur ki, Gülerce tereyağından kıl çeker gibi kenara sıyrılıverdi yine...
Ben merak ediyorum mesela...
Madem, Erdoğan'ı o denli canhıraş savunuyordu. Gülerce, kendisine gelen bu "Erdoğan'ın devrileceği" bilgisini, o gün dönemin Başbakan'ı olan Erdoğan'a aktarmış mı?
Nihayetinde bir "darbe bilgisi" verilmiş kendisine. Madem bir cesur yürekti; bunu emniyet güçlerine ihbar etti mi?
Yazmak için bile niye 2015'in Kasım'ını bekledi?
Bunların hiçbirini yapmadıysa bugün sadece itiraf ediyor olmak kendisini aklamaya yeter mi?
***
Cami cemaatini katledenlere de posta bekliyoruz
--------
Hollanda Başbakanı, Binali Yıldırım'ı yemeğe davet etmiş...
Lakin...
"Bizde öyle bir Başbakan yok"muş!
Bizde, Halep'in Cina köyünde, namaz vakti, cemaat içeride namaz kıldığı sırada cami bombalayan ve onlarca sivili katleden ABD'ye "Katil... Cani..." diye kükreyip, "haydi başka kapıya, bundan sonra benden sana yar olmaz" diyecek bir Başbakan var mı peki?
***
ŞOV
--------
Eyy, Hollanda'nın ineğini bile istemeyen arkadaş...
Hayvancılık sektörünün köküne kibrit suyu dökülürken... Damızlık hayvanlar kesilme noktasına gelinirken... Hükümet "et ithalatı" başlatırken...
Neredeydi bu çok millî hassasiyetin!
Yerli ve millî besicilikte direnmek yerine, Hollanda'dan aldığına göre ineği; "milliyetçilik" değil "şov" seninki!