Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

“IŞİD neyse, PKK odur”

Anadolu bir kez daha, yaşadıkları topraklarda ölüm tehdidine maruz kalarak topraklarını terk edenleri hiçbir ayrıma tabi tutmadan ana rahmi gibi koruma misyonunu üstlenmiştir. Bir buçuk milyon Suriyelinin son sığınağı da Türkiye olmuştur. Son bir ay içinde Suriye’den Türkiye’ye canını kurtarmak için kaçan iki yüz bine yakın Kürt’e ve Ezidi’ye Türkiye, sınırlarını değil adeta bağrını açmıştır. Anlaşılan o ki, Saddam’dan da IŞİD’den de kaçan Kürtler için sığınabilecek tek yer Türkiye’dir.

Türkiye, Suriye’den kaçan Kürt mültecileri korumak, karınlarını doyurmak ve barındırmak için canhıraş bir mücadele vermiştir.
TSK, bir yandan Kürt mültecilerin, diğer yanda sınırın güvenliğini sağlamak gibi zor bir görevi üstlenmiştir.
Sınırın Türkiye tarafında ise ağzından “çözüm” teranelerini düşürmeyen PKK/HDP cenahı asker taşlamaya, yol kesmeye, araçları ateşe vermeye, okulları yakmaya ve kepenkleri indirtmeye ara vermeden devam etmiştir. “Senin devletin” diyecek kadar kendinden geçmiş belediye başkanına, kendisine taş fırlatan bölücü vekillere rağmen Mehmetçiğin Kürt mültecilere karşı şefkatli tavrı değişmemiştir.
Bu durum ağzında “barış, süreç ve demokrasi” elinde ise taş, Molotof ve bomba olan çözümcülerin yaşadığı çelişkiyi göstermektedir. Bu yalnız bir çelişki değil aynı zamanda somut bir samimiyetsizliktir de...
Bir başka çelişkiyi de faydalı ahmaklık yapan iktidar yaşamaktadır. AKP iktidarı bir yandan sözde çözüm için Kandil’e resmi heyet göndermeyi dahi planlarken diğer yandan IŞİD ile birlikte PKK’ya karşı mücadele için tezkere çıkartmıştır. AKP’nin bir yandan görüşme ve müzakere yaptığı terör örgütünü diğer yandan hedef yapması ciddi bir kafa karışıklığı içinde olduğunun kanıtıdır.
Aslında bize sorarsanız ortada bir çelişki yoktur. Çünkü PKK, hiçbir zaman müzakere ortağı olan AKP’nin “çözüm süreci” ni ciddiye almadı ve verdiği sözleri de yerine getirmedi! Terörist geleneklerine ve örgütlenme sürecine ara vermeden devam etti.
PKK eylemlerine ara vermeden devam ederken AKP’nin iş birlikçi kalemleri, terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemlere farklı gerekçeler buldu. Öcalan’ın el altından örgüte verdiği şifreli talimatlar sonucu gerçekleştirilen eylemlere AKP’li cenah farklı anlamlar yükledi. Meydana gelen terörist eylemleri bu kesim, Erdoğan ile Öcalan’ın çözüm sürecini sabote etmeye yönelik komplo olarak nitelendirdi.
Ortaya çıkan çelişkiyi açıklayabilmek için de ‘iyi PKK, kötü PKK’ ya da ‘çözüm isteyen PKK, derin PKK’gibi kavramları ortaya attılar. Devlet adına PKK için gerçekte ‘olmayan bir sürece’ olmayan anlamlar yüklemekle görevli olan AKP yöneticileri, PKK’ya Öcalan’ın vereceği ayarla sürecin yürüyeceğini sandılar.
Ruşen Çakır, 01.10.2014 tarihli yazısında “PKK hareketinin hiçbir kolu ve hiçbir aktörü, şu anda siyasi iktidarı rahatsız eden yaklaşımları Öcalan’dan habersiz, hele ona rağmen hayata geçiriyor değil” tespitinde bulundu. Bu tespit yüzde yüz
doğrudur.
PKK’yı Öcalan’dan ibaret görenler de Öcalan’sız PKK’yı düşünenler de yanılmaktadır. PKK da tıpkı IŞİD gibi bölge dizaynı ile ilgili görevli bir araçtır. Öcalan’ın söyledikleriyle PKK’nın eylemleri arasında çelişki yoktur. Öcalan da örgütü de gerçekte küresel
maşalardır.
Bu gerçeklere karşın AKP’li Soylu, Hakkari’den PKK’ya “Eğer bu toprakları çok seviyorsanız, şantiyelere baskın yapmayın araçları yakmayın” çağrısında bulunuyor. PKK’dan, onun toprak sevgisinden söz eden hatta ondan çözüm için medet uman AKP yöneticileri var. Bu durum AKP’deki kafa karışıklığının derecesini göstermektedir.
Bu bağlamda Tayyip Erdoğan ilk kez, uzun bir aradan sonra “IŞİD neyse PKK odur” dedi. Umulur ki AKP, eli kanlı terör örgütleriyle müzakere değil mücadele edileceğini de iş işten geçmeden öğrenir!

Yazarın Diğer Yazıları