İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi''nin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015''te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın yeniden uygulamaya konulmasına yönelik görüşmeler son günlerde neredeyse gündeme dahi gelmiyor.
Bir yandan ülke yönetiminde KOEP karşıtlığıyla bilinen muhafazakar kesimden İbrahim Reisi''nin cumhurbaşkanlığı makamında bulunması, diğer yandan Tahran''da başörtüsü kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Emini olaylarının patlak vermesi ve bu olaylarda emniyet güçlerinin orantısız güç kullanmasını gerekçe gösteren Batılı ülkelerin İran''a yeni yaptırımlar uygulaması, tarafların nükleer anlaşmadan bir hayli uzaklaşmasına neden oldu.
İsrail''de İran karşıtlığıyla ön plana çıkan Likud Partisi lideri Netanyahu''nun yeniden başbakan olması da nükleer anlaşmanın zora gireceğinin işaretlerinden biri kabul ediliyor.
İran''da muhafazakarlar KOEP''i ihanet kabul ediyor
Dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Dışişleri Bakanı Cevad Zarif''in çabalarıyla 2015''te imzalanan anlaşma, yaptırımların kaldırılması ve yabancı sermayenin ülkeye gelmesi ümitlerini artırmıştı.
O günlerde birçok ülkenin siyasi ve ekonomik temsilcileri ikili ilişkileri artırmak için Tahran''ı ziyaret ederek görüşmeler yapıyordu. Bugün İran''da gücü elinde tutan muhafazakar kesim ise anlaşmayı ülkeye ihanet olarak nitelendiriyordu.
Ancak eski ABD Başkanı Donald Trump''ın 2017''de anlaşmadan çıkması Tahran yönetiminin o dönem anlaşmayla birlikte elde ettiği psikolojik üstünlüğü kaybetmesine neden oldu.