Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya'nın katılımıyla 15 Haziran 1997 tarihinde kurulan Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Ekonomik Örgütü'nün 20'nci kuruluş yıl dönümü nedeniyle İstanbul'da Saadet Partisi'nin (SP) ev sahipliğinde iftar düzenlendi.
Beşiktaş'taki Çırağan Sarayı'nda gerçekleşen davete, SP Lideri Temel Karamollaoğlu, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, D-8 Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi, İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed İbrahim Taherian Fard, Pakistan Ankara Büyükelçisi Süheyl Mahmud ve Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin'ın yanı sıra 54'üncü hükümet bakanları Prof. Dr. Sabri Tekir, Lütfü Esengün, Ahmet Cemil Tunç ve Musa Demirci katıldı.
İftarın açılış konuşmasını SP Genel Başkanı Karamollaoğlu yaptı. Karamollaoğlu, D-8 ülkelerinin petrol ve doğal gaz rezervlerinin yanı sıra bor, krom, gibi stratejik maden rezervlerine sahip olduğu ve bu potansiyelin kullanılması gerektiğine vurgu yaptı.
‘DAHA ÇOK ÇABA GÖSTERİLSEYDİ İSLAM DÜNYASI TERÖRÜN ADRESİ OLMAZDI'
Saadet Partisi eski Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın 20 yıl önce kurduğu birliğin potansiyelini kullanılmış olduğu takdirde 60 milyon insanın mülteci konumuna düşmesine sebebiyet veren insanlık krizinin önlenebileceğini ifade eden Karamollaoğlu "D8'in kuruluş aşamasındaki heyecan, inanç, azmin yüzde biri ondan sonraki süreçte ortaya konulabilseydi bugün İslam dünyası kargaşa ve terörün adresi haline gelmezdi" ifadelerini kullandı.
D-8 ülkeleri arasındaki ticaret hacminin artırılması gerektiğini savunan Karamollaoğlu "Bugün siyasi bir birlik olan Avrupa Birliği (AB) ilk temellerini ekonomik ortaklıklarla attı. Türkiye'de AB Serbest Ticaret Bölgesi varken neden D-8 ülkeleri serbest ticaret bölgesi de olmasın" dedi.
D-8'in faaliyetlerinde önemli artışlar olduğuna işaret eden SP Lideri "Mesela 2006 yılında Tercihli Ticaret Anlaşması'nın, 2012'de ise D-8 Şartı'nın imzalanması ve D-8'in en önemli ülkelerinden birisi olan İran ile Türkiye'nin ticaret hacminin artması sevindirici gelişmeler ama yeterli değil" diye ekledi.
GÜL: 20 YIL ÖNCE İRAN VE SUUDİ ARABİSTAN AYNI MASADAYDI, ŞİMDİ NE HALDE
Etkinlikte konuşma yapan bir diğer isim 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, örgütün kurulduğu 1997 yılında Filistin'deki işgalin sona erdirilmesi en büyük problem olduğunu ancak şimdi islam dünyasının çok daha fazla sorunla karşı karşıya olduğunu savundu.
Gül "20 yılın ardından Filistin meselesi en büyük problemler sıralamasında sonlara kaydı. Bugün en az dört İslam ülkesinde iç savaşı var. Bu ülkelerden bazılarının bel kemiği tamamen kırılmış ve bütün kaynaklar tüketilmiş durumda. Bu ülkeler, bölge içerisinde Müslümanların Müslümanlarla savaşı sebebiyle bu hale geldi. Problemler, çatışmayla değil diyalogla çözülmüş olsaydı bu maliyetlerin hiç biri ödenmezdi ve bu noktaya gelinmezdi" dedi.
Eski Cumhurbaşkanı "Bu durum hem üzüntü hem de utanç kaynağı. Komşularla meselerimizi konuşarak halletmeyip silahlı çatışmalara girmişiz. Bir zamanlar diyalog ortamı vardı. Körfez Savaşı ve Irak'ın 2003'teki işgalinden sonra Irak'a komşu ülkeler olarak toplantılar gerçekleştirmiştik. Bu toplantılarda İran'la Suudi Arabistan aynı masadaydı. Bugünkü durum ise çok üzücü. Şu an bu ülkeler kriz halinde" dedi ve ekledi:
"Savaşların mağlubu ve galibi olmuyor. Birileri galip olduğunu söylediğinde bu yeni bir savaş doğuruyor. Avrupa'nın 500 sene önce yaşadığı mezhep çatışmalarını bugün İslam dünyasının yaşıyor olması bizim için zül. Bu yüzden daha çok diyalogla çözüme ve barışa erişilmeli. Bu bağlamda da D-8 ülkeleri çabalarını artırmalı."