Iraklı Kürtler PKK’ya düşman olamaz
Bugün sizlere Türkiye’deki saçma sapan gündemin dışında bir şeyler anlatmaya çalışacağım. Hani Başbakan ve AKP ileri gelenleri Kuzey Iraklı aşiret liderlerini devlet başkanı gibi karşılayıp, onlardan PKK konusunda medet umuyor ya, işte onlar ve o olaylarla ilgili geçmişte burada bazı şeyler hatırladım da onları yazayım dedim.
Uzun süredir farkında olmadığım ve geçen hafta öğrendiğim bir haberde, Necmeddin Kerim adlı Iraklı bir Kürt’ün Kerkük valiliği yaptığı ve bizim Türkmen soydaşlarımız hakkında bazı projeler açıkladığı söylendi. Şaşırmadım. Bir kere Necmettin Kerim’i Washington’dan tanırım. Kendisi Saddam Hüseyin döneminde Irak’a yasal olarak giremez ama Türkiye üzerinden Kuzey Irak’a Kürt bölgelerine giderdi.
Ben kendisiyle 1990’lı yıllarda Washington’daki Ulusal Basın Kulübü’nde düzenlenen bir Kürt toplantısı sırasında tanıştım. Necmettin Kerim o yıllarda Washington’da PKK’nın temsilcisi gibi hareket ederdi. Hatta bir keresinde Türklere ettiği bazı laflar yüzünden yumruk yumruğa geldik. Neyse araya girip bizi ayırdılar.
Necmettin Kerim PKK’nın temsilcisi gibi çalışıyordu. Hatta o tarihlerde Washington’a gelen Leyla Zana ve Ahmet Türk, bu Doktor Necmettin Kerim ile çok sıkı fıkıydılar ve hatta Leyla Zana’ya Necmettin Kerim, Meclis’ten alabilmesi için çakma bir rapor da vermişti. O zaman adı HEP olan partinin temsilcileri Ankara’da bulunan ABD Büyükelçisi Richard Barkley’le aynı tarihlerde Washington’a gelmişti.
Talabani’nin o tarihte PKK ile imzaladığı bir anlaşmayı, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan David Ransom ve Özal döneminde Ankara’da büyükelçi olan Abramowitz ile konuştular. Necmettin Kerim ve Talabani’nin Washington temsilcisi Behram Salih’in evlerinde geceleri Kürt zirvesi yaptılar, gündüzki temaslarını tartıştılar. Ahmet Türk ve Leyla Zana ayrıca bu ziyaret sırasında ABD Savunma Bakanlığı olan Pentagon ve istihbarat örgütlerine de bilgi verdiler. Yılmaz Polat ile ben bu konferansı ve toplantıları yazınca, Necmettin Kerim’in Türkiye üzerinden Irak’a girişleri yasaklandı.
Şimdi bu Türk ve Türkiye düşmanı zat, Türkmen yurdu ve kenti Kerkük’ün Kürt valisi. Bu kentin yönetimi konusunda fikirler ileri sürerken, Amerikan kuvvetlerinin Irak’tan çıkmasının kendileri için felaket olacağını söylüyor. Bu görüşlerini öyle fısıldayarak falan değil Kürt basınına verdiği demeçlerle anlatıyor.
Şimdi Ankara’ya gelen Barzani ve Talabani’nin Türkleri ne kadar sevdiğini PKK’ya ne kadar yakın olduklarını Amerikalılar biliyor ve bizimkilere de onlarla görüşün diye talimat veriyorlar. Hele Irak Dışişleri Bakanı Hoşyer Zebari’nin bir zamanlar Barzani’nin Washington’da kaldığı otelin tuvaletinden çıkarken havlu tuttuğunu gördükten sonra. Kuzey Iraklı hiçbir Kürt’ün PKK’ya karşı bir operasyon yapmayı düşünmediği zaten biliniyor. Ayrıca herkesin patronu aynı.
PKK’ya atılan silah ve cephane ile verilen destek artık saklanamaz boyutlarda. Şimdi Washington’un Türkiye’nin terörle mücadelesine destek verdiğine inanıyor musunuz hâlâ. Türkiye’nin Kuzey Irak’a operasyonlarında ve istihbarat paylaşımında gerçek bilgileri verdiğini mi sanıyorsunuz? Şaşarım sizlerin saflığına, başka bir şey demem. Bu planlar ta Reagan zamanından bu yana Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulması üzerine hesaplandı.
Şimdi oynanan bu tiyatroda, yani yeşile dönen Arap Baharı yalanıyla aslında yeniden Orta Doğu’ya sınırlar çizilmeye çalışılıyor. Neymiş, ABD ve Batı Orta Doğu’ya demokrasi getirecekmiş. İyi de neden ellerini Suudi veya Ürdün krallıklarına veya Kuveyt ile öteki körfez şeyhliklerine sürmezler. İstibdat ile yönetilen bu dini bütün Müslüman ülkelere el değdirmezler acaba. Yani krallıklar onların teorilerine göre demokrasi mi oldu.
Aslında Kürt sorunu da Kuzey Irak’ta oynanan oyunlar da artık saklanamaz boyutlarda. Artık bizimkilerin ne kadar kukla olduğunu Avrupa basınında okuyun biraz. İnternette yayınlanıyor.