Irak’ın Kuzeyi’ne dikkat!
Daha önceleri belirttiğimiz gibi; ülkeyi adeta şoka sokan “süreç kaosu” şimdilerde, binlerce soydaşımızın yaşadığı Irak’ın Kuzeyi’nde hükmünü icra etmeye hazırlanıyor.
“Süreç kaosu”nun tahribatının detayları ve muhtemel gelişmeleri, gazetelerde yer alıyor, meslektaşlarımız tarafından “üstün körü” olsa da ele alınıyor.
Ne var ki; sözde “süreç”in ne olduğu, nasıl gelişeceği, kısacası detayı tam olarak bilinmediği için, eleştirilerin sınırı ve dozajı, kamuoyunu aydınlatacak hatta uyaracak kadar olmuyor.
Sadece görünenler, konuşmalar ve karşılıklı ithamlar dile getirilerek, gerekçe gösterilerek yorumlanıyor.
Bilgi sızdıkça, “süreç”in vahameti ortaya
çıkıyor.
Ancak, sözde “süreç”in yurt dışı boyutu gün geçtikçe şekilleniyor.
Suriye’de PKK’lıların, diktatör Esad yönetimine karşı, taze güç olarak kullanıldığını Batı bile kabul ediyor.
Irak’ın Kuzeyi’nde ise yeni yapılanmalar bekleniyor.
Bu beklentinin ise, en çok soydaşlarımızın aleyhine işleyeceği belirtiliyor.
Soydaşlarımıza Kerkük ve dolaylarında “özgür hayat” hakkı tanınmasının daha da zorlaşacağı anlaşılıyor.
Yıllardır, Irak’ın Kuzeyi’nde önce toplu siyasi bir güç, sonra da bir devlet olma mücadelesini veren Kürtlerin, bu kez PKK kozunu kullanacakları tahminleri hatta haberleri bölgeyi sarmış bulunuyor.
Çok verimli ve kaliteli petrol kaynaklarının bulunduğu Irak’ın Kuzeyi, başta ABD olmak üzere birçok devletin iştahını kabartıyor.
Hatta, Irak merkezî hükümetine rağmen, içlerinde Türkiye’nin de olduğu birçok ülkenin girişimcisi, Kürt yönetimiyle anlaşmalar imzalıyor.
Özellikle, birçok Türk şirketlerinin Irak’ın Kuzeyi’ni yeniden yapılandırdığı özellikle imar ve ticaret alanlarında önemli adımlar atıldığı da biliniyor.
Aslında, Kürt yönetiminin Türk şirketlerine kucak açmasının “mecburiyet”ten olduğu dillendirilmiyor.
Bugün, Kürt yönetiminin herhangi bir denize açılma imkânı olmadığı gibi, “hava sahaları”da bulunmuyor.
Yani, Irak’ın Kuzeyi’ne mal götürüp getirmek için Türkiye’nin kullanılması kaçınılmaz bir şart oluyor.
PKK’nın de yardımıyla, Irak’ın Kuzeyi’nden Suriye’de elde edilecek bir koridorla denize ulaşmanın hayaliyle yanıp tutuşan Kürt yönetimi, bu yüzden Türklerle işbirliği yapıyor.
Oysa, Suriye’de açılması beklenen koridorun aynı zamanda siyasi bir yapılanmaya zemin hazırlayabileceğini unutmamak gerekiyor.
Orta Doğu’da, yaşanan Libya, Mısır, Tunus ve Yemen trajedilerinden sonra, Suriye’nin parçalanmasının yanı sıra, Kürt oluşumun Türkiye ve İran’dan toprak koparma planlarının, şu günlerde raflardan yeniden indirildiğinin sinyalleri alınıyor.
Gerçi, planın çok aşamalı ve dönemli olduğu da hemen anlaşılıyor.
Bir yerde İsrail’in mutlak güvenliği için; Suriye ve Irak’ın Kuzeyi’nin üzerinde tehlikeli planlar ve operasyonlar sürerken, Irak’ın parçalanması ve İran’a askeri müdahale gündemden kalkmıyor.