Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Irak'a komşu olmayan ülkeler Türkiye'ye tam pres için mi çağırıldı?

Irak’a komşu ülkeler toplantısı İstanbul’da başladı. Toplantıya ilk defa, Irak’la komşuluk bağı bulunmayan Japonya, Çin, Rusya, İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya, Kanada, ABD, yani dünyanın patronu konumundaki ülkeler de davetli. Toplantının normal gündemi elbette ABD işgalinin Irak’ta yol açtığı bataklık olacak. Ancak görünen o ki, gündeme son haftalardaki kanlı bölücü terör saldırıları ile sınır ötesi operasyon damgasını vuracak. Irak’a komşu olmayan ülkelerin neredeyse tamamının sınır ötesi operasyona karşı çıkıp, bölücü terörün sırtını sıvazladığı biliniyor. İpi ellerinde olan bölücü PKK terörünü durdurmak yerine, Türkiye’ye “itidal”; peşi sıra da terör ve teröristle pazarlık anlamına gelen, “siyasi-diplomatik-demokratik” çözüm tavsiye ediliyor.
Çözüm dedikleri planın patronları; İngiltere-ABD-AB-İsrail, uygulayıcıları; PKK-DTP-Barzani/Talabani. Özetle, koca Türkiye PKK ile masaya oturacak, bebek katilinin şartlarını müzakere edecek. Böylece, Türkiye’nin silahlı veya silahsız bölünmesinin pazarlığını yapacak. İşte Türkiye’den istenen tamı tamına bu.
Dünyanın patronu bazı ülkeler de bunun hakemliğini (!) yapacak. Açıkçası Türkiye’ye tam pres/baskı uygulayacak. Bunları böylesine cesaretlenip, işin bu noktaya gelmesine fırsat veren, ağır terör saldırıları karşısında meşru savunma hakkını kullanmada isteksizliğini her vesile ile ortaya koyan iktidar değil mi? Şimdi de, emperyalistlerin niyeti belli olduğu ve her şey bu kadar açıkken, bunlar toplantıya niçin davet edildi? Bölücü teröre destek cephesi kurulmasına yardım için denemeyeceğine göre, birilerinin çıkıp bunu izah etmesi gerekir. Yoksa yine günü kurtarma siyasetine veya bilemediğimiz başka hesaplara mı kurban ediliyoruz diye sorulur.

Türkiye-ABD... Ne işbirliği ama!..
ABD-Türkiye “stratejik” işbirliği çok ilginç. O bize yardım (!) ediyor, biz ona. Bizim için o, telefon ediyor, beyanat veriyor, AB üyesi olmamız için telkinde bulunuyor, PKK’nın etkisizleştirilmesi için, Bağdat’ı cesaretlendirip, iflas etmiş üçlü mekanizmayı canlandırmaya çalışıyor, vs.. Sıfır maliyetli yardım (!). Her an vazgeçilecek, tersine çevrilecek cinsten.
Ya bizimki? Üs ver, hava sahanı ve limanlarını aç, istihbarattan eğitime kadar devletin içine sok, NATO’da emre amade ol, istenen yere asker gönder. Hem de masrafı içinde, vs. Ülkenin bekasını tehdit edecek boyutta ağır maliyetli yardım. Dönüşü olmayan cinsten.
Bir de buyruk kısmı var. Irak’ın kuzeyine girme, bölücü teröre karşı güç kullanma, siyasi çözüm yoluna git. İran ve Suriye’ye yaklaşma. Kıbrıs’ta Rum’un egemenliğini kabul et. Ermenistan sınırını aç, iyi komşu ol, soykırım iftirasına evet de, Ruhban Okulu ve Patrikhane’nin ekümenliğini ve tüzel kişiliğini tanı gibi. Şu işbirliğinin (!) işbölümüne bakın. Ona almak, bize vermek.. Ona düşmanlık, bize dostluk payı düşmüş. Gerçeğimiz, dostu da, düşmanı da bir görenin milli politikası olmaz.

Başbakan’a çağrı
İşin şakası kalmadı. Faydası olur mu bilinmez ama Başbakan’a son çağrımızı yapalım. Gün; düşmanın tezi olan, milletimizi 27 etnik parça halinde görmekten, Türk kimliği yerine, uydurma bir vatandaşlık kimliği için anayasa yapma sevdasından, bölücü terör ve hamileriyle pazarlıktan vazgeçme günüdür. Gün, milli birlik ve milli iradeyi hakkıyla temsil günüdür.
Emin olalım ki, bilim, dünya hukuku ve sistemi bizimledir. BM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, evrensel uygulamalar; etnik/ırk esasına göre devlet rejimi kurmayı ve bölücü terörü asla kabul etmez. Mesele, her konuda haklı olan Türkiye’yi, var gücümüzle savunup, mağdur ve sahipsiz durumdan çıkarmaktır.
Tecrübeli diplomat Şükrü Elekdağ’ın dediği gibi, “Var olma veya yok olma” noktasındayız. Ya güzellikle, ya zorla oynanan oyunu bozmaya mecburuz. Tek ihtiyacımız da, birilerinin himmeti değil, milletimize güvenip, topyekün seferberlik ruhuyla harekete geçmek.

Yazarın Diğer Yazıları