6-7 Ekim olaylarının yıl dönümünde sansasyonel eylemler gerçekleştirmek için PKK bütün kapasitesini kullanmıştır. Kurulan pusulara, gömülen bombalara, kışkırtılan kitlelere ve yapılan çağrılara rağmen PKK istediği sonucu alamamıştır. Yollara, menfezlere yerleştirilen el yapımı patlayıcılar güvenlik güçleri tarafından bulunarak imha edilmiştir.
Güvenlik güçleri başarmıştır!
6-8 Ekim tarihleri itibarıyla PKK'lı militanlar İstanbul'da patlayıcı yüklü motosikletle saldırı gerçekleştirebilmiştir. Ancak bu hain ve alçak saldırının failleri de bir gün içinde derdest edilerek adalete teslim edilmiştir.
Olağanüstü gizlilik içerisinde PKK'nın Ankara'da gerçekleştirmeyi amaçladığı üç kişilik bombalı araç timi de başarısız olmuş. Sıkıştırılan bombalı araçlı hainler kendilerini patlatmak zorunda kalmıştır.
Diyarbakır'da ve diğer illerde yüzlerce kiloluk patlayıcı madde ve düzenek güvenlik güçlerince tespit edilerek imha edilmiştir.
Bütün kapasitesini kullanmasına rağmen geçmiş dönemlerle mukayese edildiğinde PKK için yaşananlar büyük bir hezimettir.
PKK'nın yaşadığı hezimete karşın Emniyet güçlerinin istihbarat, espiyonaj, önlem ve karşı koyma noktasında son derece başarılı olduğu görülmektedir. PKK'nın her türlü hain, sinsi ve kalleş pususuna karşın kaybetmesi güvenlik güçlerinin yerinde ve zamanında harekete geçerek hain emelleri PKK'nın kursağında bırakması her türlü takdirin üstündedir.
Devletin istihbarat zafiyeti ortadan kalkınca PKK'nın eylem yeteneği de büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır. Güvenlik güçleri PKK ve ardındaki istihbarat servislerinden bir adım önde olmak zorundadır!
TSK'nın Suriye operasyonu PKK'yı çıldırtmıştır!
Suriye için önce şu tespiti yapmak zorundayız; Türkiye'nin karşısında PYD görünümlü ABD vardır. PKK otuz yıldır ilk defa ABD'nin açık desteğini almıştır. Kendisini Suriye'de kara gücü gibi kullanan ABD'nin desteğine karşın PYD, Suriye'de de kaybetme sürecine girmiştir.
Türkiye, Suriye'nin kuzeyine müdahale ederek 'ABD'ye -eğer müttefik isek- PYD'yi Rakka operasyonuna dahil etme, aksine Menbic'ten tamamen çıkart', 'Suriye için kurulacak masaya PYD-PKK'yı hangi isim altında olursa olsun çağırmayı aklından dahi geçirme' demiş olmaktadır.
Suriye'nin kuzeyinde halk tabiriyle "köpeksiz köyde değneksiz gezen" PKK ve müttefikleri Türkiye'nin müdahalesiyle büyük şaşkınlık yaşamıştır. TSK'nın Suriye'de PYD'nin önünü kesmesi, Irak'ta da PKK'nın Musul harekatına dahil olmasını engellemeye çalışması terör örgütünü adeta çıldırtmıştır. PKK bu duruma bütün akıl dışı, şuursuz ve ahlaksız yöntemleri kullanarak ülke içinde terörle karşılık vermeye çalışmaktadır.
Türkiye bununla da yetinmemiş, beklenen Musul operasyonunda da haklı olarak Irak'ta PKK'nın uluslararası nüfuz ve itibar edinmesini sağlayacak gelişmelere karşı gerekli tedbirleri de almaya çalışmaktadır.
Irak hükümetinin ve İbadi'nin ibretlik tavrı!
Irak hükümeti, ülkesinin kuzeyinde Barzani'nin devletleşmesine engel olamamıştır. Resmen egemenliği altında olan Kandil'i terör örgütü PKK'nın dilediği gibi tasarruf etmesine ses çıkaramamaktadır. Irak'ın ikinci büyük kenti olan Musul'u bir gecede IŞİD'in ele geçirmesini seyretmekten başka da elinden bir şey gelmemiştir.
Durum ortadayken Irak'ın Başbakanı İbadi, "Türk askerleri Irak'ta kendilerini piknikte sanmasın" diyerek ibretlik bir tutumun altına da imza atmış olmaktadır. Zira bizzat İbadi, 2014 yılında Türkiye'yi ziyaret etmiş ve Başika kampının gerekli olduğunu söylemiş ve yapılanmasıyla ilgili olarak da Türkiye'nin katkı sağlamasını istemişti.
Irak'ı binbir parça haline getiren faktörlerin başında ABD'nin işgali geliyorsa ikincisi de Saddam sonrası Irak'ta sorumluluk üstlenen hükümetlerin mezhepçi tavırları gelmektedir. IŞİD denilen nevzuhur yapıyı bu mezhepçi yaklaşımlar üretmiştir.
Türkiye'nin Suriye-Irak coğrafyasında tarihten kaynaklanan sorumlulukları var. Bu sorumluluğun gereklerini yerine getirmek zorundadır. Kararlı tavır gösterildiği takdirde buna ne terör örgütünün pusuları ne de bölge ve küresel aktörler engel olabilir!
