İnsan hakları örgütleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) Myanmar'ın Arakan eyaletindeki şiddet olaylarını Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) taşıması çağrısında bulundu.
BMGK üyesi ülkelerin büyükelçilerinden oluşan bir heyetin, geçen günlerde, Arakanlı Müslümanların durumunu incelemek için Myanmar’ı ziyaret etmesinin ardından insan hakları örgütleri Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Koruma Sorumluluğu için Küresel Merkez ve Fortify Rights (Hakları Güçlendirme), basın toplantısı düzenleyerek Myanmar hakkında UCM'ye başvuruda bulunulmasını istedi.
Fortify Rights Baş Yöneticisi Matthew Smith, UCM'nin, Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım yapıldığına ilişkin giderek artan delilleri araştırması gerektiğini belirtti.
Smith, Myanmar ve Bangladeş'te faaliyet gösteren örgütünün ele geçirdiği ve Arakanlı Müslümanlara karşı işlenen suç olaylarında sorumluluğu bulunan isimler arasında Myanmar ordusundan üst düzey rütbelilerin de bulunduğunu söyledi.
Af Örgütü Hukuk ve Politika Kıdemli Direktörü Tawanda Mutasah, uluslararası toplum için Arakanlı Müslümanlara karşı işlenen zulmü UCM'ye sevk etmekten başka seçenek kalmadığını kaydetti.
Koruma Sorumluluğu için Küresel Merkez yöneticilerinden Savita Pawnday da BMGK üyelerine Myanmar hakkında UCM'ye başvuruda bulunulmasına ilişkin bir karar tasarısı hazırlanması çağrısı yaptı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü yöneticilerinden Param-Preet Singh, diplomasinin artık çalışmadığını ve eylemsizliğin "Güvenlik Konseyi'ne serbest geçiş hakkı verdiğini" söyledi.
Singh, "Myanmarlı yetkililerin, orduya isnat edilen suçları kabullenmek konusunda tamamen isteksiz olduğu açık. Myanmar'daki yetkililer, sorumlu hissetmekten aciz. Harekete geçmek için zamanımız azalıyor." diye konuştu.
BM'ye göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'dan kaçmak zorunda kalarak Bangladeş'e sığınanların sayısı 700 bini aştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.