İran’da Mahsa Emini’nin gözaltında ölümü üzerine başlayan protesto dalgasının, rejimi “eleştirenleri susturmak için şiddete başvurmaya” sevk ettiğini söyleyen McCallum, şu ifadeleri kullandı:
“İran, saldırgan istihbarat servisleri aracılığıyla doğrudan İngiltere’ye tehdit oluşturuyor. En keskin haliyle bu, rejim düşmanı olarak algılanan İngiliz veya İngiltere merkezli kişileri kaçırma ve hatta öldürme hırslarını içeriyor. Yalnızca ocak ayından bu yana bu türden en az 10 potansiyel tehdit gördük.”
McCallum, İran’daki mevcut protesto dalgasının, totaliter rejim hakkında temel sorular sorduğuna değinerek, “Bu, büyük bir değişime işaret edebilir, ancak gidişat belirsiz.” değerlendirmesinde bulundu.
CENAZE TÖRENİ ARDINDAN BAŞLADI ÜLKEYE YAYILDI
İran’ın başkenti Tahran’da 13 Eylül’de “ahlak polisi” olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini’nin 16 Eylül’de yaşamını yitirmesi ülkede infiale yol açmıştı.
Emini’nin 17 Eylül’de memleketi Sakkız kentindeki cenaze töreni sonrasında başlayan gösteriler ülkenin birçok kentine yayılmıştı.
Gösterilerdeki can kaybına ilişkin resmi makamlardan net bilgi paylaşılmadı. Norveç merkezli İran İnsan Hakları Kurumu (IHR) ise, Emini’nin ölümü sonrasında başlayan gösterilerde emniyet güçlerinin müdahalesi sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 300’ü aştığını açıkladı.
Gösterilerde çıkan olaylarda 40’tan fazla emniyet görevlisinin de hayatını kaybettiği belirtiliyor. (AA)