Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

İmralı’da kim beklentilere cevap veriyor?

İmralı’daki terörist başıyla “kim ki görüştü diyor ise...” söyleminden “beklentilerimize cevap veriyor” eylemine uzanan bir Başbakan Türkiye’yi yönetiyor.
“PKK terör örgütü ile görüşecek kadar namussuz değiliz” diyen, “Dağdaki PKK’lılar için ağlamayan” ile devam eden sonuç olarak da “ben de olsam dağa çıkardım” ile biten konuşmalar yapan bir Başbakan Yardımcısı Türkiye’nin iktidar manzarasını tamamlanmaktadır.
Teslimiyette birbirine “tencere kapak” misali uyum sağlamış Türkiye bürokrasisi, “bayrak inecek terör bitecek” beklentisi içindeki terörist unsurlar ile yeni Türkiye manzarası bütünleşmiş olmaktadır.
Başbakan Erdoğan ve ekibi, “anneler ağlamasın, göz yaşı akmasın” sloganı altında PKK’nın silahlı terörünü silahla etkisiz kılamadık bari vaz-ı nasihat ve pazarlıkla terörü bitirelim, moduna girdiler.
AKP’nin zihin yönlendirmesi yapan kadroları, gerçekleri halktan hep sakladılar: AKP iktidarı, teröristler eylem yapmadıkça operasyon yapılmasını yasakladılar, güvenlik güçlerine korunma ve savunma stratejisi izlettiler. Adeta askerin elini tuttular PKK’ya dövdürdüler. Polisi karakola kapattılar ve valiyi vilayet konağına hapsettiler. Sonra da “terörle mücadele ediyoruz ama baş edemiyoruz” diye toplumu yanılttılar.
AKP, terörle mücadeleyi, karakolları “kalekol” haline getirerek karakolların duvarlarını kalınlaştırmaktan ibaret gördü. Türkiye’nin sınırına 30 kilometre mesafedeki terörist kampları görmezlikten geldi, ardından bundan “ne yapsak olmuyor bir de pazarlık yapalım” sonucunu çıkardı.
Adamlar KCK adlı paralel devlet kurdu, AKP kurmayları, “Oslo’daki pazarlıklar bozulmasın” diye bunu seyrettiler. PKK’lı milisler komite kurup vergi topladılar AKP’li yetkililer bunu izlemekle yetindiler. KCK’lı sürüler vatandaşları dağa kaldırıp yargıladılar, iktidar bunu demokrasinin cilvesi olarak değerlendirdi.
Oslo’daki PKK/AKP görüşme süreci sona erip, pazarlıklar bozulunca iktidar, KCK tutuklamalarına başladı. Ancak iş işten geçmişti, örgütlenen KCK’lı milisler kendilerine verilen rolü hapishanede de oynadı. KCK’lılar ölüm orucuna yattılar(!) ana dilde savunma ve Öcalan’ın hapishane şartlarının iyileştirilmesi taleplerini dile getirdiler.
İktidar partisi terörü “çözemedik, çözülmüyor kardeşim” türküsünü söyleye söyleye Türkiye’nin çözülmesine neden olacak düzenlemeleri gündeme aldı.
Önce “Büyük Şehir Yasa Tasarısı” TBMM’den geçirildi. Baydemir gibilere valinin yetkileri de verildi.
KCK’lıların “kendini en iyi ifade edebildiği dilde savunma” talebi, yasalaştırılarak TBMM’den geçirildi.
Yolda PKK’lılarla görüşen BDP’liler için fezleke düzenlemesi, İmralı’daki Öcalan için idamın geri gelmesi tartışmaları açıldı ve bir zamanlar “ben olsam asardım” söylemi içindeki Başbakan İmralı’ya BDP’li vekilleri gönderdi.
Televizyon seyretmesi için Öcalan’a LCD Televizyonu verildi. Ardından jimnastik yapabilmesi için imkânlar sağlandı.
BDP’li ekiplere teröristler arası koordinasyon sağlaması için İmralı-Kandil-Erbil-Oslo hattı açıldı. Yakında BDP’li seçkin (!) bir gurubun İmralı’yı ziyaret edeceği duyuruldu.
Başbakan, İmralı ne istiyorsa gerekeni yaptırıyor ve sonra da dönüp “Öcalan beklentilerimize cevap veriyor” diyor.
Öcalan, Tayyip Erdoğan’ın mı, yoksa Türkiye’nin mi beklentilerine cevap veriyor?
İmralı’daki eli kanlı, kitle katliamcısının hangi beklentilere cevap verdiği de açıklanmıyor.
Terörist PKK’lılar teslim mi oldu, eli kanlı katiller silah mı bıraktı ya da sınır dışına mı taşındı da başbakan böyle bir yargıda bulunuyor?
PKK kaçırdığı, askeri, sivili ya da kaymakamı serbest mi bıraktı, Öcalan hangi beklentilere cevap vermiş acaba?
PKK’lı teröristler nedamet getirmiş, terörü bırakmış, af dilemiş milletin merhametine, devletin adaletine teslim olmaya mı karar vermiş? Hangi beklentiye cevap vermişler?
Başbakan, Öcalan’ın jimnastik ve televizyon beklentilerini karşıladığını söylüyor. O halde Başbakan’a “kim kimin beklentilerine cevap verdi” sorusunu yöneltmek haklı bir soru değil midir?

Yazarın Diğer Yazıları