CHP’de değişim tartışmalarını başlatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu CHP’nin İstanbul İl Kongresi’nde konuştu.
İmamoğlu’nun konuşması sırasında “Halkın umudu Kılıçdaroğlu”, "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" ve "Her Şey Çok Güzel Olacak" sloganları atıldı.
"İstanbul'un kader elimizde" diyen İmamoğlu konuşmasında "Yine başaracağız, asla vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kongrede İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da kürsüye çıktı. Salondakilerin "Her şey çok güzel olacak" sloganlarıyla konuşmasına başlayan İmamoğlu, iki adaya da başarı dileklerini sundu.
İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"CHP İstanbul İl Kongremiz hepimize hayırlı ve uğurlu olsun. Temmuz başında mahallelerde başlayan ardından ilçelerde devam eden kongrelerimiz İstanbul çağında bugün itibariyle tamamlanıyor. Bu süreçte her bir mahallede, her ilçede emek sarf eden üyelerimize her kademede seilen delegelerimize ve bu kongreye katılarak partimizin geleceğini şekillendirmek için sorumluluk alan her birinize içtenlikle teşekkür ediyorum. Emeklerinize sağlık.
İstanbul il başkanlığı için yarışan sayın Cemal Canpolat ve Özgür Çelik'e başarılar diliyorum.
"100. YILI CUMHURİYETİMİZİN KUTLU OLSUN, BİN YAŞA CUMHURİYET"
Her birimiz çok önemli günlerden geçiyoruz. 9 Eylül 2023 partimizin tam 100. yaşını kutladık. 6 Ekim 2023 şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılınız kutladık. Birileri bu millete yıllarca bu günlerin önemlerini unutturmak istediler. Bu şehrin tam 5 yıl boyunca işgal altında kaldığını, 5 saniye tahammül edebilir miyiz? 5 yıl!İşte bu milletin istiklal mücadelesini küçümseyen o akıl bunları bilmeden ya da bilerek küçümseyerek milletin ayağa kalkışını istiklal mücadelesini özgürlük mücadelesini yok saymaya çalışmışlardır. bundan 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kararlı mücadelesi sonunda İstanbul işgalden kurtarılmıştır. Bu kurtuluşu bize sağlayan başta Atatürk ve silah arkadaşları ve bu milletin büyükleri her birisini minnetle yad ediyorum.
Lozan Antlaşmasının 100. yılını kuladık bundan tam 3 hafta sonra ise 29 Ekim 2023'te cumhuriyetimizin hep birlikte 100. yılını kutlayacağız. 100. yılı cumhuriyetimizin kutlu olsun. Bin yaşa cumhuriyet.
"HEPİMİZİN ASLİ GÖREVİ PARTİMİZİN TARİHİ ROLÜNÜ HATIRLAYARAK YENİLENMESİ VE GÜÇLENMESİ İÇİN ÇALIŞMAKTIR"
CHP, tarihsel olarak büyük bir davanın sarsılmaz bir mücadele azminin ve mazlum dünya halklarına ilham kaynağı olmuş ulusal bir zaferin adıdır. Bu ülkenin kurtuluş ve kuruluş tarihi çok partili demokratik düzene geçiş dönemi 1960'ların 70'lerin siyasi ve toplumsal gelişmeleri CHP anmadan anlaşılamaz. Hepimizin asli görevi dünya tarihinin en müstesna başarılarından birine imza atmış olan partimizin tarihi rolünü hatırlayarak yenilenmesi ve güçlenmesi için çalışmaktır. Bugün Orta Doğu'da yeniden ne yazık ki çok kötü günler yaşanıyor. buradan söylüyorum. CHP'nin bu ülkedeki varlığı kendine miras bırakılmış olan yurtta sulh cihanda sulh kimliğinin CHP'nin iktidarındaki bir Türkiye'nin ne kuzeyinde ne güneyinde savaş olur. CHP 21. yy'da yine mazlum milletlerin çıkışı olur. Onun için bu ortamda bu salonda görev alan sizler sadece CHP'nin bir üyesi bir delegesi olduğunuzu düşünmeyin, İstanbul'un Türkiye'nin , yakın coğrafyanın akresinin elinizde olduğunu unutmayın. CHP iktidarının yakın coğrafya için de ülkemiz için de ne kadar önemli olduğunu hafızanızda hep sıcak tutun.
"BU AZİZ ŞEHİRDE EN ZOR ZAMANLARINDA KİMSEYİ AÇ BIRAKMADIK KİMSEYİ AÇIKTA BIRAKMADIK"
Geride bıraktığımız 4.5 yıl boyunca ahlak dışı engellemeleri yaşadık ama bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Bu aziz şehirde en zor zamanlarında kimseyi aç bırakmadık kimseyi açıkta bırakmadık. Sevgili yol arkadaşlarım bizim partimizin adı Cumhuriyet Halk Partisi'dir, ülkemizin kurucusu ve ilk genel başkanımız Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları partimizi iki kelimeyi bilhassa tarih ettiler cumhuriyet ve halk bir arada. bu iki kelime. Bu iki kelime ve bu kavram aslında iç içedir. Cumhuriyet halkın eşitliğini ve egemenliğini temsil eder. O nedenle partimiz devletim veya piyasanın değil halkın partisi olma iddiasındadır. Halkçılık ilkemiz buradan gelir. Halkçılık demek halkın çıkarlarını beklentilerini duygularını siyasetin merkezine taşımak demektir. Eğer öyleyse bir belediye başkanının halkçılığını ve sosyal demokratlığının sınanacağı alanlar bellidir. Belediyemiz İstanbul tarihinin ilk öğrenci yurtlarını ilk kreşlerini açmak işte tam da kamucu halkçı, sosyal demokratik bir belediyecilik değil midir? Hep birlikte hatırlayalım; bu şehri devraldığımızda koca istanbul büyükşehir belediyesinin tek bir öğrenci için dahi yatağı yoktu. Bugün 14 tane yurdumuz var, bunlarda 5 bin üniversite öğrencisi var. Adil bir şekilde Anadolu'nun Trakya'nın vatandaşlarımızın evlatları geliyor o öğrenci yurtlarında emin ellerde Türkiye'nin geleceği için okuyorlar.
BİLAL ERDOĞAN'A GÖNDERME
Birisinin çocukları bizden şikâyetçi olmaya başladı yerel seçim yaklaşırken. niye? Ailelerin vakıflarına teslim edilecek yurtlar artık teslim edilmiyor, hani geçen dedim ya işine git diyeceğim ama işi gücü olmayan evlatları, keşke işi gücü olsaydı. keşke politikanın siyasetin mecrasından beslenen insanlar olmasaydı. Siyaset aile mesleği değildir, aile mesleği haline getiren bu anlayışa hep birlikte son vereceğiz.
Kreş sayımız sıfırdı, bugün itibariyle 75'i tamamladık. Hızla 150 sayısına koşuyoruz. Yani hiç durmadan yolumuza devam ediyoruz. Düşünün 4.5 yılda 5 bin öğrenciye yurt yağan anlayış bu şehirde 25 yılda iktidar olsa neler yapar neler.
"İŞTE HALKÇI BELEDİYECİLİK BÖYLE YAPILIR"
Düşünün 25 yılımız bu anlayışla geçse milyonlarca gencimize burs versek kötü mü olur? İyi olur iyi. Yenisini açtığımız halk ekmek fabrikasında kullanılan buğdayın tamamını İstanbulun buğday üreticilerinden almak, İstanbul'un süt üreticilerinden alarak 23 milyon sütü İstanbul'un bebelerine dağıtmak... Geçen MEB'e bağlı BİR kreşe gittim, çocuklara sordum büyükşehir belediye başkanıyım dedim, ne yapar deyince biri elini kaldırdı 'süt getirir' dedi. hayatımın en büyük ödülü. İşte kent lokantaları açtık, milyonlarca insanımız kent hayatında mağdur olan bir lokantaya gidip öğle yemeğini yiyemeyen öğrencisi işçisi emekçisi kent hayatına bu kent lokantaları insandan yana kamucu bir müdahale yapmış olmuyor muyuz? Bugüne kadar kent lokantalarında 1 yılı aşkın sürede oradan bir öğün yemek yiyen insan sayısı milyonları aştı. İşte halkçı belediyecilik böyle yapılır. Biz görece gelir gelmez İstanbul'da binlerce özel halk otobüsünü bünyemize kattık, risk aldık. Orada insanların emekleriyle ilgili sorunlarını ortadan kaldırdıki Adalar'daki fayton sorununu yıllarca konuştular, biz bir kişinin burnu kanamadan uzlaşarak bünyemize aldık. Şu anda iki metrobüsten birisini bütün kredilerimizin onaylanmamasına rağmen israftan ve bir avuç insanın zenginleşmesinden kopararak iki metrobüsten birini yeniledik.