İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, anıta çelenk koyma ve kapalı salonlarda toplantı düzenine tepki gösterdi.
2011-2012’den itibaren, milli bayramların düzeni ve sıradanlaştırılmasına yönelik bir süreç işletildiğini ifade eden İmamoğlu, “O dönemde bu işin FETÖ'cü anlayışla devlete dayatıldığı konusunda net tespitler var. Böylesi kapsayıcı törenlerin bu şekilde, hala düzeltilmeden devam etmesini kasıtlı buluyorum, anlamsız buluyorum. Bu pespaye bir düzendir ve düzeltilmesi şarttır" dedi.
İstanbul'da 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları Taksim'de Cumhuriyet Anıtı önünde çelenk koyma töreniyle başladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen törene oğlu Semih İmamoğlu ile birlikte katıldı.
İmamoğlu, resmi törenin ardından İBB adına Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bıraktı. İmamoğlu, daha sonra töreni takip eden gazetecilere açıklamalarda bulundu.
ANKA'nın haberine göre; Milli bayramlar için yapılan törenlerin sıradanlaştırıldığını ve devletin üzerine düşeni yapmadığını belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
"BU ÜLKEYE CUMHURİYETİ EMANET ETMİŞ, HEDİYE ETMİŞ BİR SÜRECİN BAŞLANGICI:
Milli bayramlarımız bizi bir araya getiren, milli duygularımızı en üst seviyeye taşıyan en özel anlar. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız yine 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız, 30 Ağustos Zafer Bayramımız. Bu anlar hem bizim için maneviyatı, kutsallığı çok yüksek geçmişte bu ülkeye hizmet etmiş insanlarımızı anmak, şehitlerimizi gazilerimizi anmak için büyük fırsat. Aynı zamanda ülkemizin kuruluş mücadelesinin nasıl verildiği noktasında bugünü aydınlatmak ve geleceğe de bu anlamda çağa yakışır bir şekilde ışık tutma günleri. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı veya Ulusal Egemen Egemenlik ve Çocuk bayramı aslında çocuklara gençlere dünyada emanet edilmiş ve onlara hediye edilmiş bayram noktasında da olmayan iki örnek. Ve bugün 19 Mayıs yani aslında 38 yaşında ülkenin kurtuluşu için Samsun'a ayak basan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla milletçe bir uyanışın ve sonrasında da büyük bir zafere ve ardından da o tarihte henüz dünyada Cumhuriyetin, demokrasinin, daha adının anılmadığı günlerde nadide örneklerinden birisi olarak bu ülkeye Cumhuriyeti emanet etmiş, hediye etmiş bir sürecin başlangıcı. Bunu yapan insan 38 yaşında gencecik bir insan. Dolayısıyla gençlere emanet edilmesi kadar çok özel bir davranış herhalde çok az bulunur. Bu anlamda burada gençlerle, öğrencilerle, sporcularla bulunmanın onurunu yaşıyorum.
2011-2012'DEN İTİBAREN MİLLİ BAYRAMLARIN SIRADANLAŞTIRILMASI İÇİN SÜREÇ İŞLETİLİYOR:
Ancak hazır burada sizleri bulmuşken şunu ifade etmek isterim. 2011-2012’den itibaren, ülkemizde milli bayramların düzeni noktasında ne yazık ki hani aşağıya çekme, sıradanlaştırma konusunda bir süreç işletiliyor. Defalarca söyledim bu meydanda, yine söylemeye devam edeceğim. Bayramların niteliği, bayramların güzelliği, coşkusu paylaştıkça güzelleşir ve artar. Ve böylesi bayramlar hissedilir, hissedilmek zorundadır ve hepimiz aslında geleceğe dair ümitlerimizi, umutlarımızı büyütme konusunda ve gençlerimizi motive etme konusunda bunlar önemli fırsatlar. Tabii ki birçok kurum, kuruluşumuz, belediyelerimiz bunu değerlendirerek insanlarımızı daha coşkulu bir araya getirmek anlamlı bir şekilde törenleri yapma konusunda gayret içindeler ama devletimizin resmi törenlerin akışı konusunda yani ben hiçbir kurumu, hiçbir makamı küçümsemiyorum asla elinden geleni yapan kurum yöneticileri var. İşte İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bu bayramın hamisi. Olmaz. Ya da Ankara merkezde Gençlik Spor Bakanlığı bu işin hamisi olmaz. Olamaz. Yani bir ülke tepeden tırnağa bu bayramı hissetmiyor ve bunun anlamını yaşamıyorsa burada büyük bir eksiklik vardır.
BU İŞİN FETÖ'CÜ ANLAYIŞLA DEVLETE DAYATILDIĞI KONUSUNDA NET TESPİTLER VAR:
Bakın, o dönemde bu işin FETÖ'cü anlayışla devlete dayatıldığı konusunda net tespitler var. Ama sonrasında bu işi düzeltmek yerine, bayramların anlamlı bir biçimde yaşatılması konusunda insanlarımızın daha üst seviyede, devletin en tepesinden, hepimiz de içinde kol kola, omuz omuza olma duygusunu yaratma adına, statükocu bir kafayla, statükocu bir anlayışla bayramları kısırlaştırmak, sadeleştirmek, hatta neredeyse ‘Öylesine işte bir çelenk töreni yapalım, Spor il müdürü çelenk koysun, sonra bir yerde girelim, bir salona, 3-4 okul gösteri yapsın ve kalkalım.’ Bu değil. Milli bayramlar, Diyarbakır'da da gençleri bir araya getirecek, Trabzon'da da bir araya getirecek. Adana'da da bir araya getirecek. Eskişehir'de, Aydın'da, Edirne'de herkes bunu hissedecek. Ama hissederken geçmişi yaşayacak, hissedecek. Atatürk'ü, silah arkadaşlarını, hepimizin dedesini, ninesini, o kadınların mücadelesini hatırlayacak. Nasıl kurtuluş olduğunu hatırlayacak. 21. yüzyılda gereğini yapacak. Gençler ‘Bilimde, teknolojide, eğitimde, sanatta, sporda, en seviyede kabiliyetlerini nasıl ortaya koyarım’ diye moral motivasyon bulacak.
BİZİM KOYDUĞUMUZ ÇELENKLERİN KORSAN OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ?:
Ama biz, bayramları sıradanlaştırıyoruz. Sırası geldiğinde duyguları en üst seviyede taşıyan birtakım hamleleri yaparken, hamasi cümlelerle süreci tanımlarken, en büyük varlığımız… Bakın bu milletin çok önemli 2 dini bayramı vardır. Çok önemli 4 milli bayramı vardır. Ve milletin neredeyse yüzde 90’ını, 99’unu kapsar. Böylesi kapsayıcı törenlerin, bu şekilde hala düzeltilmeden devam etmesini kasıtlı buluyorum, anlamsız buluyorum. Bu, pespaye bir düzendir. Bunun düzeltilmesi şarttır. O bakımdan ben yine burada bunu dile getireceğim. Defalarca dile getirdin mi? Yine dile getireceğim. Biz görevimizi yapıyoruz. Şu anda devletin Spor İl Müdürlüğü'nün çelenk töreni sonrasında, bizim koyduğumuz çelenklerin korsan olduğunu biliyor musunuz? Korsan çelenk töreni yapıyoruz. Yani devletin hiçbir görev talimatında yok. Sunucumuz, burada korsan duyuru yapıyor, Büyükşehir Belediyesi olmamızdan dolayı. Daha önce bu da yoktu. Ondan sonra kurumlar, kendiliğinden getiriyor çelenklerini ama siyasi partiler ama sivil toplum kuruluşları; korsan tören yapıyoruz.
BU TÖRENİ YAPARKEN 3-4 SENE HIRPALANDIK:
Biz bu töreni yaparken 3-4 sene hırpalandık. Çelenklerimiz koyulmadı. Sonra baktılar ki bunlar direniyor, vazgeçmiyor, şimdi korsan yapmamıza dönük bir hamle yapılmıyor. Sadece izleniliyor. Devletimizin bazı kurum görevleri de gördüğünüz gibi törenden sonra çekilip gidiyorlar, biz kalıp devam ediyoruz. Ayıptır. Yazıktır. Lafa gelince başka türlü, uygulamaya gelince başka türlü davranışı bu millet teraziye koyar ve tartar. Ama biz tartsın da istemiyoruz. Bu düzelsin istiyoruz. Ben doya doya gençlerle, evlatlarımızla, Çocuk Bayramı'nı, milli bayramların bu şehirde, bu ülkede yaşamaya devam edilmesini istiyorum. İstanbul’da bunu yapıyoruz. Ama bu iş bir anlayışın, bir siyasi kavramın işi olmamalı. Devletin işi olmalı. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'mız kutlu olsun.”