İmamoğlu'ndan Eğitim Projesi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Köy Enstitüleri''nin 82. kuruluş yılını kutlarken, önemli bir yaraya parmak bastı. İBB Yayınları''nın hazırladığı ''Köy Enstitüleri'' kitabının tanıtıldığı programda konuşan İmamoğlu, "Çok geç olmadan, eğitim hakkından yararlanamayan toplum kesimleri için Köy Enstitüleri felsefesiyle güncel bir projeyi, ülkemizin çocukları ve gençleri için hazırlamalıyız. Yoksa dünya ülkeleri arasında son sıralara doğru gitmek zorunda kalırız" dedi. Ekrem İmamoğlu''nun, burada yaptığı konuşma, beni ülkenin içinden çıkılmaz bir girdap olan eğitim konusuna götürdü. 20 yıllık iktidarı süresince 8 Millî Eğitim Bakanı''nı değiştiren hükümetin, eğitimde bir karış yol almaması, İmamoğlu''nun siyasi geleceğinde bu konuda hazırlıklı olduğunu gösterdi.

Hükümetin de, muhalefetin de ortak olarak memnun olmadığı tek konu eğitim konusu. Yüzlerce proje, binlerce uygulamalı eğitim modeli kanayan yaraya merhem olmadı. Her iktidar kendi geleceğini sağlama almak için, sorgulamayan, soru sormayan, okuduğunu anlamayan nesil yetiştirmek için yarış haline geldi. Eğitimi özel eğitim okullarına ve dershanelere bıraktı. Kutlama programında İmamoğlu, konuşurken yaptığı açıklama gelecekte, Türk siyasi hayatında sorumluluk alacak, çözümler sunacak bir özgüven verdi. İmamoğlu, konuşmasında vurguladığı "82 yıl geçmesine rağmen eğitim reformu arayışlarında Köy Enstitüleri kılavuz olmaya devam ediyor. Çünkü Köy Enstitüleri, her şeyden önce bilimsel bir metodoloji ile kurulmuştur. Ülkemizin gereksinimlerine özel olarak tasarlanmıştır. Ülkenin yüzde 85''i köyde yaşarken Anadolu''yu kendi çocuklarının eliyle kalkındırmayı amaçladı. Ücretsiz eğitimi ülkemizin en ücra köşelerine kadar ulaştırarak eğitimde eşitliği sağlamayı hedefledi. Bu açıdan enstitüler, yoksul halk çocukları ve kız öğrenciler için aydınlığa açılan bir pencereydi. Bozkırda nice çiçeklerin açmasını sağladı.

Eğitimde geriliyoruz

Köy Enstitüleri, aklın ve bilimin ışığında nitelikli eğitim vermek için yola çıktı. Eğitim programı günümüzde tam bir yap boza döndü. Eğitim alanının siyasi çekişmelere sahne olması ülkemiz için üzücü bir tabloya sebep oluyor. Bugün, eğitimin piyasalaştırılması politikalarıyla eğitim hakkının yok edilmeye çalışıldığı, özel okul oranların arttığı, vatandaşlarımızın ve özellikle ebeveynlerin neredeyse yüzde 85 oranında mutsuz olduğu bir durumdayız. Çok geç olmadan, eğitim hakkından yararlanamayan toplum kesimleri için Köy Enstitüleri felsefesiyle güncel bir projeyi, ülkemizin çocukları ve gençleri için hazırlamalıyız. Yoksa gerçekten dünya ülkeleri arasında son sıralara doğru gitmek zorunda kalırız.

Günümüzün gereksinimlerini karşılayan yeni bir modelle yeni bir eğitim sistemiyle buluşmasını taçlanmasını da diliyorum. Kitabın, o sürece katkı sunmasını diliyorum. Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç başta olmak üzere tüm enstitüleri saygıyla anıyorum. Onlara yürekten, ülkemiz adına teşekkür ediyorum. İyi ki bu ülkeye böyle bir kurumu kazandırdılar. İyi ki çok değerli bir ışığı yaktılar, bir tohum attılar. Keşke daha uzun sürseydi. Keşke daha sonra onun üstüne günün ihtiyaçlarına dönük kurumlar ve kuruluşlar eklenebilseydi." diye konuştu.

Atatürk''ün emrettiği kitap

Ulu önder Atatürk, Finlandiya eğitim sisteminin bel kemiğini oluşturan yazar Grigoriy Petrov ''un Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını inceledikten sonra, askerî okullarının müfredatına konulmasını emretmişti. Bu kitap tüm yoksulluğa, imkânsızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde, bir dayanışma sergileyerek Finlandiya''yı geri kalmışlıktan kurtarmak için, nasıl bir mücadele verdiklerini gözler önüne sermekteydi. Günümüzde Köy Enstitüleri eğitim sistemiyle benzeşen Finlandiya eğitim sistemi, dünyanın en başarılı eğitim sistemi olarak kabul ediliyor. Sistemin başarısındaki en önemli konu öğrencilerin merkeze alınmasıdır.

Her konuda öğrencilerin doğal olarak çocukların ve gençlerin ihtiyaçları önemseniyor. Okul saatleri, yemek planı, okul bahçeleri, ders işleniş biçimleri gibi birçok konuda öğrencilerin ihtiyaçları ön plana alınıyor. Okulların fiziki olarak yapılanması sırasında öğrencilere kulak veriliyor. Aynı zamanda ders saatlerinde ve ödev kavramında da karar verilirken çocukların, gençlerin fiziksel ve psikolojik durumları gözden geçiriliyor.

Yazarın Diğer Yazıları