YSK’nın İstanbul kararının ardından İstanbullularla bir araya gelen Ekrem İmamoğlu, karara ilişkin açıklamada bulundu.
Gecenin ilerleyen saatlerine rağmen binlerce vatandaşın toplandığı alana seslenen Ekrem İmamoğlu, tezahüratların arasında konuşmalarına kısa aralar vermek zorunda kaldı.
İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Aslında Ramazan’ın ilk günü orucumuzu açtık dualarımızı ettik. Ben Sultanbeyili’deydim, beni ilçemdeki insanlar tanır. Ben Ramazanları bu şehrin insanlarının sofralarında geçiririm."
"Ramazan ayı kul hakkı yememe ayı. Biz bu ülkede kul hakkı yensin istemiyoruz. Biz çocuklarımızın geleceği aydınlık olsun istiyoruz, gençlerimiz başka ülkelerin hayalini kursun istemiyoruz. İnsanlara bol bereket dinledik. İşsizliğin 5 milyonu aştığı bu çağda işsizliğin sona ermesini istedik."
"31 MART'TA EMEĞİMİZİ ÇALMAYA ÇALIŞTILAR"
"Kazandığımız bu seçimi, 31 Mart akşamı elimizden almaya çalıştılar. Emeğimizi çalmaya çalıştılar. İş birlikçi Anadolu Ajansı'nın utanmaz yöneticileri, 12 saat bilgi paylaşamadılar. Belki de yüzyılın medya rezilliğini yaşattılar bize. Bizim memleketimizi için kurulan, AA'yı, kendi çıkarlarına kullandılar. Burada belki canınız sıkkın ama umudunuzu yitirmeyin. Asla vazgeçmeyin, buradayız. Birileri o gece, alelacele 3 bin oyla kazandım diye açıklama yaptılar. Tam bir komedi, bu adamların gülünecek hali var, vallahi gülün. Sizlerin kararlığı, sandıkların başında durmanız, ıslak imzalı evraklarımızın yanımızda olması her halinde sizi aydınlatmayla inancımız bir kat daha arttı. Günün sonunda, 31 Mart'tan sonra akıllarındaki tüm şaibeli işleri gerekçe olarak ürettiler. Her gerekçe çürüdü, hiçbirinde gerekçe tutturamadılar."
"YSK'YI KINIYORUM"
"Demokrasi mücadelesi verdiniz. ''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' dediniz. Hakimiyet-i Milliye dedik. Bu ilkelerimizde asla taviz vermedik, vermeyeceğiz. Bu ülke, demokrasi için, Cumhuriyet için son anına kadar mücadele edecek 82 milyon vatanseverle dolu. Güzel insanlar güzel hemşehrilerim, 31 Mart'tan sonraki süreçte kendileri gerekçe tutturamayınca, karar vericileri etki altına almaya çalıştırlar. YSK'yı, gün ve gün farklı itirazlar ve gerekçelerle etki altına almaya tehdit etmeye başladılar. Ben, YSK kınıyorum. YSK karar açıklıyor, sandık kurullarına yapılan olağanüstü kurula göre seçimi iptal etmiş. Geçen sene aynı kurullarla cumhurbaşkanı seçti, referandum yaptık, anayasa değişti. O zaman anayasa da cumhurbaşkanlığı seçimi de şaibelidir."
"BU MİLLET BİZİ SEÇMİŞTİR"
"İstanbul seçimlerinin anamın ak sütü kadar helal olduğunu biliyorum. Bu millet bizi seçmiştir. (Ceketini çıkarıp, gömleğinin kollarını sıvadı.) Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz, adalete susamış, demokrasiyi isteyen Türk gençliğiyiz. Bu millete özgürlüklerine demokrasisine kimse ama kimse engel olamaz. Bu ülkede karar vericiler, gaflet, dalalet ve hatta ihanet içinde olabilirler. Ama biz asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü ben biliyorum ki bu yolu yürürken, ben asla yalnız yürümeyeceğim. Ben, 16 milyon İstanbulluyla yürüyeceğim. Ben artık inanıyorum ki toplumun tamamının vicdanı bizimle. Bütün Türkiye'nin, vatanın her yerinden, bütün Türkiye'nin vicdanı, adalet duygusu bizimle beraber. Demokrasimizi, Cumhuriyetimizi, bu ülkenin, şehrin dünyaya olan itibarını ayaklar altına almak isteyenler olabilir. Ama biz bu milletin evlatları 82 milyon insan, bir avuç insana asla bu değerleri yok ettirmeyeceğiz."
"ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ"
"Biz asla vazgeçmeyeceğiz. Bu süreci en sağlıklı şekilde yönetmeye kararlıyız. İstanbul'un her yerinde insanlarımız bir an için kaygı duymuş olabilirler. Bir an için umutsuz olabilir. Sultanbeyli'den geliyorum. O mahallede gözyaşı döken genç kızlarımız, erkeklerimiz var. Ağlıyorlardı. Ağlamasınlar, silsinler gözyaşlarını. Buradayız, hep beraber çalışacağız. Bizden kavga bekleyenler, bizden huzursuzluk umanlar, bizden bu ülke adına bir takım unsurlar üzerinden kendi emellerine dönük hareketler bekleyenleri şaşırtacağız. Yarından itibaren her anımı sizinle paylaşacağız. Demokrasi adına mücadeleyi hep birlikte yapacağız. Yarın sabah Ankara'ya gideceğim. Partimle yöneticilerimle, genel başkanımla buluşacağım. Elbette ittifak partilerimizle konuşacağız. İstanbul için Türkiye için demokrasi ve cumhuriyetimiz için en doğru kararı vereceğiz, hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Yalnız buradan tavsiyem var. Ben, özellikle siyasi geçmişi siyasi düşünceleri ne olursa olsun, bütün İstanbullu dostlarımdan ellerini vicdanlarına koyup düşünmelerini istiyorum. Lütfen bu süreçte, benim hemşehrilerime demokrasi adına haklılığımızı anlatsınlar. Sanatçıymış, konuşamazmış, konuşacak. Efendim iş insanıymış, konuşamazmış, konuşacak. Artık konuşma vakti."
"HAKSIZLĞA ANLATMAYA BAŞLAYIN"
"Ben niye kabul görmedim söyleyeyim size. Ben, bir kişiden talimat almayacağım dedim, 16 milyon insandan talimat alacağım. Bana hizmet etmeyin, 16 milyon insana hizmet edeceksiniz dedim. Artık İBB'de israf yok dedim, 15 günde elde ettiğimiz bilgilerle alacağımız tedbirlerle sizin haklarımızı nasıl koruyacağımı bildiğim için artık israfa izin yok dedim. Onun için beğenmediler. Artık kişilere, gruplara, partilere, derneklere, cemaatlere yardım yok dedim, millet var millet. İşte onun için sevmediler, onun için istemediler. Size söz veriyorum, sizi temin ediyorum ki onun için istemediler. Sizden isteğim; komşularınızla, arkadaşlarınızla Türkiye'miz için milletimiz için demokrasi için bu haksızlığı anlatmaya başlayın. Çünkü hep birlikte, sanatçı da konuşacak, iş insanı da konuşacak. Artık bu toplumda işçisi de, eski siyasi de memuru da öğretmeni de herkes konuşacak. Çünkü ben, şu anda sizlerle paylaştığımı bu sürece geleceğimiz için yapıyorum, kendim için değil. Ben çocuklarımdan eşimden, annemden, babamdan helallik alıp yola çıktım."
"YSK'DA O HAİNCE KARARI ALANLARA SESLENİYORUM"
"YSK'da o haince kararı alanlara sesleniyorum. Benim, buradan verdiğim mesajlarla, inanın onların bile çocuklarının torunlarının hayatlarını kurtaracağım. Ben, buradan herkese ses veriyorum, bugün Türkiye'nin ekonomik olarak düştüğü durumu, dünyaya karşı itibarsızlaştığı bu günleri örtbas etmek için, pisliklerini temizlemek için bir karar aldırmış olabilirler. Ama size söyleyeyim, biz güler yüzle umutla, saygıyla hakkımızı söke söke alacağız. Demokrasiyle alacağız. Ben, bu şehrin 16 milyon insanının emeğine güveniyorum. Ben, bu şehrin 16 milyon insanın alın terine, vicdanına, ahlakına güveniyorum. Hep birlikte kazanacağız. Ben, buradan herkese sesleniyorum. Bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazı insanlar da partileri için prensiplerini değiştirir. Ben, her birisinin Türkiye'nin bu durumunu, bize yapılan adaletsizliği, aymazlığı, onları düşünceye davet ediyorum. Bu süreç içerisinde demokrasi adına bizlerin yanına gelmesine bizleri bu sürece katkı sunmaya davet ediyorum. Son olarak burada her şey çok güzel olacak. Sakın güler yüzünüzü kaybetmeyin. Sakin yüreğinizdeki umudu kaybetmeyin, umut burada. Bu alınan kararların altına imza atan yargıyı tehdit eden, insanları bu mübarek Ramazan ayında Allah'a havale ediyorum. Bizim demokrasi ruhumuz, onlardan hesap soracak. Ben kendimi size bu mücadelemi de sizlere emanet ediyorum. Sizi çok seviyorum. Sizi çok seviyorum. Sizi çok seviyorum. Başaracağız. Her şey çok güzel olacak."
"VAKIFLARA CEMAATLERE YOK DEDİM DİYE..."
"Ben niye kabul görmedim söyleyeyim mi size? Ben bir kişiden talimat almayacağım dedim, 16 milyon insandan talimat alacağım. Bana hizmet etmeyin dedim. Bana değil 16 milyon insana hizmet edeceksiniz dedim. Artık büyükşehirde israf yok dedim. 15 günde elde ettiğimiz bilgilerle, alacağımız tedbirlerle sizin haklarınızı nasıl koruyacağımızı bildiğim için israfa artık geçit yok dedim. Partilere, vakıflara, derneklere, cemaatlere yok dedim, millet var millet. İşte onun için sevmediler. Onun için istemediler."