İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İYİ Parti Genel Merkezi’ndeki makamında bir araya geldi. Görüşmede İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Enver Yılmaz, İYİ Parti Kurumsal İlişkiler Başkanı Şükrü Kuleyin ve Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı da yer aldı.
“ARAYIŞ HUKUKTUR, ADALETTİR”
Görüşme ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, son günlerde yaşanan kayyum olaylarıyla Türkiye’nin bir siyasi krizle karşı karşıya bırakılmak istendiğinin altını çizdi.
Dervişoğlu, “İYİ Parti’nin yaşanan bu gelişmelerle alakalı olarak neler düşündüğünü bu zamana kadar kamuoyuna yapmış olduğumuz açıklamalarda dile getirdik. Kayyum meselesiyle alakalı olarak yeni bir isim buldular ona “geçici olarak görevden uzaklaştırma” diye. Demokratik hak ve hürriyetlerin, hukukun sınırında kalınarak ele alınması icap etti hususunu da sürekli dile getirdik. Konuyla ilgili bu zamana kadar yapılan uygulamaların, özellikle keyfi uygulamaların siyasi krizlere neden olduğu da kamuoyunun malumudur. Hukukun içinde kalınarak sorunlara çözüm aranması lazımdır. Hiç kimsenin suç işlemiş bir belediye başkanının görevde kalmasını temin etmek gibi bir arayışı yoktur. Arayış hukuktur, adalettir ve demokrasinin kamil anlamda yaşama geçirilmesidir” dedi.
“BİR SİYASİ KRİZ YARATMAK, O SİYASİ KRİZ MASASINDAN DA KENDİLERİNE İMKÂN ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK BU HÜKÜMETİN UYGULAMA YÖNTEMİ OLMUŞTUR”
Hukukun, vatandaşın hem seçme hem seçilme hakkına zarar verecek uygulamalardan kaçabilmek imkanını bu ülkeyi yönetenlere verdiğini ancak o haktan yararlanılmasının önünü kesebilecek bir takım idari uygulamalara başvurulduğunu dile getiren Dervişoğlu, “Bunun demokrasi açısından kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bir belediye başkanı şayet suç işlemişse elbette ki görevden alınabilir. Ama belediye meclisinin içinden bir belediye başkanı seçilerek, hukuken bir uygunluk zemini oluşturmak da mümkündür. Böyle bir imkân varken siyaseten zorlamalara gitmek, bir siyasi kriz yaratmak, o siyasi kriz masasından da kendilerine imkân çıkarmaya çalışmak; bu hükümetin uygulama yöntemi olmuştur. Öncelikle bu yönteme karşıyız. Mevcut kanun bile yeterliyken, 2016’da Sayın Başkanımın ifade ettiği kanunun yetersizlikleri üzerinden de tartışmalar yapılıyor. Aslında mevcut kanundan yararlanarak bile kriz yaratmamak mümkün. Ama o kanunun da eksiklikleri var. O eksikliklerin ikmal edilmesi noktasında da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir çaba göstermesi lazım. Böyle bir çaba sarf edilecekse; İYİ Parti'nin kuruluş gerekçesidir zaten, hukuk, adalet ve hürriyet arayışı, demokrasi arayışı. Biz buna katkı sağlamaya hazırız.” şeklinde konuştu.
“BİZİM ARAYIŞIMIZ DOĞRUDAN DOĞRUYA DEMOKRASİ ARAYIŞIDIR”
Daha önce de Hakkâri ile ilgili bir kayyum uygulamasına özünden karşı olduklarını grup toplantısında dile getirdiklerini hatırlatan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Hiç kimse bizim geçmişimize bakarak kırmızı çizgilerimizi aştığımızı, olumsuz temaslarda bulunduğumuzu da söyleyemez. Bizim arayışımız doğrudan doğruya demokrasi arayışıdır. Vatandaşın seçme ve seçilme hak ve hürriyetin korunması arayışıdır. İYİ Parti olarak o arayışa katkı sağlayacağımızdan hem kamuoyu emin olsun, hem belediyeler birliğimiz emin olsun. Üzerimize düşen sorumluluğun icaplarını yerine getireceğimizi buradan deklare ediyorum.” ifadesini kullandı.
“SİYASETÇİ NE SÖYLEYECEĞİNİ BİLDİĞİ KADAR NE SÖYLEMEMESİ GEREKTİĞİNİ DE BİLMEK DURUMUNDA”
Görüşmede Türkiye'nin önemli meseleleri üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulunduklarını ifade eden Dervişoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Siyaset zaten yöntem itibariyle sorunlara çözüm arayışını mümkün kılan bir diplomasi alanıdır. Dolayısıyla siyaseti tıkanmış gibi göstermek, başkalarına bir istifade alanı yaratma tehlikesini de beraberinde getirir ki; bu siyasetçiye, söyleyeceği sözü doğru bir biçimde seçme mecburiyeti de getiriyor beraberinde. En başından beri söylüyorum; siyasetçi ne söyleyeceğini bildiği kadar ne söylememesi gerektiğini de bilmek durumunda. Dolayısıyla özellikle böyle durumlarda toplumsal gerginliğe vesile olabilecek dil ve söylemden uzak durmayı becerebilmelidir. Sayın Başkanımın, iyi dilekli görüşlerine katılıyorum. Hem şahsen hem de parti olarak konuyla ilgili sağlanması icap eden katkıyı, hem siyaset alanında hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yerine getireceğinden emin olmanızı istiyorum.”