Bursa Rotary Kulübünün ev sahipliğinde bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Başbuğ, askeri hastanelerinin Milli Savunma Bakanlığına bağlı olması gerektiğini söyledi.
Askeri hastanelerinin Sağlık Bakanlığına bağlanmasının yanlış olduğunu savunan Başbuğ, "Dünyayı incelesinler, askeri hastanelerin olduğu ülkeleri de incelesinler, bu hastanelerin Sağlık Bakanlığına bağlı olduğu bir tane ülke var mı? Bu, akla ve mantığa ters gelen bir şey. Bunun bir örneğinin olabileceğini ben düşünmüyorum. Bütün dünyada askeri hastaneler vardır ve bu hastaneler, Milli Savunma Bakanlığının bünyesindedir." ifadelerini kullandı.
Başbuğ bir katılımcının, "Yargı toparlanıyor dediniz. Yargı nasıl toparlanıyor anlatır mısınız?" sorusu üzerine, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) son dönemde yaptığı bütün tasarrufları desteklediğini dile getirdi.
HSYK'nın son dönemde yaptıklarının doğru olduğuna inandığını belirten Başbuğ, "HSYK, gerçekten büyük boyutta yargıyı bu çıkmazdan çıkarmak için büyük çaba sarf ediyor. Yargıtay eskisi gibi değil, büyük boyutta temizlendi." ifadesini kullandı.
"2009'dan sonra TSK'ya karşı komplolar kurulmaya başlandı"
Başbuğ, FETÖ'ye ilişkin, "15 Temmuz süreci öncesinde uyaran olmadı mı?" sorusuna, uyaranlardan birinin de kendisi olduğu yanıtını verdi.
Harp Akademilerinde 2009 yılının nisan ayında yapılan değerlendirme toplantısında bu konuya değindiğini hatırlatan Başbuğ, şöyle devam etti:
"Burada Fetullah Gülen cemaatinin ne boyutta olduğunu ve ana hedeflerinin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) olduğunu ve bunlara karşı mücadele edeceğimizi kamuoyuna ifade etmiştik. 2009 yılından sonra TSK'ya karşı komplolar kurulmaya başlandı. Bu komploların arkasında temel unsur olarak cemaat olduğunun biz farkındaydık. Somut bilgi elimizde yoktu ama genel değerlendirmemiz cemaat olduğunu biliyorduk."
İlker Başbuğ, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da yargılandığı "şike davası" sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Fenerbahçe bu süreçte nasıl davrandı?" sorusunu yanıtlayan Başbuğ, "Cemaatin komplolarına karşı 3 Temmuz süreciyle beraber Fenerbahçe camiası başarılı bir mücadele verdi. Onun dışında hiçbir kurum başarılı olamadı." diye konuştu.
"Bu tehdidin ortadan kaldırılması lazım"
Kritik süreçlerde siyasi sorumlulukların tartışılamayacağına işaret eden Başbuğ, şunları kaydetti:
"2012'den bugüne kadarki dönemde, FETÖ'ye karşı şimdiki Cumhurbaşkanı tek başına mücadele veriyor. 15 Temmuz öncesindeki süreçlerde Cumhurbaşkanı'nın bazı konularda yalnız bırakıldığı kanaatindeyim. Tek başına mücadele verdi. Cemaat tehdidinin Türkiye'den silinmesi lazım. Bu tehdidin ortadan kaldırılması lazım."