İlk seçim hilesi; "hayır"ın terörizesi
"PKK açılımı"nı CHP yapmadı.
Habur'daki "çadır mahkemesi"ni CHP kurmadı.
Diyarbakır Bağlar Meydanı'nda posterlerini açtırtıp, mesajlarını naklen yayınlatıp, alkışlatıp, kahramanlaştırıcı sloganlar attırıp, "Öcalan'ı küllerinden doğurtma" ebeliğini CHP yapmadı.
Terör örgütü ve cani başını topluma "benimsetmek" ve hatta "sevdirmek!" üzere "Akiller Heyeti"ni CHP kurmadı.
Oslo'da, eli kanlı teröristlerle pazarlığı CHP yapmadı.
Ülkeyi sıfır terörle devralıp, 14 yılın sonunda herkesin birbirine potansiyel intihar eylemcisiymiş gibi şüpheyle baktığı, doğu-batı, metropol-kırsal, askeri alan, okul, hastane, eğlence merkezi, mülki idare makamı, stadyum, toplu taşıma araçları fark etmeksizin, memleketin her noktasının aynı derecede güvensiz olduğu korku imparatorluğunu CHP yaratmadı.
Ha, tek başına, meydanı aynı derecede boş ve denetimsiz bulsa "demokratikleşme" diyerek aynılarını yapar mıydı; belki; orasını bilemem, niyet okumaya girer. Bildiğim "fiili durum"da bütün bunların "faili"nin CHP olmadığı.
***
Velakin...
Farkında mısınız, sanki bütün bunların müsebbibi CHP'ymiş ve AKP bütün bu "sürecin" asli sorumlusu değilmiş gibi bir toplum mühendisliği başladı:
"Terör örgütleriyle aynı tarafta yer alan CHP(!)"yle ağız birliği yapmış, terör örgütüyle ortaklık kurmuş olacakmış referandumda "hayır" diyenler!
Pardon da; hangi terör örgütü "hayır" diyor?
İmralı tutanaklarındaki "Başkanlık" arzusu ortada...
Mesele, HDP ise...
HDP'nin tıpkı 2010 referandumunda olduğu gibi tepkisini(!) "hayır" vermek yerine "boykot"la göstererek aslında "evet"e hizmet edip etmeyeceğini kim/nereden biliyor?
***
Bugün, yerinde bir kararla binlerce evladımızın canına mal olan dramatik hatasından dönüyor olsa bile "açılımın mimarı" olduğu gerçeği değişmeyen AKP'nin liderliğindeki taraf vatanperver, milliyetçi...
Dün, "hak ve özgürlükler" mücadelesini tam da "açılımcıların" ekmeğine yağ sürecek tonda yürütmüş olsa bile bugün "mevzubahis vatansa gerisi teferruattır" noktasına gelen CHP'nin ne yazık ki yalnız kaldığı "taraf", "HDP-PKK sevici"...
Hiç adil değil!
"Ekmek için Ekmeleddin" diye daha dün, aynı CHP'yle, üstelik de bugün "Başkan" olmasına çalışılan Cumhurbaşkanı'nı alt etmek için aynı meydanlarda, omuz omuza mücadele ettikten sonra; hiç ahlaki değil!
Yapmayın.
***
Sahiden aklına öylesi yattığı için, vicdanı öyle haykırdığı için "evet" diyen varsa "hür iradesi"dir; "evet" de desin, demeyenleri "evet"e iknaya da gayret etsin...
Bu bir hak ve hürriyetin kullanımıdır; eyvallah.
Ama aynı şekilde, aklına yatmadığı, vicdanına sığmadığı için "hayır" demek isteyen de bunu diyebilsin. Bu da bir hak ve hürriyetin kullanımıdır. Ve bunun ülkenin hayrına olacağına inananların "hür iradesi"ni terör gölgesi düşürerek gayri meşrulaştırma yoluna sapmak en hafif ifadesiyle hiledir.
2007'den bu yana PKK'nın "terör sopası"nı kullanma biçimiyle, seçim sonuçları arasındaki korelasyon ASLINDA kimin, kimin tarafında olduğunu, yoruma yer bırakmayacak kadar açık ortaya koyuyor zaten.
Hile yapmayın.
***
GÜNÜN SORUSU
------
ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın, hem kabine hem de kendi çekirdek çalışma kadrosunun "asker" ağırlık olduğunu gören Balyoz mağduru emekli general Semih Çetin soruyor:
Asker düşmanı kadrolu papağanları ekrana çıkarıp soralım bakalım; ABD'de "askeri vesayet" dönemi mi başladı?
***
Pranga(!)
-----
AKP'nin Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, anayasa referandumuyla "100 yıllık prangalardan kurtulacaklarını" söylemiş...
Aylin Nazlıaka'nın "kelepçe"sini görünce ondan öyle celallendiler; "100 yıl daha Cumhuriyet'le prangalanmak" ürküttü zahir!
***
Velev ki bağlantılarına ulaştın...
-------
Önceki gün Ertuğrul Özkök yazdı:
Mesud Barzani, Davos'ta, Washington Post'tan Lally Weymouth'un "Sizin bağımsız bir Kürdistan hayali kurduğunuz dedikoduları var. Bağımsızlık ilan edecek misiniz?" sorusuna cevaben "Bu artık bir hayal veya dedikodu değil. Önümüze gelen bir gerçek. Bu amaca ulaşmak için her şeyi yapacağız. Ancak bunu şiddete başvurmadan, barışçı bir biçimde yapacağız" diyor ve ekliyor;
"Mümkün olan en kısa zamanda."
Barzani'nin ısrarla bölgeden/işgalden çekilmemesi yönündeki talebini tekrarlamasından da anlaşılan o ki alenen/resmen/fiilen ABD "Kürdistan"ın "garantör devlet"i.
Hani Reina saldırganı canlı yakalanınca "örgütün arkasındaki bağlantıları deşifre şansı" diye çok sevindi ya birileri;
Deşifre edilmişi var işte ve "stratejik müttefik"imiz hâlâ.
Bunu ne yapacağız peki!