İlk akıl eden kimdi?

Özellikle siyasette, bir grubu ya da kurumu ilgilendiren kritik bir hamle yapıldığında "İlk kimin aklına geldi?" diye düşünürüm…

Tekrarlanan İstanbul seçimlerinde Abdullah Öcalan''a mektup yazdırmak ve kardeşini devlet televizyonuna çıkarmak ilk kimin aklına geldi meselâ? Liderin mi, yardımcılarından veya danışmanlarından birinin mi, yoksa çalışılan ajanstakilerden birinin mi?

Seçim riskte… Kara kara düşünülürken, birinin aklında bir ampul yanıyor İstanbul''u kurtarma formülünü açıklıyor: "Öcalan, İstanbul''daki Kürtlere mektupla mesaj verecek!"

Fiyaskoyla sonuçlanan bu hamlenin, kim tarafından akıl edildiği, kimlerce kabul edildiği ve başarısızlık üzerine hesabının sorulup sorulmadığı bilinmiyor hâlâ… Ama son bir ümitle girişilen bu aptalca hamlenin etkisi ağır bir şekilde sürüyor…

Cumhur İttifakı sözcüleri, ne zaman muhalefeti ''terör üzerinden'' vurmaya kalkışırsa kalkışsınlar, muhalefet sözcüleri, Oslo gibi, çözüm süreci gibi, Habur gibi, Megri Megri gibi, Irak''ın kuzeyinden Suriye''nin kuzeyine terörist ve silah sevkiyatına izin gibi kullanabilecekleri yeni bir argümanla vuruyorlar iktidarı…

O yüzden de muhalefeti terör iş birlikçiliğiyle vurma stratejisi çok etkili olmuyor… Dolmabahçe''de masanın devrilmesi ve meskûn mahal operasyonlarıyla o dönemin kapandığı iddiası havada kalıyor çünkü… "Sonuç alma uğruna ne gerekiyorsa yaparız" havası, Öcalan kardeşlere sarılmayla bir anlamda tescil edilmişti… Ya da kaybetme korkusuyla akıl baştan gitmişti ve her iki hâl de birbirinden berbattı…

***

O ilk akıl eden kişiyle diğerlerinin kara kara düşünürlerken yaşadıkları sahneyi bir canlandırmayı deneyelim:

- İstanbul''u kazanmanın yolunu buldum arkadaşlar… HDP tabanına oy verdireceğiz…

- Nasıl olacak?

- Apo, mektupla talimat verecek!..

- Başka…

- Kardeşi Osman da TRT''den mesaj verecek!..

- Daha başka…

- Köydeki yengesi içli köfte yapacak!.. Amcaoğlu da türkü barda konser verecek!.. Yahu daha ne olsun, ilk ikisi yeter!..

- Gel seni alnından öpeyim!.. İstanbul''u almak için gemileri karadan yürüten Fatih neyse, sen de onun gibisin aslanım!..

Sonuç: İlk seçimde binlerle ifade edilen fark 800 bine çıktı… Bu hezimetten sonra, o ''âkil kişi'' ''Atla gel Şaban''da sürekli yanlış ata para bastıranın akıbetine uğradı mı bilmiyoruz tabii… Ya da Binali Yıldırım''ın "Bana Mazlum''u getirin" diye bağırıp bağırmadığını…

***

Siyaset tarihimizde seçim kazandıran çok başarılı propaganda ve iletişim hamleleri var… Bunların en önemlisi hiç şüphe yok ki Demokrat Parti''nin bir devri kapatan "Yeter! Söz milletindir!" sloganıydı…

Rejim krizinin ardından gerçekleşen 1999 seçimlerinde MHP''nin patlama yapmasında "Bir şey değişecek, her şey değişecek" kampanyası da çok etkili olmuştu…

1987 seçimlerinde SHP''nin limon gibi sıkma esprisi de geniş bir karşılık bulmuştu… 1973 seçimlerinde Millî Selamet Partisi''nin patlama yapmasında "Önce ahlâk ve maneviyat", "Manevi kalkınma"nın payı büyüktü… Yine 1970''lerde CHP''nin Bülent Ecevit''le iktidara doğru kitleleri sürüklemesinde "Toprak işleyenin, su kullananın" projesi büyük katkı sağlamıştı…

Bugünkü iktidar partisi de aslında iletişim ve propaganda alanında başarılı çalışmalara sahipti… Son yerel seçimler sırasında bu aklı kaybetti… Bugün yapacağı propaganda için ayağına dolanacak işlere imza attı… Öcalan kardeşlerin mektup ve televizyon işi tam da böyle işte…

Hâlâ merak ediyoruz: Bunu ilk akıl eden kimdi? Onun ''Bi şey daha deneyeceğim'' müjdesine iktidar siyasetinin ihtiyacı var!..

Yazarın Diğer Yazıları