İktidar ayıltılmalı...
Yılbaşı gecesi Ortaköy'de eğlenen insanlar bir terörist tarafından hunharca katledilirken aynı anda sarıklı, cübbeli, uzun sakallı ve hacıyağı kokulu tipler de Beyoğlu'nda kalabalığa "Müslüman yılbaşını kutlamaz" yazılı kartlar dağıtıyor ve "Hicri yıl başını kutlayın" çağrısı yapıyordu...
Hem de yüzlerce sivil polisin gözü önünde...
Bir gün önce de camilerde cuma hutbesinde yeni yıla girerken yapılan kutlamaların günah olduğu anlatılmıştı...
Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, cuma hutbesine ilişkin olarak "Toplumsal fay hatlarımızın tamamı, sığ siyasetle oy almak adına kırıldı" dedi ve dinciliğin de bu yüzden toplum düşmanlığı haline geldiğini söyledi...
Tartışılamayacak bir doğru...
* * *
On beş yıldan bu yana kutuplaşmayı pompalayan ve toplumu, millî ve manevi değerlerinden kopararak kendi karanlık dünyasına oturtmaya kalkan iktidar, sonunda ağzı salyalı kuduruk mahlûkata bu tür katliamlar için icazet vermiş duruma düştü...
Ortalığı "Ben senden korkmam, sen benden kork" gibi ironik bir ritüelle süt liman haline getireceğimizi sanmaktan ne zaman kurtulacağız kuzum...
Bir yandan teröre meydan okuyacağız, bir yandan da dinci terörü pompalayacağız...
Gülerler bize...
Ensemize de binerler!
* * *
Mayası ihanet olan iblise ait cemaatin pohpohlanma sonucu başımıza sardığı felaketin hâlâ farkında değiliz anlaşılan. Olandan bitenden demek ki hiç ders almamışız!...
Aynı yoldan yürümeye devam ediyoruz; aklımızı peynir ekmekle mi yedik ne!
* * *
Terörden bir an önce kurtulmamız lazım
İktidarı her hâlükârda ayıltmak zorundayız...
Ama nasıl!?
* * *
"Terör bizi korkutamaz, biz terörü korkuturuz"...
Pekiyi de, korkutmak için ne yapacağız...
Ortalığa, böööö möööö diye bağırarak çıkarsak Yıldırım Bey'in buyurduğu gibi, terörü korkutup kaçırmış mı olacağız...
Başbakan'ın günlerdir esip gürlemesini hiç kimse ironi diye değerlendirmesin...
Zira gülecek halimiz kalmadı!
* * *
Başta söyleyecektim, şimdi söylüyorum...
Din üzerinden siyaset yapanlar yüzünden dinciler de ülkeyi eylem platformu haline getirdi. Hemen her gün podyumdalar(!)...
Ya nifak tohumu saçıyorlar, ya mermi sıkıyorlar...
Bu ortama on beş yıldan beri çanak tutan bir iktidar var başımızda, yanlışları bol bir iktidar.
Tuttuğu yolun çıkmaz olduğunu göremeyecek kadar ikbal hırsına tutulmuş bir siyasal anlayış...
Milletin değil, kişinin saltanatı için var oldukları açık ve net...
* * *
Türkiye, iktidarın sonlandıramadığı bölücü ve dinci terörün ağırlığını daha fazla taşıyamaz, bu sıkleti çekemez!
* * *
Lanetleme yarışındayız; terörle mücadelede bu çözüm değil.
Başımızdakiler, izledikleri politikaları siyasal tarihe gömüp yeni bir siyasal anlayışı sahiplenmeli...
Bölücülüğe ve dinciliğe paydos diyemeyen bir iktidar, ülkenin başında daha fazla kalamaz...
Unutulmasın; laiklik, bölücü ve dinci terörle mücadelenin
panzehiridir!
Ben yaptım oldu misali
--------------------------------
Ertuğrul Yalçınbayır AKP'nin kurucularındandı. Yanlış yapılanları eleştirince istenmeyen adam ilan edildi; o da AKP'yi bırakıp kenara çekildi...
Geçenlerde açıkladı, "AKP'nin tüzüğünde başkanlık sistemi yok" dedi...
Kime gam...
Yoksa yok...
Tayyip Bey'in başkan seçilmesi için ille de parti tüzüğünde bu koşulun yer alması mı lâzım...
Her şey olup bittikten sonra sıra Erdoğan'ın AKP Genel Başkanlığı'na gelirse, beş dakikada Beşiktaş; o da olur...
Önce başkan seçilir, sonra tüzük de değiştirilir, yasa da...
İktidarın o kadar da gücü olsun yani!
Türk tipi sistem bu olmalı
---------------------------------
Cumhurbaşkanı içinden çıkıp geldiği partinin Genel Başkanı olursa, devlet adamlığıyla siyaset adamlığı birbirine karışmaz mı?
Hangisi ağır basıp öne geçer?
Soru üstüne soru...
Herhalde sarayda devlet, meydanda siyaset adamlığı ağır basar...
Türk modeli başkanlık dedikleri, yani tek adamlı sistem demek ki böyle olacak!
ANLAMLI SÖZLER
----------------------------------------------------
İNSANI idare etmek, onu yönlendirmek sanatına, siyaset denir. (AnatolFRANCE)