İkizköylüler Akbelen'de çıkarılan tarihi eserlerin peşine düştü. Yeniçağ gündeme getirmişti

İkizköylüler Akbelen'de çıkarılan tarihi eserlerin peşine düştü. Yeniçağ gündeme getirmişti

İkizköy’de, Akbelen Ormanı’nda yapılan katliamın ardından ‘bölgedeki tarihi eserlere ne oldu’ sorusu hala cevap bulmuş değil. İkizköylüler, arkeolojik kazıların akıbetini öğrenmek için Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'ne başvurdu.

Yeniçağ’ın ilk olarak gündeme getirdiği Akbelen Ormanı’ndaki arkeolojik buluntuların akıbeti belirsizliğini koruyor. Sedat Kaya imzalı Limak Enerji Şirketi'nin köyde kazıya başladığında birçok eski döneme ait tarihi eser çıkarıldığı ve bunların ne olduğu bilinmediği aktarılmıştı.

Büyük ses getiren haberin ardından Akbelen Ormanı'nda doğayı savunma eylemlerine devam eden İkizköylüler, Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'ne başvurarak bölgedeki arkeolojik kazıların akıbetini sorguladılar ve tarihi eserlerin korunmasını talep ettiler.

Haber 48’den Beste Kaya’nın haberine göre İkizköylülerin avukatı Ali Arif Cangı, "Akbelen Ormanı'ndaki ağaç katliamı sonucu zarar gören tarihi eserlerin korunması için Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan acil önlemler almasını bekliyoruz" dedi.

Milas'a bağlı İkizköy'deki Akbelen Ormanı'nda gerçekleşen ağaç kesimleri, YK Enerji'nin termik santrali için kömür maden sahasını genişletme çalışmaları sırasında yapılmıştı. Kesime karşı çevre nöbeti devam ederken, İkizköylüler, bölgedeki arkeolojik kazıların akıbetini öğrenmek ve tarihi varlıkların korunmasını sağlamak amacıyla Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'ne başvuruda bulundu. İkizköylü Esra Işık, başvuru sonrası yaptığı açıklamada şunları ifade etti:

"Akbelen için buradayız. Neden buradayız çünkü Akbelen'de bir yandan maalesef ağaçlarını talan edildi. Bütün çabalarımıza rağmen 4 senedir koruduğumuz ormanımızdaki ağaçlarımız yok edildi. Buna rağmen bizim mücadelemiz sürüyor. Biliyoruz ki kesilen alanda arkeolojik kazılar yapılıyor. Bu kazılar ile ilgili de daha önce maalesef Işıkdere Mahallesi'nde büyük yıkımlar yaşadık. Işıkdere, maden tarafından alınan bir köydü. Bu köyün maden alanına çevrilmeden hemen öncesinde arkeolojik kazılar yapıldı. Gördük ki yapılan bu kazılar, Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali'nin yani maden şirketinin sponsorluğu altında gerçekleşti. Defalarca bilgi edinme başvurusu yaptık, cevap alamadık. Dava açtık, bilirkişi talep ettik. Gerekçesiz bir şekilde bilirkişi talebimizi reddettiler. Arkeolojik kazılar ile ilgili belki de orası sit alanı ilan edilebilme olasılığı varken bazı dalaverelerle, gözden uzak bir şekilde yürüterek bu arkeolojik kazılar yapıldı. Önemli buluntular elde edildiğini öğrendiğimiz de özellikle bazı Karya, Bizans ve Roma dönemlerine ait bulgular, mozaikler elde edildiğini öğrendiğimiz günün ertesi günü kepçelerle o alana girip orayı talan etmişlerdi.

ikizkoy3-002.jpeg

"ORADA NE ELDE EDİLİYORSA KAÇAK GÖÇEK BİR YERLERE KAÇIRILIP GÖTÜRÜLÜYOR"

Şimdi Akbelen ile ilgili de aynı şekilde arkeolojik kazılar devam ediyor. Biz bununla ilgili aynı şeyi yaşamamak için kültürel varlıklarımıza da sahip çıkmak için Akbelen'e korumak için buradayız. Şunu talep ediyoruz, oradaki araştırmalar herkesin bilgisi ışığında gerçekleşsin, kamuoyu ile paylaşılsın, gözden uzak bir şekilde yapılmasın, bulgular saklanmasın. Orada ne elde ediliyorsa kaçak göçek bir yerlere kaçırılıp götürülüyor. Bizim bundan haberimiz yok. Defalarca ne olduğuna dair envanter istememize rağmen bilgi de alamadık. Bizim isteğimiz Akbelen'de yapılan arkeolojik kazıların araştırılmasının şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu alanın koruma altına alınmasını istiyoruz. Defalarca kez uğraşmamıza rağmen ağaçları korunamadı. Akbelen korunması gereken bir yer."

ikizkoy2.jpeg

“ŞU AN DA ORASI BİR CEHENNEM ÇUKURU HALİNE GELDİ”
Avukat Arif Ali Cangı ise, "Bu bölge tarihi varlıklar olduğu biliniyor. Işıkdere köyü göz göre göre kendi tarihi ile ve kendinden önceki tarihi ile kömüre gömüldü. Ne yazıkki o dönemde yeteri derecede sahip çıkılamadığı için oradaki tarihi varlıkların bir kısmı çıkartılıp bir yere taşındı söz ona ama asıl yerinde korunması gerekenler korunmadı. Şu an da orası bir cehennem çukuru haline geldi. Aynı şeyi Akbelen Ormanı'nda yapmaya çalışıyorlar. Yavaş yavaş tarihi varlıkların yerleri belirlenmiş durumda.

ikizkoy1.jpeg

"BİZ O YÜZDEN BURADAYIZ"
Kazılar kurtarma kazısı adı altında başlamak üzere. Bu kazıların kurtarma kazısı mı korunma kazısı mı olacağı konusunda karar verecek olan merci Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'dur. Biz o yüzden buradayız. Anayasa'nın devlete yüklediği ve yurttaşında duyarlı olmaya çağırdığı düzenlemeleri gereğince ve görevli olan Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan şunu talep ediyoruz, ağaçları katliam yapılarak kesilen Akbelen Ormanı'ndaki tarihi varlıkları koruyun. Kendi gözlemlerimizle ve çektiğimiz fotoğraflarla koruma kuruluna sesleniyoruz, bu kazılar sizin kontrolünüzde midir? Sizin yaptığınız bir protokol, sözleşme var mıdır? Buna ilişkin herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? Bunların bilgisini istiyoruz. Dilekçemize 30 günlük süre içerisinde yanıt bekleyeceğiz, sessiz kalınırsa talebimizin reddedildiği düşüncesinde olacağız ve mahkeme başvuracağız.

"AKBELEN'İN ÇIĞLIĞINI DUYUN"
Şimdi Akbelen'de ormanın, doğal varlıkların korunması için yürütülen mücadele aynı zamanda tarihi, kültürel varlıkların korunması mücadelesine dönüşüyor. Bu nedenle ben bu ülkede doğal, tarihi ve varlıkların korunması, gelecek kuşaklara aktarılmasının yanında yer alan herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. Sanat tarihçileri, arkeologları duyarlı olmaya çağırıyorum. Akbelen'e kulak verin. Akbelen'in çığlığını duyun." dedi.

aa1.jpg

Yeniçağ’da yayınlanan 31 Temmuz tarihli haberde İkizköy Çevre Komitesi'nden 70 yaşındaki Tuncer Saraçoğlu, “Dört yıl önce kömüre ulaşmak için kazıya başladıklarında arkeolojik bir alana rastladılar. 10'dan fazla arkeolog 2 yıl titiz bir çalışma yaptı. Bizi kazı alanına sokmuyorlardı. Ancak çok miktarda tarihi eser çıktığını biliyoruz. Görenlerimiz var. Karya dönemine ait mozaiklerin bulunduğuna dair kazıda çalışan arkadaşlardan duyumlar aldık. Taşınmaz varlıkların bulunduğunu duymamıza rağmen; buradaki varlıklar taşındı mı? Taşındıysa nerede? Bilgiler nereye verildi? Bunları kim denetledi? Hiçbir bilgi verilmeden gizli saklı yürütülen, çalışanların görüntü alması ve burayla ilgili konuşması yasaklanan bu tarihi kazıda neler bulundu, ne yapıldı da böyle oldu bittiye getirildi” ifadelerini kullanmıştı.

İlgili Haberler