İkinci Süleymaniye Vakıası'nın hesabını kim verecek?
Güneydoğu bölgesine aylardan beri yığınak yapan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Irak’ın kuzeyinde yuvalanan teröristlere yönelik ‘sınır ötesi’ bir operasyon yapmak için hükümetten ‘direktif’ beklediği günlerde, Türkiye ‘çuval olayından’ daha beter bir vakıa ile karşı karşıya kaldı.
Köşeye sıkışan bölücü örgütün, ‘güç gösterisinde’ bulunmak için her an bir eylem yapacağı istihbaratlarının alındığı, bölgede konuşlanan birliklerin ‘en yüksek düzeyde’ alarmda olduğu bir ortamda harekete geçen sayıları yaklaşık 200 kişiyi bulan teröristler, ellerini kollarını sallayarak sınırı geçtiler.
Kilometrelerce içerideki Dağlıca’ya kadar intikal edip geçiş noktasındaki bir köprüyü üzerinde ‘Made in ABD’ yazılı füzeler ile imha ettikten sonra, ‘termal kameraların’ çalışmadığı, ‘telsizlerin’ sustuğu bir anda, bölgede konuşlanmış olan piyade taburunun emniyetini sağlayan bölüğe saldırdılar.
12 askeri şehit ettiler, 16 askeri yaraladılar, 8 askeri de yanlarına alarak çekip gittiler.
Yaralanan arkadaşlarını da ‘kamyonlar’ ile Erbil’e nakletti.
* * *
Bush-Erdoğan zirvesine bir gün kala, Zap’ta ortaya çıkan tablo, perde arkasındaki gerçekleri tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkardı.
Ön planda, ‘içtima halinde’ sıraya dizilen 8 Türk askeri, arka planda ise ‘Dağlıca baskınını gerçekleştiren’ eli kanlı teröristler.
Ortada, 30 bin kişinin katili Apo’nun posterlerinin ve örgüt paçavralarının asılı olduğu bir masa.
Masanın yanıbaşında, Irak’ın kuzeyindeki ‘kukla’ oluşumun ‘sözde’ bakanı ve istihbarat şefi.
Masanın önünde ise kuyrukta beklemekte olan 3 DTP milletvekili.
Halen TBMM çatısı altında milletvekilliği yapan DTP milletvekilleri Aysel Tuğluk, Fatma Kurtulan ve Osman Özçelik, sözde ‘insaniyet’ adına askerleri teslim almak için sözde ‘protokol’ imzalıyorlar.
Sanki Türkiye, örgütle masaya oturmuş gibi.
Roj TV tarafından çekilen görüntüler, dünya basınına ‘flaş haber’ olarak geçilirken, Erbil’e götürülen askerler, daha önce Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına çuval geçiren Amerikalı iblis David Petreus’a teslim ediliyordu.
* * *
Muhtemel bir sınır ötesi operasyon öncesinde Türk askerinin ‘moralini’ çökertmek, Türk milletinin ‘onurunu’ kırmak amacını taşıyan olayla ile ilgili bugüne kadar çeşitli iddialar ortaya atıldı.
Askerlerin 5’inin DTP Gençlik Kolları Üyesi olduğu, bölücü örgüte kendiliklerinden teslim oldukları, çatışma sırasında silahlarını kullanmadıkları, teröristler ile Kürtçe konuşup diğer arkadaşlarına “Teslim olun” çağrısı yaptıkları yönündeki iddialara, yetkili ağızlardan net bir cevap gelmedi.
Kamuoyunda yanlış bir kanaat oluştururuz düşüncesiyle, bugüne kadar meseleye girmedik.
Ancak, Van’daki sorgulamada, ‘silahlarının tutukluk yaptığını’ öne süren askerlerin verdiği ifadeler, iddiaların hiç de yenilip yutulacak cinsten olmadığını ortaya koydu.
Nitekim, sorgulamanın ardından mahkemeye sevkedilen askerler tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Askerlerden biri ‘memuriyet görevinin gereklerine aykırı hareket etmek’, beşi ‘emre itaatsizlikte ısrar etmek’ ikisi ise ‘emre itaatsizlik ve yurtdışına firar etmek’ suçlarından yargılanacak.
* * *
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, olaydan sonra yaptığı açıklamada, aynen şöyle diyordu:
- “Türk Silahlı kuvvetlerinin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Teröristlerle birlikte gitmelerini içime sindiremedim. Kurtulmuş olmalarından sevinç duymadım.”
“Oğlumuzun onuru ile oynanıyor” diye isyan eden ailelerin tepkilerini belki anlamak mümkün.
Ancak ‘kötü niyetli’ bazı işbirlikçiler, bu ifadeleri fırsat bilip Şahin’i hedef tahtasına oturttular.
Ne yazık ki kimse çıkıp kendisine sormadı.
İyi, güzel, diyorsunuz da, peki bu utancı yaşatan iktidar partisi AKP değil mi?
Siz de o partinin bakanı değil misiniz?
1996 yılında Refah Partisi milletvekili Fettullah Erbaş da örgüt kamplarına gidip, bayrak yerine kullanılan paçavraların önünde resim çektirmişti.
Yanında iki kişi daha vardı:
Akın Birdal ve İhsan Arslan.
Akın Birdal, şimdi DTP milletvekili.
İhsan Aslan ise AKP.
* * *
AKP’nin 2002 yılında ‘sıfır terör’ ile teslim aldığı Türkiye, yeniden 1990’lı yıllara geri döndü.
Türk askerinin başına tam iki kez çuval geçirildi.
Biri Süleymaniye’de...
Diğeri Dağlıca’da...