İkinci peygamber!!(Haşa..)
Önce “padişahlığı!!” ilan edilmişti..
Aydın’daki “uyanık” işi daha da ileri götürmüş;
“Biz Başbakanımızı ikinci peygamber olarak görüyoruz” deyivermiş..
Bunu derken de, orada yaklaşık beşyüz kişi varmış...
Hiçbiri de;
“Çüşşş!..” diyememiş...
Çünkü “toplantı” Partinin Aydın Teşkilatı yemeğiymiş..
Müslümanlar “Tayyip’in ikinci peygamber!!” diye sunulmasını “yutmak” zorunda kalmışlar.. (Haklarını yemeyelim, inancı sağlam olanlar ’ne oluyoruz!!’ diye salonu terk etmiş.)
Kim demiş, “Bizim Başkan Allah için ikinci peygamber” diye?.. İl Başkanı (o zaman ki) İsmail Hakkı Eser... Demiş de ne olmuş?..
İl Genel Meclisi Üyesi oluvermiş.. (İl Genel Meclisi Üyesi ne demektir diye bknz.. ansiklopedi Avantadan Lavanta.. misal ist bldsi, encümen mütayit(!) kardeşliği fasikülü..)
Arkadaş tam, gübrelediği bahçenin mümbit meyvelerini toplayacakken..
Osman Durmuş’a çarpılıverdi.. (Osman Hoca da az değildir hani.. Bir zamanlar bakanken, kahverengi takım elbise ile önüne gelen Vali’ye, o sırada teftiş ettiği bir çiflikteki kahverengiye çalan ineği gösterip ‘Bak aynı giyinmişsiniz..’ demişti, nerede ne söyleyeceğini bilir!!)
Yani sözüm şu.. Değerli Başbakanımız şimdi yangın yapıyor ama, bu “Aydınlının sözleri” malumdu aslında..
“Padişahım çok yaşa” sloganı iktidar sahiplerinin hoşuna gitmiyor diyebilir miyiz?.. Bu konuda “kendisini yenen pehlivan” var mı!.
Gaza gelmem diyen Tayyip, hakikaten gaza gelmiyor mu.. Öyle olsa, grup toplantısına, “Şak şakçılar” alınır mı?! Orada “Fener de Ak Parti de şampiyon” diye bağıran bir başka “uyanıkzadeye” muhabbetle bakar mı..
Emekli “zam” açıklamasını öğrendiği gün ekranda, kendi adlarına Başbakan’a çiçek sunan ve “Allah razı olsun, valla bu zam bizi kurtardı!!” diye iki büklüm olan bir zat-ı muhteremi izlemişti.. Kazım Ergün adındaki bu “uyanık” ise, meğerse Sosyal Güvenlik Kurumu yönetimine kontenjandan üye seçilmiş!.. SGK’ya sivil toplumdan beş üye alınırmış biri de bu çiçekçi “emekli” Kazım!..
Maaş galiba beşbin kaat!..
Bizim alemde de örnek budur..
Matbuatta kendilerini “İktidar da iktidar” diye yırtan, partiye kendilerini pas pas etmiş karılı erkekli zevatın maaşlarını duysanız kurdeşen olursunuz!.. İkbale ulaşmak için yeter ki cebinizde “hamili kart yakinimdir” pusulası olsun.. Zaten patronlar, ikiseksen emir bekliyor (Başka yerden deveyi havuduyla götürmek için..)
İkinci peygamberin kerameti sonsuzdur yani!..
Dalkavukluk, köşe dönmenin temel ayarıdır anlayacağınız.. Hem dalkavuk hem de ağzınızın ayarı çatlamış, ar damarınızı iptal etmiş olmanız gerekir... Bu aralar “İslam adına” sarıldığını söyleyerek vicdanını rahatlatmaya çalışan “götürücülere” de bir çift sözüm var.. Kula kulluk etmek için dalkavukluğu seçmenin İslam’da yeri ne?.. “Dalkavukluk ve iki yüzlülük İslam’da lanetlenmiştir. İnsanları yüzlerine karşı öven meddahların yüzlerine toprak saçılması Resulullah’ın emridir.”
Padişahlar dalkavukları severmiş.. Dalkavukluk liyakatnamesi çıkarırlarmış. Reşad Ekrem Koçu dalkavukluk ücretlerini aktarıyor.. Buna göre; “Başına kabak vurma: 30 para, yüzünü tokatlama (tokat başına): 30 para, oturduğu minderden ve setten aşağı yuvarlama: 30 para..”
Şimdikiler direkt para almıyor.. Ne kadar yüzüne çok tüküren olursa terfi ediyor, parayı da sistemin yemlediği patron ödüyor..