İkinci Karabağ Savaşı nerden başladı / Aysel Alizade

İkinci Karabağ Savaşı nerden başladı / Aysel Alizade

Azerbaycan halkına gelince, 30 yılda hic¸ unutmadık o toprakları. Burada Karabagˆ ugˆrunda savas¸a “hak yolu” diyoruz. Evet, bir halkın kendi topraklarını istemesi kadar dogˆal hakkı olabilir mi? Hepimiz s¸ehit olmaya hazırız. Yeter ki hak yerini bulsun. Adalet utanmasın...

Artık bir haftadır Azerbaycan ordusu kendi topraklarında tam egemen olmak uğrunda savaş veriyor. 27 yıldır Azerbaycan'ın Karabağ bölgesi Ermenistan devletinin ordusu ve terrörde adı geçen birlikler tarafından işgal altındadır. Sivil vatandaşlarımız Ermeni silahlılarla karşı karşıyadır. Zaman zaman hem askerlerimiz hem sivil insanlarımız katledildi. Her ay şehit haberi aldık.

Bu günlerde Azerbaycan Cumhurbaşkanı yardımcısı Hikmet Hacıyev’in Karabağ’da yaşayan Ermeni halkına müracaatından anladığımız gibi Ermeni ordusu kışlalarını sivillerin yaşadığı yerlerde kuruyor ki bizi sivilleri öldürmekle suçlasın. Çünkü ulusal hukuka göre suçlanacak bir yanımız yok. Biz Ermenistan toprağında değiliz. Dağlık Karabağ tüm ulusal belgelerde Azerbaycan toprağı olarak tanınmış ve tanınmaktadır.  Sıradan bir Azerbaycan vatandaşının söylediği gibi ‘Burası benim toprağım, istersem silah sıkarım, istersem patates ekimi yaparım’.

Tüm ülkeler tarafından ve tüm zamanlarda terröristlere şu dendi:

Ölmek istemiyorsan benim topraklarımı terk edeceksin. Ama yok, Ermeni ordusu 30 yıldır Karabağ’da. Ve 30 yıldır Karabağ’ın işgal olunmuş yerlerine yakın yaşayan Azerbaycan sivilleri silah sesi ve tehlikelerle yüz yüze yaşamaktadır. Birinci Karabağ savaşında 20 binden fazla şehit verdik. Biz şimdikine ikinci Karabağ savaşı diyoruz artık. Çünkü yine şehit veriyoruz, yine sivillerimiz ölüyor.

Biz Karabağ sorununun barışla, diplomatik yolla çözülmesini 27 yıl bekledik. Karşılığında bölgeye barış getirmek niyetinde olduğunu beyan eden Ermenistan'ın Başbakanı Nikol Paşinyan yerini alar almaz oğlunu Karabağ’ın işgal olunmuş topraklarına askere gönderdi. Dünyanın gözü karşısında yaptı bunu. Bize şimdi ateşi durdurun diyen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Minsk Grubu, AB bunun diplomatik ve hukuki normlara aykırı olduğunu o zaman beyan etmedi. Barış isteyen biri “Oğlum da Karabağ için savaşır görüntüsü yapmaz” demedi.

Daha sonra Nikol Paşinyan bir toplantıda “Karabağ Ermenistandır” dedi. Yine de kimse buna karşı çıkmadı. Karabağ’ın en güzel kenti olan ve şimdi Ermeni işgaline uğrayan Şuşaya gitti, halay çekdi. Yine herkes sustu. Kimse bu tür davranışların barışın sağlanmasına büyük bir darbe olduğunu söylemedi. Fuzuli bölgesi Alhanlı köyü 2017 yılında Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından ateşe tutulduğu zaman Sahibe hanım ve iki yaşındaki torunu Zehra öldü. Yine de Ermenistan’a ciddi bir uyarı görmedik.

Bu yılın ağustos ayında Azerbaycanın Karabağ’a yakın olmayan Tovuz bölgesi vuruldu, sonuçta yine şehit verdik, sivilimiz öldü, ordumuzun çok önemli bir Tümgeneralı olan Polat Heşimovu kaybettik. Yine teşkilat ve devletler sustu. Şimdi “her iki tarafa ateşi durdurmayı” öneriyorlar. Rusya’nın da tarafı belli. Rus televizyonlarında hep Azerbaycan suçlu. Kendi onurumuzu savunduğumuz, kendi topraklarımızı geri aldığımız için suçluymuşuz.

Sen beni kendi toprağımı korumaktayım diye nasıl suçlarsın? Türkiye niye Azerbaycan’a destek veriyor sorusuyla uğraşıyor Rusya. Ee tabi tüm komşularına düşmanca davranan, kendine bir dost ülke kazanamayan (Ermenistan hariç, bunun da gerçekçiliği tartışılır) bir devlet Türkiye’nin bir millet iki devlet diyerek Azerbaycan’a destek sergilemesini anlayamaz. Bunu anlamak için gerçekten bir dostun, bir kardeşin olmalı. Yoksa nasıl empati kurabilirsin? Şimdi Azerbaycan çok zor bir sınavdan geçiyor.

Biz zaten Ermenistan’la savaşmıyoruz. Onu hep ayakta tutan, bizi hiç sevemeyen ve tarihi topraklarımızda ona devlet kuran Rusya’yla karşı karşıyayız. Evet yetkililer bunu diplomatik açıdan açıkca söyleyemiyor ama gerçek bu. Rus halkı değil ama Rus devleti bize düşman. Ve bu tarih boyu hep böyle oldu. Azerbaycan bu savaşta dostunu, düşmanını bir daha tanıdı. Türkiye devletinin, halkının ve Türkiye televizyonlarının verdiği motivasyonu çok takdir ediyoruz. Pakistan ciddi şekilde yanımızda. İsrail, Ukrayna, Gürcistan, Afganistan, Kırğızistan, Macaristan, Almanya, İtalya, İngiltere, Bosna-Hersek de haklı olduğumuzu inkar etmiyor.

Azerbaycan halkına gelince 30 yılda hiç unutmadık o toprakları. Burda Karabağ uğrunda savaşa “hak yolu” diyoruz. Evet, bir halkın kendi topraklarını istemesi kadar doğal hakkı olabilir mi? Hepimiz şehit olmaya hazırız. Yeter ki hak yerini bulsun. Adalet utanmasın. Artık zaferlerimiz de var. Çok stratejik köyleri ve diyebilirim ki, Ermenistan ordusunun Karabağ’ın işgal altında olan arazisine girişinde kurduğu üsleri ordumuz ele geçirdi. Bu durum Azerbaycan’ın tüm sınırlarında egemenliğini pekiştirene kadar devam edecektir. Durum bu.