İki köprü bir arada
Tamamlandığında, İstanbul'daki üç boğaz köprüsünden sonra Türkiye'nin en uzun dördüncü, Anadolu'nun ise en uzun köprüsü olacak olan Devlet Bahçeli Köprüsü'nün temeli önceki gün köprüye adı verilen MHP liderinin de katıldığı törenle, Adana'da atıldı;
Ne bir protesto, ne kendini vinçlerin önüne atan çevre gönüllüleri, ne "doğayı katlediyorsunuz" itirazları olmaksızın... Şehir halkının tam mutabakatıyla, "hayır duası"yla, "bir an önce bitse" hevesiyle...
"İhtiras"la "hizmet" arasındaki sınırı, toplumda oluşturduğu bu veya aksi duygular belirliyor herhalde. İstediğiniz kadar "en büyük", "en uzun", "ennnn bir dev" koyun adını; toplum kendi huzuru, refahı, güvenliği, konforu için olduğuna inanmıyorsa, kendi ihtiyaçları üzerinden oluşturulmuş bir rant kapısı, menfaat aracı, siyasi istikbal yatırımı gibi görüyorsa yaptığınızı "büyük hizmet" saymıyor asla.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'nün iddialı sunumu, günlerdir medyada çıkan övgü haberleri o, hem milletvekili hem belediye başkanlarının katılımıyla neredeyse çıkarmaya dönen görkemli törenden ötürü değil, işte tam bu yüzden, halkın beklentisine cevap niteliğinde olduğu ve daha büyük beklentileri tetikleyerek, yönetenleri her daim -daha iyisi için- vizyon güncellemesine zorladığı için kıymetli önceki gün temelinin atılışına şahit olduğumuz yatırım.
"Muhalefet belediyeleri" diye genellediğimiz ve her daim "imkansızlık", "baskı", "tehdit", "yıldırma"yla anılan karamsarlık/çaresizlik alanını üstelik de baskı ve tehdide en çok uğradığı anda "oynamayı bilmeyen gelin yerim dar dermiş; yerimiz de var, oynamasını da biliyoruz" özgüveni/cesaretiyle ümitvar hale getirdiği için kıymetli.
Dünyanın halihazırda kullanılabilen en eski köprüsü olduğu söylenen Taşköprü'den yani neredeyse 2 bin yıldan bu yana Seyhan'ı "karadan geçmenin" ilk defa akıl/hayal edilmesinden ve bu işi "mahalli idare"nin projelendirebilmesinden bahsediyoruz; az iş değil. Seyhan nehri ile ayrılan iki ilçe, Seyhan ve Yüreğir'in, bağlantılarıyla birlikte 2450 metrelik bu köprüyle birbirine bağlanacak ve insanların en çok da "temel hakları" olan eğitim ve sağlık hizmetini aldıkları kampüslere daha kolay ulaşacak olması bu şehre "hayati" bir katkı.
Ve bu yüzden...
Herkes biliyor ki devletin gücünü milletin faydasına olanı teşvike, desteklemeye değil de, milletin faydasına iş yapıp da gönül fethedenleri itibarsızlaştırmak için sopa gibi kullanmaya ayarlı bir sistem de bugüne kadar katettiğinden çok daha çetin bir yol var artık Sözlü'nün önünde.
Ve yine bu yüzden...
Önceki gün Seyhan Nehri'nin kıyısında temeli atılan bir başka köprünün, et ve kemik dışında bir de ruhu olan insanları birbirine bağlayan gönül köprüsünün de altını çizmek ve Devlet Bahçeli'nin belki Sözlü'nün önceki günkü konuşmasında iyice belirginleşen "dik duruş"undan, belki meydanı dolduran kalabalığın da kendisinden bunu beklediğini hissettiğinden, belki de bir nevi "elinde büyüyen Ülkü Ocaklı Büyükşehir Belediye Başkanı"na bakınca içinden geçen o olduğu için, konuşma metninin dışına çıkarak yaptığı "Sayın Sözlü, hiç bir söze aldırış etme, fitne fesadı yık. Gönüllerde köprü kur, yalnız değilsin. Adana seninledir..." çıkışını es geçmemek gerek.