Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

İhsan Doğramacı'nın ardından

Türk akademik semalarından bir yıldız kaydı; İhsan Doğramacı, uzun süredir tedavi gördüğü Hacettepe Hastanesi’nde, 25 Şubat 2010 Perşembe günü hayata veda etti.
Doğramacı’nın başarılarla dolu hayatı 1915 Nisanı’nda Erbil’de başladı. O zaman Erbil Osmanlı toprakları içinde bulunuyordu. Babası, Erbil Belediye Başkanlarından Doğramacızade Ali Paşa idi. Sülalesi, 19. yüzyıl ortalarındaki Doğramacızade Kara Mehmed’den iniyordu. Annesi İsmet Hanımdı. İsmet Hanım, Osmanlı Meb’usan Meclisi’nde Kerkük meb’usu olan Kırdarzade Mehmet Ali Beyin kızı idi.
İhsan Doğramacı ilk öğrenimini Erbil’de gördü. Beyrut Amerikan Koleji’ndeki orta öğrenimini 1932’de tamamlandı. Bir süre Bağdat Tıp Fakültesi’nde okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçti; 1938 yılında buradan mezun oldu. Ankara Nümune Hastanesinde bir süre çalıştıktan sonra ihtisas için ABD’ye gitti. Harvard ve Washington Üniversitelerinin Çocuk Hastanelerinde görev yaptı. Dünya Sağlık Örgütü’nün 1946 yılındaki anayasasında Doğramacı’nın da imzası vardır. 1942’de, Irak Başbakanlarından Hikmet Süleyman Beyin kızı ve Osmanlı sadrazamlarından Mahmut Şevket Paşanın yeğeni olan Ayser Hanımla evlendi.
Doğramacı 1947’de ABD’den dönerek Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev aldı. 1949’da doçent, 1955’te profesör oldu.
İhsan Doğramacı’nın en büyük özelliği olan kurucu ve teşkilatçı yönü de 1955’te görülmeye başlar. Ankara Üniversitesi’ne bağlı olarak bir Çocuk Sağlığı Enstitüsü kurar. Arkasından bu enstitüye bağlı olarak dört yüksek okul: Hemşirelik Y.O., Beslenme ve Diyetetik Y.O., Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Y.O., Tıbbi Teknoloji Y.O. Daha o yıllarda Doğramacı’nın üniversite hedefi belli olmuştur. Bunlar, 1967 yılında kuracağı Hacettepe Üniversitesi’nin çekirdeğini teşkil edecektir. Ama Hacettepe’den önce Ankara Üniversitesi’ne bağlı iki okul daha gerçekleştirir: A.Ü. Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi, Diş Hekimliği Yüksek Okulu. Artık yeni bir üniversite için alt yapı hazırdır; 1967’de Türkiye’nin yüz akı üniversitelerinden biri olan Hacettepe’yi kurar.
1967-1975’te bu üniversitenin rektörlüğünü yapar. 1975-1980 arasında Paris Descartes Üniversitesi’nde pediatri profesörüdür. 1980’de yurda döner; 1981’de Yüksek Öğretim Kurumu’nu kurar ve 12 Aralık 1981’de YÖK Başkanı olur. 10 Temmuz 1992’ye kadar. 1984’te Bilkent Üniversitesi’ni de kurar ve Mütevelli Heyeti Başkanı olur. Bu, sadece bir üniversitenin kuruluşu değil, Mehmet Haberal’ın da dediği gibi, bugün sayıları 45’i bulan vakıf üniversitelerinin kuruluşudur.
Doğramacı, ABD, Fransa, Almanya, Hindistan Tıp ve Çocuk Hastanesi Akademilerinin ve Azerbaycan İlimler Akademisi’nin üyesidir. Kendisine 14 ülkedeki 26 üniversiteden fahri doktora verilmiştir. Birçok ülkenin en yüksek devlet nişanına sahiptir.
UNICEF, Uluslararası Pediatri Kurumu, Uluslararası Çocuk Sağlığı Merkezi, Uluslararası Yüksek Öğretim Konferansı gibi birçok kuruluşun başkanlığını veya yönetim kurulu üyeliğini yapmıştır.
Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün kurulması için Prof. Dr. Şükrü Elçin’i görevlendiren de İhsan Doğramacı’dır. Ben ve birçok arkadaşım bu bölümde görev yaptık. Selçuk Üniversitesi’ne Erol Güngör’ü, Ankara Üniversitesi’ne Tarık Somer’i, Gazi Üniversitesi’ne Şakir Akça’yı rektör olarak tayin eden de odur. Dolayısıyla Gazi’de kurduğum birkaç bölümün arkasında da o vardır. Henüz Sovyetler dağılmadan onun Azerbaycan’la ilgilendiğini biliyorum. Bir gün beni YÖK’e çağırmış ve Kiril alfabesi hakkında bilgi istemişti. Hayalindeki Erbil Ünivertesi’nin maketini de 10-12 yıl kadar önce evinde görmüştüm. Erbil’de bugün, onun kurduğu Erbil Vakfı’nın desteklediği Erbil Türkmeneli Lisesi var. Bu vakıf, Erbil’deki başka okul ve hastaneleri de destekliyor. Erbil Doğramacı Üniversitesi de bir gün elbet kurulur ve 1950’lerde Ankara Bahçelievler’deki bir evde, Ankara Radyosu’nun her sabahki açılışında okunan İstiklal Marşı’nda hazırolda duran Doğramacı ailesi fertleri, üniversitenin gönderine çekilen bayrağın gölgesinde de Türk İstiklal Marşı’nı okurlar.

Yazarın Diğer Yazıları