İflas korkusu konkordatoyu getirdi! / Sabri Arpaç

İflas korkusu konkordatoyu getirdi! / Sabri Arpaç

İcra İflas Kanununda 7101 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle iflas erteleme kaldırıldı. Onun yerine konkordato yeniden düzenlenerek 2018 yılının başında yürürlüğe girdi. Konu ile ilgili açıklamalarımıza geçmeden önce iflas erteleme yerine neden konkordatonun getirildiği sorusunu yanıtlayalım?

İflas erteleme neden bir den bire konkordatoya dönüştü? Çünkü AKP gelmekte olan iflas dalgasını gördü. Ülkenin iflaslarla, iflas ertelemelerle çalkalanmasının yaratacağı olumsuz politik etki işlerine gelmedi. Bunun için daha önce iflas açıldıktan sonra uygulanan konkordato bu kez iflas öncesine alındı. Bu hinlikle, cinlikle halkın iflasın olumsuz ve psikolojik etkisi gözlerden uzak tutulmaya çalışıldı. Böylece iflas ve iflas erteleme yerine 2018 yılının ikinci yarısında itibaren işletmelerin seri konkordato ilanları başlandı.

FETO’cular bahane edilerek iflas erteleme OHAL Kararları ile yasaklanmıştı. FETO bağlantısı savı ile birçok dev şirkete ve holdinge el konulmuş, buralara yüksek ücretli kayyumlar atanmıştı. Gerçekten zor durumda olan ve iflas erteleme veya iflas dosyası açılma ihtiyacı olan birçok firma ise OHAL kararları nedeniyle giderek ekonomik darboğaza itilmişlerdi.

Başta inşaat sektörü olmak üzere, reel sektör, KOBİ’ler ve büyük işletmelerde konkordato ilan etmeye başladılar. Finans sektörü de krizden etkilenen ve zor günler yaşayan sektörlerdendir. Devam etmekte olan ekonomik kriz nedeniyle her gün basın yayın kuruluşlarında yüzlerce şirketin konkordato ilan ettiği yazılıp çizilmektedir. Beş bin, üç bin konkordatodan söz ediliyor. Sayıların ne kadar gerçekçi olduğu ise başka bir muamma.

İcra İflas Kanununda 7101 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle konkordato konusunda yapılan değişikliklerden, konkordatonun tanımına, kimlerin konkordato isteyebileceğine, konkordatoya yetkili mahkemeyi konkordato komiserinin niteliklerine ve alacaklılar kurulunun oluşturulmasına, geçici ve kesin mühlet konuları ile iflasın açılıp açılmayacağı konusunu incelemeye çalışacağız. (7101 sayılı Kanun 15 Mart 2018 tarih ve 30361 sayılı Resmi Gazete’de, Yönetmelik ise 2 haziran 2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır).

Doğaldır ki, konkordato hukuku, hukukçuların alanıdır. Ancak; yeni yürürlüğe giren konkordato düzenlemesi ile; yasal defter, kayıt ve belgeler üzerinden çıkartılacak mali bilgilerin değerlendirilmesi, denetimi, raporlaması ise muhasebe ve denetim mesleğinin alanına girmektedir. Yapılan yasal düzenleme ile bu konuda gerekli ve zorunlu düzenlemeler içermektedir.

KONKORDATO NEDİR, KİMLER İSTEYEBİLİR? YETKİLİ MAHKEME

Konkordatonun tanımı 7101 sayılı Kanunun 13 ncü maddesi ile değişik İcra İflas Kanunu’nun 285 nci maddesinde yapılmıştır. Konkordato; borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesi veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için talep etmesi olarak tanımlanmıştır.

İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir. Yetkili mahkeme; borçlu gerçek kişi tacir ise, işletme merkezi adresinin, şirket ise şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesidir.

İlginç olan düzenleme ile tacir olmayan yani ticaretle uğraşmayanlar da konkordato kapsamına alınmış. Tüccar, esnaf, sermaye şirketi kooperatif ve donanma şirket dışındaki şahıslar da konkordato ilen edebilecek. Bununla mal varlıkları ile konkordato kapsamına gireceklere önceden kefil olanlar gerçek kişiler için öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

KONKORDATO İSTEMİNE EKLENECEK BELGELER VE FİNANSAL ANALİZ RAPORU MECBURİYETİ OLANLAR

Konkordato istemine eklenecek belgeler Kanunun değişik 286 nci maddesinde aşağıdaki gibi sayılmıştır:

- Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi.

- Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.

- Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.

- Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.

- Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları. Ancak, bu koşul KOBİ kapsamındaki küçük işletmeler hakkında uygulanmaz.

24 Haziran 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan değişiklikle mikro, küçük, orta işletme kriterleri yeniden belirlendi. Belirlemeye göre; orta büyüklükteki işletmelerin konkordato talebi dilekçelerine ekleyecekleri belgelerin arasında finansal analiz raporu da yer almaktadır. Yani küçük işletmelerin böyle bir zorunluluğu yok.

Yukarıda sözü edilen Yönetmeliğe göre; personel sayısı 10, yıllık net satış hasılatı 3 milyon TL olanlar mikro; personel sayısı 50, yıllık net satış hasılatı 25 milyon TL olanlar küçük ölçekli işletme; personel sayısı 250, net satış hasılatı 125 milyon TL olanlar ise orta ölçekli işletme olarak tanımlanmıştır. ​

Buna göre; personel sayısı 50 kişi, net hasılatı 25 milyon TL’yi geçmeyen şirketler konkordato ve geçici mühlet talebi dilekçelerine finansal analiz raporu eklemeyeceklerdir.

Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır.

GEÇİCİ MÜHLET

Konkordatoyu borçlu veya alacaklılardan biri isteyebilir. Belgeler ve kayıtlar mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunulması halinde, malvarlığının muhafazası için mahkeme tarafından derhâl geçici mühlet kararı verilir.

Konkordatoya yetkili mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir. Geçici mühlet için bu mahkemeler karar vermektedirler. Mühlet için süre üç aydır. Bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir. Uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Böylece geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.

Ayrıca, geçici mühlet talebinin kabulü; geçici komiser görevlendirilmesi; geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulmayacağı yasada hükme bağlanmıştır.

Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde ise geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.

KONKORDATO KOMİSERLİĞİ OLUŞTURULMASI VE KOMİSERİN NİTELİKLERİ

Geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirilir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir.

Konkordato komiseri olarak üç kişinin görevlendirilmesi halinde, seçilecek komiserlerden birinin hukukçu ve birinin de yeminli mali müşavir olması tercih edileceği Yönetmelikte hükme bağlanmıştır. Bu hüküm serbest muhasebeci mali müşavirlerin bu göreve atanmayacakları anlamına gelmez. Yönetmelik’te; görevlendirilecek konkordato komiserlerinin nitelikleri, alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacaklıların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı haller ve alacaklılar kuruluna ilişkin diğer usul ve esasları belirlemektir.

Asliye Ticaret Mahkemesi geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer gerekli yerlere bildirilir.

İlanda ayrıca alacaklıların, ilândan itibaren yedi günlük kesin süre içinde dilekçeyle itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle birlikte ileri sürebilecekleri ve bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir.

Geçici mühletin uzatılmasına ve geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar da ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir.

KESİN MÜHLET

Kanunun 7101 sayılı Kanunla değişik 289 ncu maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemesi, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet süresi içinde verir.

Asliye Ticaret Mahkemesi kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, konkordato talep eden borçluyu, eğer konkordatoyu talep eden alacaklı ise alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar. Mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır.

Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir.

Kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkeme kesin mühleti altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da süre uzatma talebinde bulunabilir. Uzatma talebi kesin mühlet süresinin bitiminden önce yapılır. Uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.

Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere verir.

ALACAKLILAR KURULU OLUŞTURULMASI

Asliye Ticaret Mahkemesi, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet süresi içinde uygun görülecek bir zamanda, yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir.

Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar bu kurulda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilirler.

Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır.

BORÇLUNUN MALÎ DURUMUNUN DÜZELMESİ VE KESİN MÜHLETİN KALDIRILMASI

Konkordato komiseri, borçlunun borçlarını ödeyebilecek duruma geldiğini, durumunun iyileştiğini rapor ederek mahkemeye bildirmesi üzerine, mahkeme re’sen kesin mühletin kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine karar verir.

Bu kararı ilân eder ve ilgili yerlere bildirilir. Mahkeme, kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder. Diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder (İİK. Md. 291).

Böylece konkordatodan umulan yarar sağlanmış ve borçlu konkordato kararına uygun olarak borçlarını ödemeye devam edecektir.

KESİN MÜHLET İÇİNDE KONKORDATO TALEBİNİN REDDİ İLE İFLÂSIN AÇILMASI

Kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıda sayılan durumların gerçekleşmesi hâlinde; komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına re’sen karar verir.

Bu durumlar; borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa; konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa; borçlu mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis ediyorsa; kefil oluyorsa, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devrediyorsa; takyit ve ivazsız tasarruflarda bulunuyorsa; borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ediyorsa şeklinde Kanunda sayılmıştır. Asliye Ticaret Mahkemesi, konkordato talebini ret etmeden veya iflasın açılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder (İİK. Md. 292).

İcra İflas Kanunu’nun konkordato ile ilgili hükümleri bundan ibaret değildir tabi. Bu yazımızda sadece geçici mühlet, kesin mühlet ve alacaklılarla ilgili hükümlerini ele aldık. Bu aşamadan sonra konkordatonun kaldırılması borçlunun normal işlemlerine devamı ya da iflasın açılması ile ilgili yasal sürecin başlatılması başka bir yazı konusudur.