İFA Hikmet muhabirliğe motosikletiyle çağ atlattı

1945-1955 yılına kadar en büyük okuyuculu gazetelerin bile sayısı ikiyi geçmeyen fotomuhabirleri ve muhabirleri şehrin en uzak semtinde, çok önemli bir olay dahi olsa, oraya tramvay veya şehir hattı vapurlarıyla ulaşmak zorundaydılar. Gazetelerin bugünkü gibi ulaşım imkanları yoktu. Muhabirler olay yerine kıt sayıdaki toplu taşıma araçlarıyla gider resim çeker ayni yolla dönerdi. Ama olaylar bir gün sonra bütün detaylarıyla, resimleriyle ancak gecikmeli olarak verilebirdi. O dönemde Otobüs, sadece Taksim-Beşiktaş arasında çalışırdı.
Hikmet adlı genç, Beyoğlu Balo Sokak, bodrum katında, 1945 yılında bir fotoğraf çekim stüdyosu kurarak, vesikalık, aile, anı resimleri, düğün ve bu tür profesyonel resim çekiyor, ara sıra da gazetelere haber olacak nitelikteki olayların resimlerini de çekmekten kendini alamıyordu. Hikmet Ildız, babası matbaa makinisti Zihni Ildız’ın teşviki, kendi hevesi ile artistlerin de resimlerini çekip röportaj yapmaya başladı. Bunlar ilk zamanlar Hergün Gazetesi ve Sedat Simavi’nin 7 Gün dergisinde yayımlanınca, abone olan diğer bu tür magazin dergilerinden de Hikmet’e talepler geldi. Aboneleri çoğalan Hikmet, bunun üzerine İstanbul Foto Ajansı’nın baş harflerini simge haline getirip adını “İFA Hikmet” olarak tüm basın camiasına tanıttı.

Röportaj başına 3 resimle birlikte 10 lira alıyordu. Çektiği diğer resimlerden kazandığı birikimlerle bir motosiklet satın aldı. Hikmet Ildız’ın, önünde İFA yazılı tabela bulunan kendi kullandığı motosikleti ile olayları takibe başladı. Motosikletli fotomuhabiri Hikmet’in hızına diğer gazetelerin muhabirleri yetişemiyordu. Önemli olay, hatta cinayet, yangın ile trafik kazaları dahil pek çok mühim toplantıları izleyen Hikmet, başarılı bir ekip çalışmasına da imza attı. Sütüdyosunda çalıştırdığı iki arkadaşı çekilen fotoğrafları tab edip abone gazeteler için hazırlanmış zarflara yerleştirirken Hikmet de yazdığı haberleri ekleyip servise hazır hale getiriyordu.
Hikmet’in izlediği olayları haber ve fotoğraflarıyla birlikte; kurduğu ekiple kısa sürede tüm gazetelere servis yapması, fotomuhabirleri arasında adeta bir kasırgaya neden oldu. Foto İFA’nın zamanla tam bir ajans hüviyetine kavuşmasıyla yeri de Tokatlayan Han’ın 5 odalı bürosuna taşındı. Ajans kadrosunda Sarı Basın Kartlı gazeteciler ile fotomuhabirleri de çalışmalara başlayınca yazı ve haber kalitesi de arttı. Pek çok firma ile şirket de kendi haberlerinin İFA tarafından servise konulup gazetelerde yer alması üzerine ajansa abone oldu. Vilayet ile Belediye Başkanlığı da İFA Hikmet’i resmen tanıdı. Popüler olan Hikmet Ildız, resmi ve özel toplantıların, yemek ziyafetleri ile şatafatlı düğünlerin tercih edilen fotoğrafçısı haline geldi.
Demokrat Parti döneminde Cumhurbaşkanı Celal Bayar, her İstanbul’a gelişinde İFA Hikmet de orada olur, resim çekerken de kendisine iltifat ederdi. Başbakan Adnan Menderes, sempati duymadığı gazetelerin foto muhabirleri önünde poz vermez iken, İFA Hikmet Ildız’ı görünce yanına çağırdığını, çok görmüş ve tanık olmuştum. Cumhuriyet Gazetesinin Foto Muhabiri Selahattin Giz, bunu Cemiyet Başkanı Burhan Felek’e yakındığı bir toplantı da, Başbakan’ın duyacağı bir sesle;
“-İFA Hikmet’de şeytan tüyü mü var! ” deyişini Başbakan Menderes duymamış gibi başını başka yere çevirmişti. Başbakan Adnan Menderes’in bu samimiyeti, başta Foto Muhabirleri olmak üzere çok sayıda Parti’nin ileri gelenlerini de kıskandırırdı. Menderes, başka gazeteci ile resim çektirmezdi ama, Hikmet Ildız’ın esprileri hep çarpıcı idi.
İFA Hikmet Ildız. Bir ara Dergi çıkarmak istemiş, uğraş vermiş ama 1956 yılında aylık “Resimli Türkiye” adındaki dergi 4. sayıda kapanmış. 2001 yılında 80 yaşında vefat etmeden çok önce motosikletini satıp işini de tasfiye etmişti, ruhu şad olsun.

Yazarın Diğer Yazıları