Güvenlik görevlisi Ramazan Yıldırım ile F.Y., geçen 31 Mayıs'ta Zonguldak Aile Mahkemesi'nde şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandı. Kızları Z.Y.'nin velayeti, mahkeme tarafından babaya verildi. Anneye ise çocuğunu her ayın belirli hafta sonları ve Temmuz ayında bir ay almasına izin verildi. Temmuz ayının gelmesinin ardından Ramazan Yıldırım'ın iddiasına göre Z.Y. annesine gitmek istemedi. Durumu eski eşine bildiren Ramazan Yıldırım, birlikte vakit geçirerek çocuğun psikolojisinde olumlu etki yapabileceklerini söyledi. Cep telefonu mesaj kayıtlarında bunu kabul eden F.Y., eşi ve çocuğuyla buluşacakları gün vazgeçerek gitmedi. F.Y., çocuğunu kendisine gösterilmediği iddiasıyla avukatı aracılığıyla Zonguldak Adliyesi'nde bulunan icra müdürlüğüne 'çocukla kişisel ilişki kurulması' maddesi gereği çocuğunun babasından alınarak kendisine verilmesini talep etti.
BABA YAŞANANLARI KAYIT ALTINA ALDI
Talebi değerlendiren icra müdürlüğü, çocuğu almak için yasa gereği polis ve pedagog eşliğinde önceki gün Ramazan Yıldırım'ın evine gitti. Yıldırım, çocuğunun kuran kursunda olduğunu söyledi. Bunun üzerine kuran kursuna giden ekipler, Z.Y.'yi dışarı çıkarttı. Baba Ramazan Yıldırım, bu andan sonra yaşananları cep telefonuyla kayıt altına aldı. Küçük kız kendisiyle görüşen pedagoga annesine gitmek istemediğini söyledi. Pedagog, küçük kızla yaptığı görüşmenin ardından tutulan tutanağa, 'Bu şekilde götürülmesi uygun değildir' yazdı. Annenin ısrarı üzerine Z.Y.'nin kolundan tutan icra memuru, ağlayan kızı zorla polis aracına bindirdi. Kızının gitmek istememesine rağmen zorla polis aracına bindirildiği anları kayıt altına alan baba görüntülerde de, 'Çocuğum şu anda zorla alınıyor. Toplumdaki insanı toplumdan uzaklaştırmak için uğraşıyorlar. Çocuğumun psikolojisinde bir şey olursa hepinizden şikayetçiyim. Mesuliyet size aittir. Çocuğumu zorla götürmeyin' dediği duyuluyor.
'KIZIM BUNU HAK ETMEDİ'
Ramazan Yıldırım, çocuğunun annesine göstermek istemediği şeklindeki iddiaları kabul etmediğini söyledi. Çocuğunun, annesiyle bağ kurması ve birlikte sosyal faaliyetlerde bulunmak için mücadele ettiğini bunu da mesaj kayıtlarıyla belgelediğini ifade eden Yıldırım, şöyle dedi;
'Ben çocuğum bu zor dönemi atlatması için anne ve baba olarak ne yapmamız gerekiyorsa yapmamızı eşime söyledim. Bunu kendisi biliyor. Daha önce kent merkezinde 45 dakika boyunca konuştuk. Çocukla arasındaki köprüyü onarmak için elimden geleni yapacağımı söyledim. Sonuçta o onun annesi ve ben babasıyım. Çocuk için bir etkinlik yapacaktık. Oda çocuğunu koklayacak, sevecek. Bu duygusal bağı kurmak için mücadele ettim. Sonraki görüşmeye gelmedi ve çocuğu bana göstermiyorlar diye avukatına gitmiş. Olay günü pedagog rapora çocuğun gelmek istemediğini yazdı. Çocuğum orada ağladı. Çocuğumun sağlıklı bir şekilde alınmadığını, uzmanında bunu dediği halde kızımın psikolojisi düşünülmeyerek bu şekilde alınmasının doğru olmadığını söyledim. Ben şahsen üzüldüm. Çocuğumun ve benim psikilojim olumsuz yönde etkilendi. Video çekerken ki halimi gelin bana sorun. Benim kızım bunu hak etmedi. Çocuklar bu şekilde değil, oyun parkında olur, bir oyuncak getirirsin konuşursun sakin ortamda o şekilde alırsın. Benim çocuğum karga tulumba bir eşya gibi alındı. Çocuklar eşya değil'