İHA’nın haberine göre; Dr. Sarsu, solunum yolu enfeksiyonlarının üst ve alt solunum yolları olarak iki başlık altında toplandığını belirterek, “Yıllardır gribal ve nezle olarak adlandırdığımız enfeksiyonlar, hemofilus influenza enfeksiyonuna karşı oluşmaktadır” ifadelerini kullandı.
Dr. Sarsu, mevsim geçişlerinde oluşabilecek enfeksiyonlara karşı aşının önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
“İmmün sistemi direncinin düşmemesi için aşı olmaya, vitamin kullanmaya ve vücut direncini düşürmemeye dikkat etmeliyiz”
BESLENME VE UYKU DÜZENİ VÜCUT DİRENCİNİ ETKİLİYOR
Yaz mevsiminden sonbahar mevsimine geçişte ani ısı değişimlerinin hastalıklara yakalanma riskinin en fazla görüldüğü dönemler olduğuna değinen Dr. Sarsu, sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Havadaki ani ısı değişimi, güneşe aldanıp giyilen ince kıyafetler ve değişen beslenme ile uyku düzeni vücut direncini düşürüyor. Bu durum da soğuk algınlığı, grip ve nezle şikayetlerinin artmasına sebep oluyor. Soğuk algınlığına viral enfeksiyonlar neden olurken, gribe bakteriyel enfeksiyonlar neden olmaktadır. İki hastalık da mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlardır. Grip daha ağır geçirilirken, soğuk algınlığı gribin daha hafif bir varyantı olarak düşünülebilir.”
Soğuk ve sıcak arasında değişen hava dengesi için cam açıkken uyumaktan kaçınıp, klima çarpmalarına karşı da dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Sarsu, şu önerilerde bulundu:
“Elleri sık yıkamak hastalığa yakalanma riskini düşürmektedir. Aşılar bu hastalıklara karşı koruma sağlarken, bu dönemde bol su tüketilmeli, hijyen ve mesafeye dikkat edilmeli, düzenli uyumaya özen gösterilmelidir.”