Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmalarıyla ilgili olarak 2009’da askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanması için hazırlanan teklife dikkat çekerek “Bu teklifin FETÖ’nün direktifiyle hazırlandığını düşünüyorum” yorumunda bulundu. “Bu boru göstermeye benzemez” diyerek Başbuğ’a tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milletvekillerine suç duyurusu çağrısı yaptı. Bunun üzerine AKP’li 6 Milletvekili Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu. Konuyu köşesine taşıyan Karar gazetesi yazarı İbrahim Kiras, “Başbuğ’un FETÖ’cü ilan edilmesi kimseyi şaşırtmayacaktır herhalde!” diye yazdı.
İbrahim Kiras’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
Şimdi milletvekilleri suç duyurusunda bulunuyor, gazetelerde “Başbuğ FETÖ ile mücadele etmediği için 15 Temmuz oldu” mealinde yazılar çıkıyor. Bir sonraki aşamada FETÖ’cü ilan edilmesi kimseyi şaşırtmayacaktır herhalde!
Oysa 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’na bilgi veren Genelkurmay eski Başkanı “2002’den darbe girişimine kadarki sürede en önemli olayın ne olduğu” yönündeki soruya cevaben “26 Haziran 2009’da Meclis’te çıkan yasa. Bu yasa değişikliği karşı tarafa büyük cesaret verdi, elimizi de bağladı” demişti. Yani milletvekillerinin suç duyurularına sebep olan açıklamayı daha önce milletvekillerinin yüzüne karşı yapmıştı.
O zaman problem teşkil etmeyen bu sözün bugün bu kadar tepki çekmesinin sebebi ne?
“İlker Başbuğ olayı”nın görünen kısmının haricinde başka bir boyutunun olduğunu düşünmek gerekiyor sanki…