İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Milliyet gazetesi yazarı olan Hakkı Öcal, kağıt toplayıcıları hakkında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Çöp toplayan bireyler insandır; yaratandan dolayı severiz. Ama yaptıkları iş asalaklıktır; onu da ancak asalak savunur" ifadelerini kullandı.
Yılmaz Özdil ise konu ile ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Özdil yazısının ilk bölümünde fakir fukara edebiyatı ile iktidarda oturanlar aslında fakir fukarayı insan olarak bile görmediğini ifade etti.
Özdil yazısının asıl çarpıcı bölümünde ise, İbn-i Haldun’u anlatarak, Öcal’ın İbn-i Haldun Üniversitesi’nde görev yapmasını nasıl bir takdiri ilahi olduğunu anlattı.
Özdil’in yazısının bir bölümü şu şekilde;
"İbni Haldun…
650 yıl önce, bugünkü Tunus''ta dünyaya gelmiş, Arap düşünürdür.
Sosyoloji biliminin kurucu babalarından biri sayılır.
Tarih felsefecisidir.
Arap aleminin henüz haberi bile yokken, Osmanlı aydınları tarafından keşfedilmiş, incelenmiş, ilham alınmıştır, Osmanlı aydınları sayesinde Batılı tarihçilerin dikkatini çekmiştir.
En çok tanınan eseri Mukaddime''dir.
Mukaddime''de yönetimi ele geçirenlerin nasıl yozlaştığını anlatır, devletlerin nasıl çöktüğüne dair, asla eskimeyen tespitleri vardır.
Topkapı Sarayı Müzesi''nde, Süleymaniye Kütüphanesi''nde, Nuruosmaniye Kütüphanesi''nde orijinal el yazması örnekleri bulunan Mukaddime''den ibretlik bazı alıntılar aktarıyorum…
“Asabiyetlerden birisi, yani, birlikte hareket eden topluluklardan birisi, diğer asabiyetleri bertaraf ederek, mülkü ele geçirir.
Ağırbaşlı davranmak yerine, insanın tabiatında varolan her şeye hakim olma dürtüsüyle, iktidarı başkalarıyla paylaşmaz, artık her şeyi kendisi belirler.
Şan ve ihtişama tek başına sahip olmak, mülkün tabiatındandır, bir tek kişinin iradesi, bütün kesimlere egemen kılınır.
İktidar, devlete dönüşür.
Devlete dönüşmek, rahatlık getirir, asabiyet çözülür, coşku kaybolur.
Merasim devleti haline gelinir.
Konfora dalınır.
İsraf artar.
Devletin her köşesi, asabiyet mensupları arasında pay edilir.
Devletin manevi temeli ganimetçiliğe kayar.
Tefessüh eder.
Yani, kokuşur.
Millletin devleti kaybolur.
Devlet, bir güruhun olur.
O güruhun menfaati devletin menfaatini geçer.
Devlet, o güruhu koruma ve kollamaya yönelir.
Makam, şan ve terfiden başka hiçbir şeyi gözü görmeyen asalaklar ürer.
Devletin hazinesine üşüşme olur.
Millet bu asalakları doyurmak için elinde avucunda ne varsa verir.
Devletin kasası açıldıkça, devleti elinde tutan topluluk acze düşer.
Mahv ve zeval vakti gelmiştir.
Yani, sonun başlangıcıdır.”
Dünya tarihinde Türk düşünür yokmuş gibi, Arapçılık sevdaları yüzünden sırf Arap diye üniversiteye adını verdiler ama…
İbni Haldun budur.
Hangi asalakları anlatıyor sizce?
Kağıt toplayıcıları mı?"