İâdesiz açık mektup...
Bu, Türk’çe bir haykırıştır!
Bu, şımartılmış işbirlikçilerden rahatsız herkese hitâben bir mektuptur!
Bu mektubu yazan; Türk Milletini, Türkiye’yi, Atatürk’ü, Bayrağı, Vatanı, mukaddeslerimizi seven herkesi, seven; sevmeyenleri, açıkça hasım ilan eden bir Türk’tür!
Bu mektubu yazan; yaratılış özelliği ve millî kimliği ile “Aslını inkâr eden harâmzâdedir” öğüdüyle övünen; hür aklı ve imanıyla şükreden mütedeyyîn bir Türk-Müslüman’dır!
Bu mektup; benzeyenlere ve varlıklarını hissettiği herkesedir!
Bu mektup; “O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın!” (Lokman-33) ; “O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın.” (Fatir-5) ; “Ancak siz kendinizi yaktınız, bekleyip durdunuz, şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular/hurafeler/anlamını bilmeden okuyuşlar sizi aldattı; nihayet Allah’ın emri geldi. O yaman aldatıcı, sizi Allah ile aldattı.” (Hadîd-14) Âyetlerinden ve Allah uyarılarından haberdâr olan herkesedir!
Bu mektup; “Türk Milleti daha dindâr olmalıdır. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam öyle inanıyorum” diyen Gâzi’yi tanıyan-seven, sevdiği için emeklerine, emânetlerine, manevî hatırasına sâdık bütün Atatürk ve şühedâ severleredir!
Bu mektup; “Allah, irâdesini hâkim kılmak için iyi insanları kullanır. Dünyadaki kötü insanlar ise kendi irâdelerini hâkim kılmak için Allah’ı kullanırlar” diye yüzlerce yıl önce, Engizisyon Mahkemeleri’nden seslenen İtalyan rahip, düşünür, gökbilimci, okültist Giordano Bruno’yu duyan bütün aydınlaradır!
Bu mektup; “Lânet olsun o namaz kılanlara/dua edenlere ki namazlarından/dualarından gaflet içindedirler. Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar. Ve onlar, kamu hakkının yerine ulaşmasına engel olurlar.” (Maun-4-6) Diye kamu haklarının yerlerine ulaşmasına engel olanlara Allah(c.c.)’ın lânetini bilen, elinin-dilinin-gönlünün gücü kadar direnip, gücü yetmiyorsa buğzeden herkesedir!
Bu mektup; öncelikle dünyayı Türkçe okuyan okurlarımadır!
Dindaşlar! Kandaşlar! Kardaşlar! Gönüldaşlar! Ülküdaşlar! Sesimizi duyan herkes; Kur’ân hatırına, Peygamber(s.a.v) hatırına, Hak söylemiş bütün ulemanın hatırına, toprağı vatan etmek uğruna bedel olarak can-kan vermiş şühedâ hatırına, Allah rızası için bizi duyun, duyurun!
Milletvekili maaşını sorgulayanlara; “Kardeşim sigarayı içmezsin, alkolü daha az tüketirsin olur biter. Kalkıp da Porsche kullanacağına Fiat’a bin” tavsiyesinde bulunan “Tüccar Başbakan” ın, oğulları ve yakınlarının (asfaltta neye lazımsa) dört çeker ciplerine, arabalarına, gemicik(!)lerine, helikopter pistli villacıklarına, cesâretle dikkat çekin!
AB mahkemelerinin “Asrın Dolandırıcılığı” diye yargılayıp cezalandırdığı, “Deniz Feneri e.v.”nin Türkiye’deki elebaşları olmakla itham ettiği kişiler üç ayda tahliye edilirken, üçbuçuk yıldır neyle suçlandıkları bilinmeyen “Üstün Hizmet Madalyalı” Kahraman Millet Evlâtları’nın tutukluluk sürelerine dikkat çekin!
Daha önce İngiliz destekli isyanla Türkiye’yi Musul’dan eden ve İstiklâl Mahkemelerince Vatana İhânet suçundan idam edilmiş hainlerin torunlarının Cumhuriyet ve Atatürk’ten intikamlarına yüksek sesle itiraz edin!
Bu idam edilmiş hainler, Cumhuriyet’e, “Hilâfeti geri getirmek için; Osmanlı zamanında da Hilâfet’e karşı isyan etmiş Haçlı işbirlikçisi, Haçlı Müslümanlar” idiler!
Dün, deprem bahanesiyle yas ilan etmeden Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal edip aynı günde üç düğüne katıldılar!
Yarın Gâzi Mustafa Kemal’in ölüm yıldönümünde anılmasına itiraz edecekler! Bahanelerle katılmayacaklar! Dolma Kalemler’e bu konuda yazmaları için uygun renkte mürekkep dolduruldu! Atatürk emâneti Cumhuriyet sayesinde seçtiklerinizin, Atatürk’ün emeğini inkâr ve nankörlüklerine Allah rızası için seyirci kalmayın!
“10 Kasım’da sap gibi durmaya gerek yok!” diyen “sap”lar olmasa da biz Bayramlarımızı kutlayıp, Gâzilerimiz’i anamaz mıyız? 10 Kasım’da işgâl edilmiş bütün akılları alt-üst ederek Anıtkabir’de Muhteşem Gâzimiz’e bir Fâtiha ikrâmımıza engel mi var?
Hey sen! Evet sen! Bu mektubum bizzat sanadır! Allah aşkına duy beni!
“Türk’üm. bu ad, her unvandan
üstündür.”