Hz. Ömer zekât hırsızlığına "Bana ne yahu" der miydi?
Adı: Mehmet Ali Şahin.
Engin Ceber’in Metris’te işkence ile öldürüldüğü ortaya çıkınca Ceber’in ailesinden özür dileyen Adalet Bakanı.
Bakan özürden sonra kamuoyundan gelen takdirlere biraz da böbürlenerek şu karşılığı veriyor:
- “Görevimi yaparken, devlet sorumluluğunu yerine getirirken Hazreti Ömer gibi olmak isterim. Dicle kenarında otlayan bir kuzuyu kurt kapsa ilahi adalet onu Ömer’den sorar.”
Vay beeee!.. Edilen sözün haşmetine bakar mısınız?
Dicle kenarında kurdun kaptığı kuzunun bile hesabını vermek!
Ne müthiş bir yönetim anlayışı ve ahlakı değil mi?
Şanlı Muhammed’in (sav) şanlı halifesi kuşkusuz öyleydi de peki sen ve etrafındakiler öyle midir Mehmet Ali bey?
Bırak Dicle kenarında kurdun kaptığı kuzuyu, sen Deniz Feneri’nin kaptığı, pardon çaldığı şu zekâtlar için ne yapıyorsun onu söyle!
İlahi adalet Dicle’deki kuzuyu bile sahiplenmeyen Ömer’e hesap sorar da, sana Fenercilerin soygununa kayıtsızlığının hesabını
sormaz mı?
Sen değil misin Deniz Feneri hırsızlığı sorusuna “Bana ne yahuuu, bize ne yahuuuu” diye karşılıklar veren?
Sen değil misin bu korkunç hırsızlığın Türkiye ayağındaki soruşturmasını umursamayan, yani aceleci davranmayan?
Sen değil misin bağımsız mahkemenin kesin hükmüne rağmen hâlâ bu yapılana alçaklık diyemeyen?
O zaman sorarım sana bu nasıl Ömer’in yolunda olmaktır Mehmet Ali bey?
Evet soruyorum size;
Büyük Ömer’in devrinde zekât diye ahaliden toplanan paralarla böyle bir rezillik olur muydu?
Çalınanlarla han hamam alınabilir, deve kervanları düzülebilir miydi?
Kazara olsa bile şanlı Halife hiç buna kayıtsız kalır mıydı?
Evet lütfen cevap ver, sadaka soygunculuğu yapıldığı mahkeme sonucu belirlenmiş bir hadise karşısında adalet kavramının sembolü olan Halife Ömer hiç “Bana ne yahuuu” der miydi?
Demediyse bu nasıl örnek almaktır
Mehmet Ali bey?
Lütfen beni aydınlat. Sen, Halife’nin neyini örnek alıyorsun Sayın Bakan?
Ha bu arada, sakın Almanya’da suç işleyen üç serserinin yaptıkları bizi bağlamaz edebiyatını yapma bana!
O serserilerin pirleri, şıhları Türkiye’de, bunu balık da biliyor halik de... Mahkeme de söyledi... Öyle değil mi?
Dahası, çalınanlar da burada, yalan mı?
Öyleyse serseri sözü baştan savmanın argümanı olmuyor mu Mehmet Ali bey!
Bilsem ki Ömer’in yolundasın, valhahi de tallahi de sana yoldaş olurdum!
Ama hayır adım gibi eminim ki senin yolun ayrı bir yol.
Ayinen işinse -ki öyle olmalı- yolun da istikametin de ortadadır.
WASHİNTON-TARAF HATTI
Yasemin Çongar operasyon görevlisi!
Bu sütuna sık konuk olan Yasemin Çongar’ı Washington’dan tanırım. Rahmetli Özal’la, Demirel’le, Yılmaz’la, Çiller’le ve rahmetli Ecevit’le beraber 10’un üzerinde ABD seyahatim oldu. Yasemin Çongar’ı Washington’da 95’ten sonra Milliyet temsilcisi olarak görmeye başladım. Çongar’la ilgili gözlemim ve hükmüm gazeteci olmanın ötesinde sanki görevli olması şeklindedir...
Nitekim bu durum, o dönem ABD’de çalışan Türk gazeteciler tarafından da ifade ediliyordu. ABD’li eşinin ABD istihbaratının elemanı olması ve Çongar’ın da ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye Masası’nın adeta görevlisi gibi davranması bunun ipuçlarıydı. Çongar, hatırlanacaktır TSK’nın 2003 Mart’ındaki Irak savaşında tezkereye tavır alması sonrasında Türk ordusuna adeta savaş açmış ve subjektif haberler yapmıştı. Bunun üzerine Aydın Doğan bizzat devreye girerek Yasemin’i Milliyet’ten kovmuştu. Derken Türkiye’ye gelmesi akla dahi getirilmeyen Çongar birden geldi ve varoluş amacı TSK’yı sabote olan Taraf diye bir gazetenin kuruluşunda yer aldı. Bütün bunlar gösteriyor ki Yasemin Çongar, TSK’ya yapılan uluslararası imaj operasyonunun aktif görevlisidir.
CAM EVE TAŞ...
Melih Gökçek fenomeni!
Sevin sevmeyin Melih Gökçek Türk siyasal yaşamında gerçek bir fenomendir. Türkiye realitelerini ve halkın eğilimlerini çok iyi bilir. Dengeleri iyi gözetir. Kendine olmadık konulardan gündem yaratır ve hafızalara oturur. Öyle olmasaydı Ankara’da biri Keçiören olmak üzere 4 dönem belediye başkanlığı, bir dönem mebusluk, bir dönem de genel müdürlük yapamazdı. Son olarak Karayalçın’ın adaylığı bağlamında daha ilk günden öne geçmiş oluyor. Murat beyin SHP’sinin geçmişte DEHAP ile kurduğu yakınlık Gökçek’in dilinde. Diyeceksiniz ki bunu gündeme getirmek haksızlık? Hayır bendeniz Murat beyi tanıyan ve seven biri olarak söyleyeceğim, siyasette böyle şeylerin normal olduğudur. Eviniz camdan olursa, yani siyasi bir yanlışın varsa taş atan çok olur. Dolayısıyla Gökçek’e neden bunu gündeme getiriyorsun demek haksızlık olur. Murat beyin CHP’den aday olmasıyla Ankara’da kampanya ve diğer noktalarda müthiş bir kapışma olacak.
HOŞGELDİN FİİLİ KRİZ...
Hamdolsun kuyruklu günlere doludizginiz!
Dünün rakamları. Borsa yüzde 8 aşağıda, dolar 1500’ü aştı, euro 2000’i geçti ve çarşı-pazarda yaprak kımıldamıyor. Dahası, açıklanan resmi verilere göre cari açık temmuzda yüzde 103 arttı, işsizlik yükseldi ve üretimde kapasite kullanımı geriledi... Bu rakamlar çerçevesinde Başbakan Erdoğan’a soralım, hamdolsun iyi miyiz Tayyip bey!.. Tamam siz, çocuklarınız ve avaneniz şahsen iyi olabilir de Türk halkının ezici çoğunluğu hiç mi hiç iyi değil. Türkiye artık fiilen krizde gibidir. Üzülerek söylemeliyim ki sevgili okurlar bu feci tabloya karşın maalesef bunlar hâlâ iyi günlerimizdir. Hiç arzu etmeyiz, ama göreceksiniz Türkiye önümüzdeki süreçte bugünleri bile arayacaktır. Cari açık finansmanı kapıya dayandığında göreceksiniz kuyruklu günler geri gelecektir. Yağ kuyruğu, benzin kuyruğu, sigara kuyruğu ve daha neler neler!..