Hz. Mevlana’nın evrensel çağrısı
Engin mutasavvıf, şair, bilgin ve düşünür Hz. Mevlânâ, yine gönülleri aydınlatıyor. Büyük düşünür ve gönüller sultanı Hazreti Mevlânâ’nın 739. “Vuslat” yıldönümü bugün “Şeb-i Arus” ile sona eriyor.
“Şeb-i Arus”dan daha doğrusu Hz.Mevlana’dan, bütün dünyanın yararlanması gerekiyor.
“Şu toprağa, sevgiden başka, aşktan başka, hiçbir tohum ekmeyiz. Şu toprağa, şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz” diye seslenen Hz. Mevlânâ’nın felsefesine, hoşgörüsüne doymak duygusu hiçbir şekilde bitmiyor.
Neredeyse bütün dünyayı gezip görmemize rağmen, Konya’yı ancak birkaç yıl önce ziyaretimizin etkisi benliğimizi hâlâ sarıp sarmalıyor.
Hz. Mevlânâ, “tövbeni bin kere bozmuş olsan bile gel” diye çağrıda bulunurken, dergâhında “hak” yolunu, “hoşgörü” ve “sevgi” aşılamak için “sabır” la beklediğini, sanki törenler doğruluyor.
Aslında, Hz. Mevlânâ’nın sözleri, hikmetleri, birbirini tamamlıyor ve birbirinden daha “anlamlı” bulunuyor.
“Kâinatın hareketi” ni müzik ve ritim ile danslaştıran “sema” gösterileri Konya’ya bambaşka zenginlik ve derinlik kazandırıyor.
Konya’da içinde Hz. Mevlânâ’nın mübarek kabirlerinin de bulunduğu ve müze haline getirilen külliye, yıl boyunca ziyaretçilerin akınına uğruyor.
Ne var ki, “Şeb-i Arus” döneminde ziyaretler sıklaşıyor.
Külliyenin içinde dua ediliyor ve Hz. Mevlânâ’nın yanı sıra diğer büyüklerin kabirleri de ziyaret ediliyor.
Mevlânâ ve sufizme göre, her insanın yüreğinde “sır” adı verilen bir şey saklıyor.
Bu sır her insana verilmez. Bu sırra ancak uzun çabalar ve lütuf sayesinde ulaşılabiliyor.
Bu sırra erenler var, ama dilleri bağlı. Bağlı, çünkü bilinmeyeni biliyor hale geliyorlar ama, bilinmeyeni bilinmediği için anlatacak söz yok.
Mevlânâ, belki de bunun için şiir, raks ve müziği seçiyor.
Mevlânâ’nın ünlü Mesnevisi de bu yüzden; “Dinle ney’den duy neler söyler sana. Derdi vardır ayrılıklardan yana” diye başlıyor.
Mevlânâ’nın çağrısı, aşka, coşkuya, sevgiye, nura, yücelmeye çağırıyor.
Olağanüstü bir düşünce ve gönül adamı Mevlânâ gibi engin bir ruh, herhangi bir ulusa yahut etnik kökene ait görmüyor, kendini hepsinin ötesinde sayıyor.
Varlığının şöyle bir tanımlamasını yapıyor:
“Doğudan da gelmedim, Batıdan da. Yerim yurdum ne topraktır, ne deniz. Ne insanlar akrabamdır, ne melekler, periler, ben ateş de değilim köpük de; ne tozum ne şebnem.”
Mevlânâ bütün dünyanındır, hepimizindir, bütün insanlığındır. Ve her çağa aittir. Kısacası, büyük düşünür ve gönüller sultanı Mevlânâ’nın 739. “Vuslat” yıldönümünde dünyaya çok gerekli olan sevgi ve barış mesajları yayılıyor.