MedyaRadar’da yer alan habere göre, Hürriyet Gazetesi yazarı Fulya Soybaş, ileri evre meme kanserine yakalandığını duyurdu. Tümörü ilk kez nisan ayında duşta, elle kontrol yaparken fark ettiğini ancak doktora gitmediğini anlatan Soybaş, erken teşhisin önemini, “Keşke ama keşke kontrollerimi aksatmasaydım. Keşke ‘Aman boş ver!’ demeseydim. Belki o zaman erken evrede yakalar, kemoterapi almama bile gerek kalmazdı” dedi.
Pandemi nedeniyle evden fazla çıkmadığını hastaneye ise hiç gitmediğini söyleyen Soybaş, kendisine, “Aman ne gerek var sonra yaptırırım” diyerek, 40 yaş üstü her kadının yılda en az 1 kez yaptırması gereken mamografi ve meme ultrason kontrollerini de pandemi bahanesiyle ertelediğini söyledi. “Keşke ama keşke kontrollerimi aksatmasaydım” diyen Soybaş, “Keşke ‘Aman boş ver!’ demeseydim. Belki o zaman erken evrede yakalar, kemoterapi almama bile gerek kalmazdı. 6 ayda -4’ü üç hafta aralıklar, 7’si haftalık- toplam 11 kemoterapi aldım. 5 tane daha var. Sonrası ameliyat ve radyoterapi. Sürecin bu kadar uzun ve meşakkatli olmasının sebebi tümörün geç yani ileri evrede fark edilmiş olmasından kaynaklı. Çünkü durum fark edilene kadar tümör koltuk altı lenf bezlerine metastaz yaptı yani yayıldı” ifadelerini kullandı.
“Erken tanı neden önemli, Acıbadem Hastanesi Onkoloğu Prof. Dr. Taner Korkmaz anlatsın ki benimle aynı kaderi paylaşmayın!” diyen Soybaş, şunları aktardı:
Soru: Türkiye’de meme kanseri ne sıklıkta görülüyor?
Cevap: “Her 8 kadından biri ömrü boyunca meme kanseri ile yüzleşebilir ki bizim gibi batılı toplumlarda kadınlarda en sık görülen kanser türüdür.”
Soru: Pandemi ne kadar etkili oldu bu durumda? Bir artış var mı?
Cevap: “Henüz elimizde böyle bir veri yok ama gözlemim, salgın döneminde çok kişinin hastanelerden uzak durduğu, ayakların geri gittiği yönünde. Haliyle daha az başvuru aldık. Tarama programları da aksadı. Erken evre yakalayabileceğimiz birçok hasta ileri evrede, metastazla gelmeye başladı ki sıklıkla karşılaşmaya başladık bu durumla.”
Soru: Erken evrede yakalansaydı ne değişirdi?
Cevap: "40 yaş üzeri kadınlar yılda en az 1-2 kez mamografi-meme ultrasonu muhakkak yaptırmalı. Bireyin ailesinden gelen ya da kendisine ait başka risk faktörleri varsa daha da erken yapılmalı. Burada bir şehir efsanesini de sonlandıralım: Mamografi-ultrason can acıtan, yoran, üzen bir yöntem değil. Eskiye göre daha konforlu. Ayrıca her banyoda elle muayene de yapılmalı. Tümörü erken dönemde yakalamak tam iyileşmeyi amaçlayan tedavi yöntemleri (küratif tedavi) uygulamak adına çok önemli. Kanser kelimesi ürkütüyor biliyorum. Adı korkutucu ama unutmayın ki kanserden daha sıkıntılı, daha yıkıcı sonuçlarla karşılaşılabileceğiniz birçok hastalık var. Meme kanseri yüz güldürücü tedavilerle çok başarılı olabildiğimiz bir kanser türü. Sık görülmesinin fazla araştırma, çalışma olması ve dolayısıyla bu kanser hakkında fazla bilgimiz olması yönünde bir avantajı var. Ama ne kadar erken yakalarsak o kadar iyi! Bir de artık eskisi gibi herkese aynı tedavi uygulanmıyor. 5-10 yıllık hesaplamalar yapıp kemoterapiye gerçekten gerek var mı değerlendiriyoruz.”