Hükümet medyasının, yerel seçimlerin ardından yeni parti kurma hazırlığı içinde oldukları öne sürülen isimlere tepkisi sürüyor.
Son olarak, Star yazarı Resul Torun, Abdullah Gül başta olmak üzere Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi isimleri ‘Hizmet siyasetten ibaret değil ki!’ başlıklı yazısında eleştirdi.
İşte o yazı:
"Birileri ısrarla bir dönem AK Parti içinde bulunmuş önemli isimlerin yeni bir parti kurma hazırlığında olduğunu söyleyip duruyorlar.
Konu TV programlarında tartışılıyor, basında haberler ve yorumlar çıkıyor.
Bütün hesap AK Parti tabanı üzerine yapıldığı için elini ovuşturanların sayısı az değil.
***
Partiyi AK Parti’ye dargın bir kadronun kuracağından bahsediyorlar.
Bir ihtiyaçtan ziyade bir küskünler hareketi olarak ortaya çıkacakları ve AK Parti’ye karşı mücadeleyi hedefledikleri anlatılıyor!
Olabilir, parti kurmak yasal haklarıdır. Bir engel de yok.
Ama kuracakları parti ‘hangi boşluğu dolduracak?’ sorusunun cevabı da yok.
***
Sayılan isimlere bakıyorum, evet şahıs olarak hepsi saygın insanlar. Bir dönem AK Parti sayesinde önemli görevlerde bulunmuşlar.
O önemli görevleri hak etmiş de olabilirler ama o göreve gelmelerini Başkan Erdoğan’a borçlu olduklarını eminim kendileri de itiraf ediyordur!
Şimdi ise eski partilerini daha doğrusu genel başkanlarını eleştirip ona alternatif olmaya çalışıyorlar.
AK Parti’nin başında Başkan Erdoğan varken hele de başkanlık sistemine geçilmişken kuracakları partinin taş çatlasa birkaç milletvekili elde etmenin ötesine geçemeyeceğini neden göremiyorlar acaba?
***
MNP kurulduğundan beri aktif siyasetin içindeyim. Yarım asra yakın bir süredir, ev ev gezmiş köy köy dolaşmış, dört kez aday olmuş ve teşkilatın ne olduğunu nasıl çalıştığını, bilen ve arazide halkın nabzını bire bir tutan biri olarak ben yeni bir parti için herhangi bir boşluk göremiyorum.
Başkan Erdoğan’ın karşısında kalabalıkları arkasından sürükleyecek bir lider adayı da göremiyorum.
Hepsi Erdoğan’ın gölgesinde bir yerlere gelmiş olan o arkadaşları parti kurmaya kim teşvik ediyorsa onları büyük bir tuzağa çekiyor bence.
***
Hepsi değerli bu arkadaşların bugüne kadar partileri ve genel başkanları aleyhinde kamuoyuna yansımış bir beyanları yok.
Gördüğüm kadarıyla parti tabanının kahir ekseriyeti onlar hakkında hüsnü zan besliyorlar.
(Kapalı kapılar ardındaki eleştiriler tolere edilebilir, edilmelidir de. Parti içindeki farklı fikirler hakarete varmadığı müddetçe zenginlik olarak algılanmalıdır. Troller de karşılıklı tahrikten vazgeçmelidir!)
Lakin yarın bir yanlışlık yapar da bir parti kurarlarsa, AK Parti tabanındaki hüsnü zannı kendi elleriyle ortadan kaldırmış olurlar.
Tıpkı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde değerli bir insan olan sayın Gül’ün, kardeşi (!) Erdoğan’a karşı muhalefetin ortak adayı olmayı kabul ettiğini açıkladığı gün AK Parti tabanındaki itibarını kendi eliyle baltaladığı gibi.
Muhalefet alkışlayabilir ama oy getirmez, aksine itibar götürür!
***
Bu arada hatırlatmalıyım ki, büyük partilerden ayrılarak kurulan partilerin hiçbiri siyasette umdukları ilgiyi bulamamışlardır.
Mesela, 1980 sonrası ANAP’tan ayrılan Dalan’ın kurduğu MDP, AK Parti’den ayrılan Şener’in kurduğu TP’nin esamisi okunmuyor.
CHP’den kopan DSP’nin ve MHP’den Kopan BBP’nin hali ortadadır.
Örnekler çok. Çoğunun adı bile unutulmuş, yaşayanlar ise iktidar alternatifi olmaktan çok uzaktalar
***
AK Parti tabanına hitaben kurulması muhtemel partinin akıbeti de onlardan farklı olmayacaktır zannımca.
Başkanlık sisteminde iktidar olmanın yolu güçlü liderlikten geçer. Mesela 2023’te Başkan Erdoğan’ın karşısına bu arkadaşlar hangi söylemle, kimi çıkaracaklar acaba?
Benden dostça bir tavsiye, kamuoyuna öyle bir çalışmanın olmadığını varsa da vazgeçtiklerini açıklayıp bu hevesten vazgeçsinler. Saygıyla anılırlar.
Aksi takdirde kendilerine yazık etmiş olurlar.
Hem hizmet siyasetten ibaret değil ki!"
