Hukuksuzluk Gaziantep'ten döndü
Yazılı basında, konuya en sık ve geniş yer veren gazeteci olarak, fikri takip gereği bu gelişmeyi bildirmem elzem:
Gaziantep İstinaf Mahkemesi, Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü hakkında, edimin ifasına fesat karıştırmak suçundan verdiği 5 yıllık hapis cezasını bozdu. Mahkeme, Sözlü hakkında "rüşvet" suçlamasından verilen "beraat" kararını ise onadı.
Savunma hakkının kısıtlanmış olmasından, suçlamaya delil gösterilen raporlar arasındaki tutarsızlıklara kadar avukatların bütün itirazlarının karşılık bulduğu bozma kararının temeli, Sözlü'nün aylarca isyanına konu olan ve fakat "üç maymun" kıvamındaki medya ve siyaset unsurlarınca duymazdan, görmezden gelinen; üzerine atılı suçun kendisi için 'işlenemez suç' niteliğinde olduğu gerçeği!
Gaziantep İstinaf Mahkemesi, bir insanın bulunduğu makam itibarıyla istese bile işleyemeyeceği bir suçu işlemekle suçlanması komedisini şimdilik bitirdi. Dosya yerel mahkemeye geri gönderildi.
Yakinen şahit olduğum o insafsız süreçten sonra yegane dileğim herkes için adaletin tecellisi haberlerini vermeye başladığımız günlerin gelmesi...
NOT: Sırf, Sözlü'nün yerel mahkemedeki yargılamasında yaşanan ve bizzat hukukçulara dahi saç baş yolduran hukuksuzlukları yazdığım, yazmaktan usanmadığım için hakkımda rezil ithamlarda bulunan bir güruh vardı sosyal medyada, merak ediyorum azıcık da olsa utanç duyuyorlar mı acaba!
***
"Bırakın şu gazlı mazotlu içecekleri"
--------
Hazır Adana'dan almışken sazı elimize; oradan getirelim devamını da...
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, evinde, ailesi ile birlikte çektiği "Adana karpuzu"na destek filmini izlediniz mi?
Çok sevimli.
Zorlama yok; samimi.
Oğlu ve yeğeni iftarda "kola" içmek isteyince "bırakın şu gazlı mazotlu içecekleri Adana'nın karpuzu çıktı" diyor ve "ya Allah" deyip kestiği Adana karpuzunu servis ettiriyor Sözlü... Sonrası aile üyelerinin iştahla karpuz yeme görüntüleri...
Velhasıl...
"Zeytin mi, tesis mi" diye sorunca değil, o tesislerin Türk üreticisini bitiren küresel ürünlerine karşılık bu toprağın sunduğu hazinelerin kıymetini bilince oluyorsun yerli ve millî!
***
Ya katillere yataklık edenler?!
---------
Ege Üniversitesi'nde, PKK terör örgütü yanlısı grup tarafından katledilen ülkücü üniversite öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun katillerinin yargılandığı davada dün savcı mütalaasını verdi.
Katil zanlısı hakkında cinayet dışında, terör örgütü üyeliğinden de ceza isteniyor olması önemli. Fırat'ın "terör örgütü adına" katledilmiş olduğunun vurgulanması çok çok önemli.
Ve fakat hâlâ büyük bir eksik var;
PKK'nın üniversitedeki varlığına göz yuman yöneticiler ne zaman dahil edilecek bu davaya?
***
Suçu işleyen değil söyleyen sanık sandalyesinde
------
Her geçen gün biraz daha garipleşen bir ülke oluyoruz.
Her "daha ne olabilir" dediğimizde, yeni bir garabet çıkıyor mutlaka sahneye.
Buyurun Nasuh Mahruki'nin yargılandığı dava...
Sağır sultanın dahi bildiği üzere Ege Denizi'ndeki 18 Türk ada/adacığı uzun zamandır Yunan işgali altında.
Ve...
İnanılır gibi değil ama...
Yargı, bu işgale göz yuman, direnmeyen, Türk adalarına Türk bayrağını dikmek için kılını kıpırdatmayan "ilgili/yetkililer" hakkında soruşturma başlatmak onlara hesap sormak yerine, dikkatleri bu işgale çeken isimlerden Mahruki'yi oturttu sanık sandalyesine.
Suçlama manidar:
Cumhurbaşkanı'na hakaret ve tehdit!
Suçlayan daha da manidar:
FETÖ sanığı bir savcı!
Üç-beş muhalif harcarsam bağlılığıma inandırır, kendimi kurtarırım diyerek böyle bir işe kalkışmış olmalı.
***
Herkes bildiği işi yapsın
---------
Bir havuz problemi yok aslında karşımızda; mevzu, sahiden çözmek isteyen varsa, MHP Milletvekili Saffet Sancaklı'nın iki cümlede özetlediği kadar basit;
"Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı eski millî futbolculardan seçilsin. Herkes bildiği işi yapsın. Beni NASA'ya koysan, vah haline!"