24 Haziran'da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere giremeyen DSP, YSK'ya tepki gösterdi. DSP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Karakülçe, partisinin gerekli olan tüm şartları yerine getirdiği halde seçime alınmadığını ama HÜDA-PAR'ın seçime girebildiğini belirtti.
Karakülçe, "HÜDA-PAR gibi bir partinin önce seçimlere giremeyeceği açıklanıyor. Daha sonra parti, sonucu biliyormuşçasına, bir gün önceden itiraz ediyor. Birkaç gün içerisinde itirazları sonuçlanıyor ve seçime katılmaya hak kazanıyorlar. Bu parti kurultay delegelerini de herhangi bir ilçe ve il kongresi ile seçmiş bir parti değil" diye konuştu.
"HÜDA-PAR vakası, ciddi bir skandaldır" ifadesini kullanan Karakülçe, AKP'nin HÜDA-Par'ın, CHP'nin ise İYİ Parti'nin önünü açtığını savundu. DSP'nin seçime girememe kriterlerinin baz alınması halinde HÜDA-Par'ın da seçimlere girememesi gerektiğini iddia eden Karakülçe, "DSP için 'ilçe kongrelerinde yapılmamış, eksik kongreleri var' deniyor. Biz, bunların müracatlarını çoktan yaptık. Erken seçim ilan edilmeden önce bizim bütün seçim tarihleri için kararlarımız alınmıştı. Ama YSK, oyuna giderken kuralları değiştirdi. Yeni kurallar koydu. Herhangi bir evrak eksiğimiz olmamasına rağmen seçime giremiyoruz" diye konuştu.
Selçuk Karakülçe, 24 Haziran seçimlerine herhangi bir sol partinin giremediğini ileri sürerek, "DSP'den sonra sol bir düşünce iktidar olmadı. İşçi kardeşlerimiz Bülent Ecevit'in iktidarlığı döneminde o günkü ülke şartlarını bugünle kıyaslasınlar. O dönem yapılan güzel işlerin faturası DSP'liler ve gerçek solcular seçime sokulmayarak ödetilmek isteniyor" dedi.
BEYTAŞ'I ELEŞTİRDİ
DSP eski İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Hazal Beytaş'ın partinin seçime girememesinden sorumlu tuttuğu Önder Aksakal ve tüm parti organlarını istifaya çağırmasına yönelik açıklamasını da değerlendiren Karakülçe, şöyle konuştu:
"Seçime girememenin koşullarını değerlendirip özeleştiri yapıyoruz. Bununla ilgili gerekli tedbirler de alınacak ama hiç bir zaman şu an DSP'nin her kademesinde görev yapan arkadaşlarımızı kimse sorumsuzlukla, görevini yapmamakla, ihmal etmekle itham edemez. Çünkü DSP'nin her kademesinde bütün arkadaşlarımız büyük özveri ile çalışıyor. Aslında bu süreç Kemal Derviş'in gelmesiyle birlikte başladı. DSP'nin ve politikalarının yok edilmesi üzerine ciddi bir süreç, o zaman başladı. Beytaş ve bazıları partiyi terk edip giden ekipler içerisindeydi. Ayşe Hazal arkadaşımızın bu gelişmelerden haberi olmadan partisini eleştirmesi pek hoş değil. Partisini var etmek istiyor ama partinin yok edilme çabasına ortak olmaktan başka bir şey yapmıyor."