Hocalı soykırımı!

“Hocalı Katliamı”nın 21. yıl dönümünde, mücrim ve işgalci Ermenileri kınamak hepimizin hem insani, hem de milli görevi oluyor. Aslında; bu katliamı her fırsatta dile getirip, gündemden düşürmemek de gerekiyor.
Türkiye-Azerbaycan sıkı işbirliği bile, Ermeni yalanını durdurmaya ve katliamlarını tescil etmeye yeterli görülüyor.
Ancak; Türk-Ermeni anlaşmazlığını bir yana bırakarak, Azerbaycan’ın durumunu sık sık ele almamız ve devlet olarak “mesele” yapmamız da icap ediyor.
Azerbaycan’ın büyük lideri, rahmetli Haydar Aliyev’in “Bir millet, iki devlet” sözü sırf söz olsun, kahramanlık olsun diye tarihe mal edilmiş bir “vecize”den ziyade çok büyük ve derin anlamlar, sorumluluklar taşıyor.
Gerçi oğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlhan Aliyev, bu tarihi sözlerin arkasında durma gayretleri gösteriyor. Ne var ki; iki ülke arasındaki ilişkiler bir türlü istenildiği veya olması gerektiği gibi gelişmiyor.
Türk-Azerbaycan dostluğunun, kardeşliğinin sıkı ekonomik işbirliği, hatta müşterek oluşumlara dönüşmesi, her iki ülkenin de talihini değiştirmeye yetiyor.
Yoksa rahmetli Aliyev’in “Bir millet, iki devlet” sözleri sadece “vecize” olarak kalmaya mahkûm görünüyor.
“Hocalı Katliamı”nın, Rus askerlerinin desteğiyle, 25-26 Şubat 1992’de Ermeni kuvvetlerince yapıldığı artık bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmış buluyor.
Her ne kadar, Rusya, ilgisinin olmadığını iddia etse de Rus ordusuna ait 366. Alayın 1991’in sonbaharından beri Ermenilerin safında savaştığı, alaydan kaçan dört askerce doğrulanıyor.
10 bin nüfuslu Hocalı’da olaylar sırasında yaklaşık 3 bin Azeri yaşıyordu.
Saldırıda ölenler hakkında verilen resmi rakam 613 kişi olmakla birlikte, şehit edilen Azerilerin binlerce kişi olduğu belirtiliyor.
Saldırılar sırasında, Hocalı’da yaşayan Ahıska Türkleri de evlerinde yakılarak öldürülüyor. Kadın, çocuk ve yaşlılar da vahşice katlediliyor. Katliamın ilk gecesinde, sekiz aile bütün fertleriyle öldürülüyor.700’den fazla çocuk anne ya da babasını yitiriyor. Yaralıların ise binlerce olduğu hesaplanıyor.
Ne yazık ki; Azerbaycan yönetimi ve Cumhurbaşkanı Ayaz Mütellibov, olayı dört gün boyunca kamuoyundan gizliyor. Katliam ortaya çıkınca bütün Azerbaycan şoke oluyor.
Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmaya uğraşan kadın, çocuk ve ihtiyarlar, karlı dağlarda tipi altında Agdam’a gelmeyi başardıklarında çoğunun ayakları donuyor.
Bazılarının ayakları ise kangrenden dolayı kesiliyor. Ermeniler, vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, diye yapıyor.
İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü.
Hocalı ile Agdam arasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler yan yana duruyordu. Ermeni diasporasına ithaf olunur!

Yazarın Diğer Yazıları